doubt

Meanings of "doubt" in Turkish English Dictionary : 46 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	doubt n.	şüphe
I have doubts about him. Ona dair şüphelerim var. More Sentences
2	Common Usage	doubt n.	kuşku
Such persecution obviously only strengthens the doubt surrounding the official dogmas. Böylesi bir zulmün sadece resmi dogmalara yönelik kuşkuları güçlendirdiği açıktır. More Sentences
3	Common Usage	doubt v.	kuşkulanmak
I know you have reason to doubt me. Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum. More Sentences
4	Common Usage	doubt v.	şüphelenmek
Sami was starting to doubt himself. Sami kendinden şüphelenmeye başlıyordu. More Sentences
General
5	General	doubt n.	kuşku
The only remaining doubt concerns the means still available to him. Geriye kalan tek kuşku ise halen hangi araçlara sahip olduğuyla ilgilidir. More Sentences
6	General	doubt n.	şüphe
I do not doubt that the Council will chuck this proposal in the dustbin as well. Konseyin bu öneriyi de tarihin tozlu raflarına atacağından hiç şüphem yok. More Sentences
7	General	doubt n.	tereddüt
A moment's doubt can cost a pilot his life. Bir anlık tereddüt, bir pilotun hayatına mal olabilir. More Sentences
8	General	doubt n.	belirsizlik
Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt. Bir resmin genel anlamı açık görünse de, zaten, içeriğinin tam olarak çözümü belirsiz kalır. More Sentences
9	General	doubt v.	kuşkulanmak
I doubt his words. Onun sözlerinden kuşkulanıyorum. More Sentences
10	General	doubt v.	kuşku duymak
We are in no doubt as to the need to make the citizens and their rights the focus of our shared existence. Vatandaşları ve onların haklarını ortak varlığımızın odağı haline getirmemiz gerektiğinden kuşku duymuyoruz. More Sentences
11	General	doubt v.	şüphesi olmak
There must be no doubt about what the EU stands for. AB'nin neyi temsil ettiği konusunda hiçbir şüphe olmamalıdır. More Sentences
12	General	doubt v.	şüphe etmek
Don't doubt yourself; you can do this. Kendinden şüphe etme; bunu yapabilirsin. More Sentences
13	General	doubt v.	şüphe duymak
You can and must convince the States which have the most doubts. En çok şüphe duyan Devletleri ikna edebilirsiniz ve etmelisiniz de. More Sentences
Archaic
14	Archaic	doubt v.	şüphelenmek
I want to give Tom the benefit of the doubt. Tom'un şüphelenmesine izin vermek istiyorum. More Sentences
General
15	General	doubt n.	güvensizlik
16	General	doubt n.	şüpheli durum
17	General	doubt n.	kararsızlık
18	General	doubt n.	endişe
19	General	doubt n.	itimatsızlık
20	General	doubt n.	zan
21	General	doubt n.	şek
22	General	doubt n.	kuruntu
23	General	doubt n.	kasti olarak muhakemeden geri durma
24	General	doubt n.	inanılan şeyden kasti olarak geri durma
25	General	doubt n.	fikir ya da inancı ölçüp tartma süreci
26	General	doubt n.	sorgulama
27	General	doubt n.	korkma
28	General	doubt n.	ürkme
29	General	doubt n.	çözümlenmemiş konu
30	General	doubt n.	çözülmemiş sorun
31	General	doubt n.	halledilmemiş zorluk
32	General	doubt v.	güvenmemek
33	General	doubt v.	çekinmek
34	General	doubt v.	kararsız olmak
35	General	doubt v.	ikna olmamak
36	General	doubt v.	emin olmamak
37	General	doubt v.	-den kuşku duymak
38	General	doubt v.	-den kuşkulanmak
39	General	doubt v.	olanaksız olduğunu düşünmek
40	General	doubt v.	ihtimal vermemek
41	General	doubt v.	inanmamak
42	General	doubt v.	kabul etmemek
Philosophy
43	Philosophy	doubt n.	yanlış olabilecek önermeleri reddettikten sonra bilgiyi tanımlama yöntemi
Archaic
44	Archaic	doubt v.	korkmak
45	Archaic	doubt v.	(korkulan şeyden) endişe duymak
46	Archaic	doubt v.	tereddüt etmek

Meanings of "doubt" with other terms in English Turkish Dictionary : 275 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	no doubt adv.	şüphesiz
That is no doubt the reason why there is now an attempt to have a separate vote. Şu anda ayrı bir oylama yapılmaya çalışılmasının nedeni de şüphesiz budur. More Sentences
2	Common Usage	no doubt adv.	kuşkusuz
No doubt he will not be able to tell us everything but perhaps he could throw some light on the situation. Kuşkusuz bize her şeyi anlatamayacaktır ama belki duruma biraz ışık tutabilir. More Sentences
General
3	General	doubt yourself v.	kendinden şüphe etmek
Why do you doubt yourself? Neden kendinden şüphe ediyorsun? More Sentences
4	General	beyond any doubt adj.	şüphesiz
It's beyond any doubt. Bu şüphesiz. More Sentences
5	General	beyond doubt adj.	şüphe götürmez
It must be beyond doubt that there is a need to tighten up the EU's sanctions against Burma. AB'nin Burma'ya yönelik yaptırımlarının sıkılaştırılması gerektiği şüphe götürmez bir gerçektir. More Sentences
6	General	without doubt adv.	şüphesiz
The most complex issue to address was without doubt the type of committee and procedure to select for this Regulation. Ele alınması gereken en karmaşık konu şüphesiz bu Tüzük için seçilecek komite ve usulün türüydü. More Sentences
7	General	without doubt adv.	kuşkusuz
Without doubt, it will help promote a community culture when it comes to the protection of fundamental rights. Kuşkusuz, temel hakların korunması söz konusu olduğunda bir topluluk kültürünün teşvik edilmesine yardımcı olacaktır. More Sentences
8	General	no doubt adv.	hiç şüphesiz
In this regard, the European Parliament will no doubt be involved in the normal procedures. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu hiç şüphesiz normal prosedürlere dahil olacaktır. More Sentences
9	General	no doubt adv.	hiç kuşkusuz
That car is no doubt in an awful condition. O araba hiç kuşkusuz korkunç bir durumda. More Sentences
10	General	no doubt conj.	şüphesiz ki
This is no doubt in the context of the ongoing work of Parliament's Temporary Committee on foot-and-mouth disease. Bu şüphesiz ki Parlamento'nun şap hastalığına ilişkin Geçici Komisyonu'nun devam eden çalışmaları bağlamındadır. More Sentences
Phrases
11	Phrases	without (a) doubt adv.	hiç şüphesiz
This social situation is, without doubt, connected to the record level of non-participation in the last elections. Bu sosyal durum, hiç şüphesiz, son seçimlere rekor düzeyde katılmama ile bağlantılıdır. More Sentences
Idioms
12	Idioms	room for doubt n.	şüpheye yer/mahal
In this connection, I am of the view that Amendment No 16 concerns a change that leaves no room for doubt. Bu bağlamda, 16 No'lu Değişikliğin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir değişiklik olduğu görüşündeyim. More Sentences
13	Idioms	cast doubt v.	gölge düşürmek
It should not, however, cast doubt over enlargement. Ancak bu durum genişlemeye gölge düşürmemelidir. More Sentences
Law
14	Law	reasonable doubt n.	makul şüphe
On these issues, the public is seeking assurances beyond a reasonable doubt. Bu konularda kamuoyu makul şüphenin ötesinde güvenceler aramaktadır. More Sentences
Computer
15	Computer	in doubt expr.	şüpheli
Unfortunately that is still in doubt. Ne yazık ki bu konu hala şüpheli. More Sentences
General
16	General	self doubt n.	kendinden şüphe etme
17	General	belief and doubt n.	inanç ve şüphe
18	General	avoidance of doubt n.	şüpheye mahal vermeme
19	General	avoidance of doubt n.	şüpheye yer bırakmama
20	General	strong doubt n.	kuvvetli şüphe
21	General	nagging doubt n.	giderilemeyen şüphe
22	General	nagging doubt n.	rahatsız edici şüphe
23	General	nagging doubt n.	ortadan kalkmayan şüphe
24	General	self-doubt n.	kendinden şüphe duyma
25	General	self-doubt n.	kendine inanmama
26	General	self-doubt n.	kendine güvenmeme
27	General	be in doubt about v.	kuşku duymak
28	General	leave in doubt v.	askıda bırakmak
29	General	be beyond a shadow of a doubt v.	zerre kadar şüphe kalmamak
30	General	be in doubt about v.	şüphelenmek
31	General	doubt someone's word v.	birinin dediklerinden şüphe etmek
32	General	raise doubt v.	şüphe uyandırmak
33	General	raise doubt v.	güvensizlik uyandırmak
34	General	have a doubt v.	şüphe duymak
35	General	be in doubt v.	şüpheli olmak
36	General	have no doubt v.	kuşkusu olmamak
37	General	cast doubt on v.	şüphe uyandırmak
38	General	cast doubt on v.	şüphe çekmek
39	General	bring into doubt v.	şüpheye düşürmek
40	General	be brought into doubt v.	şüpheye düşürülmek
41	General	leave no room for doubt v.	şüpheye yer bırakmamak
42	General	leave no room for doubt v.	tereddüde yer bırakmamak
43	General	hang in doubt v.	tereddüt etmek
44	General	leave little doubt of (something) v.	(bir şey) konusunda çok az şüpheye yer bırakmak
45	General	beyond doubt adj.	su götürmez
46	General	in doubt adj.	kuşkulu
47	General	beyond doubt adj.	söz götürmez
48	General	beyond doubt adj.	şüphesiz
49	General	in doubt adj.	kesin olmayan
50	General	in doubt adj.	henüz belli olmayan
51	General	beyond doubt adj.	kuşkusuz
52	General	without doubt adv.	şüphe etmeden
53	General	no doubt adv.	muhakkak
54	General	no doubt adv.	elbette
55	General	free from any doubt adv.	hiç şüphesiz
56	General	without a doubt adv.	yakinen
57	General	without doubt adv.	muhakkak
58	General	without doubt adv.	kesinlikle
59	General	without doubt adv.	tartışmasız
60	General	no doubt conj.	kuşkusuz ki
Phrases
61	Phrases	in a way that leaves no doubt adv.	hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde
62	Phrases	in a way that leaves no doubt adv.	hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
63	Phrases	beyond doubt adv.	kuşkusuz
64	Phrases	beyond doubt adv.	şüphesiz
65	Phrases	beyond doubt adv.	hiç şüphesiz
66	Phrases	beyond doubt adv.	hiç şüphe yok ki
67	Phrases	beyond doubt adv.	yüzde yüz
68	Phrases	beyond doubt adv.	kesinlikle
69	Phrases	beyond doubt adv.	kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde
70	Phrases	beyond a doubt adv.	kuşkusuz
71	Phrases	beyond a doubt adv.	şüphesiz
72	Phrases	beyond a doubt adv.	hiç şüphesiz
73	Phrases	beyond a doubt adv.	hiç şüphe yok ki
74	Phrases	beyond a doubt adv.	yüzde yüz
75	Phrases	beyond a doubt adv.	kesinlikle
76	Phrases	beyond a doubt adv.	kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde
77	Phrases	without (a) doubt adv.	kuşkusuz
78	Phrases	without (a) doubt adv.	şüphesiz
79	Phrases	without (a) doubt adv.	hiç şüphe yok ki
80	Phrases	without (a) doubt adv.	yüzde yüz
81	Phrases	without (a) doubt adv.	kesinlikle
82	Phrases	without (a) doubt adv.	kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde
83	Phrases	I don't doubt that expr.	hiç kuşkum yok ki
84	Phrases	no doubt about that expr.	hiç şüphe yok
85	Phrases	no doubt the fact expr.	gerçekliğinden hiç şüphe yok
86	Phrases	I don't doubt that expr.	hiç şüphem yok ki
87	Phrases	beyond a reasonable doubt expr.	şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
88	Phrases	it is surely beyond doubt that expr.	şüphesiz ki
89	Phrases	for the avoidance of doubt expr.	şüpheye mahal vermemek için
90	Phrases	without a shadow of a doubt expr.	şeksiz şüphesiz
91	Phrases	if in doubt expr.	şüphe duyulursa
92	Phrases	there is no doubt that expr.	şüphe yoktur ki
93	Phrases	there is not the shadow of a doubt that expr.	zerre kadar şüphe yok ki
94	Phrases	without a shred of a doubt expr.	en küçük şüphe olmaksızın
95	Phrases	doubt is the only truth expr.	şüphe tek gerçektir
96	Phrases	i wouldn't doubt (someone) [ireland] expr.	(ondan) başka şey beklenmezdi zaten
Proverb
97	Proverb	if there’s doubt, there’s no doubt	şüpheleniyorsan, şüphesiz doğrudur
Colloquial
98	Colloquial	without doubt expr.	hiç kuşku yok ki
99	Colloquial	beyond any doubt expr.	hiç kuşku yok ki
100	Colloquial	in case of doubt expr.	şüphe durumunda
101	Colloquial	in case of doubt expr.	tereddüt halinde
102	Colloquial	I doubt it/that expr.	bundan şüpheliyim
103	Colloquial	I doubt it/that expr.	bundan emin değilim
104	Colloquial	I doubt it/that expr.	pek sanmıyorum
Idioms
105	Idioms	room for doubt n.	şüpheli olma ihtimali
106	Idioms	call into doubt v.	şüphe doğurmak
107	Idioms	call into doubt v.	doğruluğunu sorgulamak
108	Idioms	give someone the benefit of the doubt v.	birine inanmaya karar vermek
109	Idioms	give the benefit of the doubt v.	doğru kabul etmek
110	Idioms	give the benefit of the doubt v.	doğru olduğunu varsaymak
111	Idioms	give someone the benefit of the doubt v.	hüsnüzanla yaklaşmak
112	Idioms	give the benefit of the doubt v.	haklı kabul etmek
113	Idioms	cast doubt on v.	gölge düşürmek
114	Idioms	cast doubt on v.	inancı sarsmak
115	Idioms	cast doubt on v.	kuşku uyandırmak
116	Idioms	cast doubt on v.	kuşkuya düşürmek
117	Idioms	give someone the benefit of the doubt v.	kötü düşünmemek
118	Idioms	give someone the benefit of the doubt v.	olumlu düşünmek
119	Idioms	cast doubt on v.	şaibe katmak
120	Idioms	give the benefit of the doubt v.	suçsuz kabul etmek
121	Idioms	give someone the benefit of the doubt v.	sözüne inanmak
122	Idioms	throw doubt on v.	şüphe uyandırmak
123	Idioms	be without a shadow of a doubt v.	zerre kadar şüphe kalmamak
124	Idioms	plant a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin) aklında şüphe yaratmak
125	Idioms	plant a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin) aklında şüphe uyandırmak
126	Idioms	plant a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birini) işkillendirmek
127	Idioms	plant the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin) aklında şüphe yaratmak
128	Idioms	plant the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin) aklında şüphe uyandırmak
129	Idioms	plant the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birini) işkillendirmek
130	Idioms	sow the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) kurt düşürmek
131	Idioms	sow the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) bir endişe düşürmek
132	Idioms	sow the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) bir şüphe düşürmek
133	Idioms	sow the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklında/içinde) şüphe uyandırmak/yaratmak
134	Idioms	sow the seed of doubt (in someone's mind) v.	(birini) işkillendirmek
135	Idioms	sow a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) kurt düşürmek
136	Idioms	sow a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) bir endişe düşürmek
137	Idioms	sow a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklına/içine) bir şüphe düşürmek
138	Idioms	sow a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birinin aklında/içinde) şüphe uyandırmak/yaratmak
139	Idioms	sow a seed of doubt (in someone's mind) v.	(birini) işkillendirmek
140	Idioms	have the benefit of the doubt v.	(önce yargılanmak/eleştirilmektense) şüphe lehinde yorumlanmak
141	Idioms	have the benefit of the doubt v.	(önce yargılanmak/eleştirilmektense) haklı kabul edilmek
142	Idioms	have the benefit of the doubt v.	(önce yargılanmak/eleştirilmektense) hakkında olumlu düşünülmek
143	Idioms	have the benefit of the doubt v.	(önce yargılanmak/eleştirilmektense) suçsuz kabul edilmek
144	Idioms	have the benefit of the doubt v.	(önce yargılanmak/eleştirilmektense) sözüne inanılmak
145	Idioms	give/have the benefit of the doubt v.	(aksi bir kanıt olmadığı sürece) şüpheyi lehinde yorumlamak
146	Idioms	give/have the benefit of the doubt v.	(aksi bir kanıt olmadığı sürece) haklı kabul etmek
147	Idioms	give/have the benefit of the doubt v.	(aksi bir kanıt olmadığı sürece) hakkında olumlu düşünmek
148	Idioms	give/have the benefit of the doubt v.	(aksi bir kanıt olmadığı sürece) suçsuz kabul etmek
149	Idioms	give/have the benefit of the doubt v.	(aksi bir kanıt olmadığı sürece) sözüne inanılmak
150	Idioms	cast doubt v.	şüphe uyandırmak
151	Idioms	cast doubt v.	şüphe çekmek
152	Idioms	cast doubt v.	inancı sarsmak
153	Idioms	cast doubt v.	kuşkuya düşürmek
154	Idioms	cast doubt v.	kuşku uyandırmak
155	Idioms	cast doubt v.	şaibe katmak
156	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak
157	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek
158	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) gölge düşürmek
159	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) inancı sarsmak
160	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek
161	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
162	Idioms	cast doubt (on someone or something) v.	(birine/bir şeye) şaibe katmak
163	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak
164	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek
165	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) gölge düşürmek
166	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) inancı sarsmak
167	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek
168	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
169	Idioms	cast doubt on (someone or something) v.	(birine/bir şeye) şaibe katmak
170	Idioms	get the benefit of the doubt v.	(yeterli bilgi/kanıt yokken) haklı kabul edilmek
171	Idioms	get the benefit of the doubt v.	(yeterli bilgi/kanıt yokken) suçsuz kabul edilmek
172	Idioms	get the benefit of the doubt v.	tarafsız yaklaşılmak
173	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(birine/bir şeye) inanmaya karar vermek
174	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(birine/bir şeye) hüsnü zanla yaklaşmak
175	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(biri/bir şey hakkında) olumlu düşünmek
176	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(biri/bir şey hakkında) kötü düşünmemek
177	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(birinin/bir şeyin) sözüne inanmak
178	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(birinden/bir şeyden) yana düşünmek
179	Idioms	give (someone or something) the benefit of the doubt v.	(biri/bir şey) hakkında nötr olmak
180	Idioms	give somebody the benefit of the doubt v.	hüsnü zanla yaklaşmak
181	Idioms	give somebody the benefit of the doubt v.	birini masum/suçsuz kabul etmek
182	Idioms	beyond the shadow of doubt expr.	hakkında en küçük bir kuşku olmaksızın
183	Idioms	without a shadow of a doubt expr.	hiç şüphesiz
184	Idioms	without a shadow of a doubt expr.	en ufak bir şüphe duymadan
185	Idioms	without a doubt expr.	izahtan vareste
186	Idioms	without a shadow of a doubt expr.	kesinlikle
187	Idioms	without a doubt expr.	kuşkusuz
188	Idioms	beyond a shadow of doubt expr.	su götürmez
189	Idioms	beyond the shadow of a doubt expr.	su götürmez
190	Idioms	beyond the shadow of a doubt expr.	şüphesiz
191	Idioms	without a shadow of doubt expr.	su götürmez
192	Idioms	without a shadow of a doubt expr.	su götürmez
193	Idioms	beyond a shadow of a doubt expr.	su götürmez
194	Idioms	without a shadow of a doubt expr.	tartışmasız
195	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	şüphesiz
196	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	su götürmez
197	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	kuşkusuz
198	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	kesinlikle
199	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	tartışmasız
200	Idioms	beyond a/the shadow of a doubt expr.	muhakkak
201	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	şüphesiz
202	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	su götürmez
203	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	kuşkusuz
204	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	kesinlikle
205	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	tartışmasız
206	Idioms	beyond the shadow of (a) doubt expr.	muhakkak
207	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	şüphesiz
208	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	su götürmez
209	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	kuşkusuz
210	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	kesinlikle
211	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	tartışmasız
212	Idioms	beyond a shadow of (a) doubt expr.	muhakkak
213	Idioms	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	şüphesiz (ki)
214	Idioms	there isn't a shadow of a doubt (that...) expr.	kuşku yok (ki)
215	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	şüphesiz
216	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	su götürmez
217	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	kuşkusuz
218	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	kesinlikle
219	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	tartışmasız
220	Idioms	beyond/without a shadow of doubt expr.	muhakkak
221	Idioms	when in doubt, do nothing expr.	tereddütteyken harekete geçme
222	Idioms	when in doubt, do nothing expr.	emin değilsen yapma
223	Idioms	when in doubt, do nothing expr.	şüphelerin varsa bir şey yapmaktan kaçın
224	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	hiç şüphesiz
225	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	en ufak bir şüphe duymadan
226	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	kesinlikle
227	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	su götürmez
228	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	kuşkusuz
229	Idioms	without the shadow of (a) doubt expr.	tartışmasız
230	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	hiç şüphesiz
231	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	en ufak bir şüphe duymadan
232	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	kesinlikle
233	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	su götürmez
234	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	kuşkusuz
235	Idioms	without a shadow of (a) doubt expr.	tartışmasız
236	Idioms	when in doubt, leave it out expr.	şüpheye düştüğünde unut gitsin
Speaking
237	Speaking	I doubt whether expr.	acaba
238	Speaking	I don't doubt it expr.	buna eminim
239	Speaking	do you even doubt it? expr.	bundan bir kuşkun mu var?
240	Speaking	I doubt it expr.	bundan şüpheliyim
241	Speaking	do you even doubt it? expr.	bundan bir şüphen mi var?
242	Speaking	have no doubt about expr.	hiç şüphen olmasın
243	Speaking	I doubt that expr.	emin değilim
244	Speaking	there is no doubt about it expr.	hiç şüphe yok
245	Speaking	don't doubt that expr.	hiç şüphen olmasın
246	Speaking	no doubt about it expr.	hiç şüphe yok
247	Speaking	I doubt it expr.	emin değilim
248	Speaking	it is surely beyond doubt that expr.	şüphe götürmez
249	Speaking	there is no room for doubt expr.	şüpheye yer yok
250	Speaking	I doubt whether expr.	pek sanmıyorum
251	Speaking	I doubt whether expr.	pek sanmam
252	Speaking	I doubt it expr.	şüpheliyim
253	Speaking	I doubt that expr.	şüpheliyim
254	Speaking	no room for doubt expr.	şüpheye yer yok
255	Speaking	do you doubt/suspect it ? expr.	şüphen mi var?
256	Speaking	no doubt about it expr.	şüphesiz
257	Speaking	I doubt whether expr.	şüphe ediyorum
258	Speaking	there is no doubt about it expr.	şüphesiz
259	Speaking	do you have doubt? expr.	şüphen mi var?
260	Speaking	allow me to doubt that expr.	bundan şüphe etmeme izin ver
Law
261	Law	proof beyond reasonable doubt n.	kati delil
262	Law	proof beyond reasonable doubt n.	kesin surette kanıt
263	Law	proof beyond reasonable doubt n.	makul şüphenin ötesinde kanıt
264	Law	reasonable doubt n.	mantıklı şüphe
265	Law	proof beyond reasonable doubt n.	şüpheye yer bırakmayacak delil
266	Law	benefit of the doubt n.	şüphenin ilgili lehine yorumlanması
267	Law	doubt concerning impartiality n.	tarafsızlıkla ilgili şüphe
268	Law	benefit of the doubt n.	şüpheden sanık yararlanır prensibi
269	Law	beyond a reasonable doubt expr.	makul şüphenin ötesinde
Politics
270	Politics	beyond reasonable doubt expr.	makul şüphelerin ötesinde
Computer
271	Computer	num in doubt n.	şüpheli num
Aeronautic
272	Aeronautic	doubt of competency n.	yeterlilik konusunda kuşku
Psychology
273	Psychology	autonomy versus shame and doubt n.	utanç ve kuşkuya karşı özerklik
Sport
274	Sport	benefit of the doubt n.	(hakem) takdir hakkı
Ottoman Turkish
275	Ottoman Turkish	benefit of the doubt n.	hüsn-ü zan