Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | eğlence yeri | hot spot n. | ||
Tom knows all the hot spots in town. Tom, kasabadaki tüm eğlence yerlerini bilir. More Sentences |
||||
General | eğlence yeri | place of amusement n. | ||
General | eğlence yeri | spot n. | ||
General | eğlence yeri | entertainment venue n. | ||
General | eğlence yeri | harbergery n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme | blind date n. |
General | halk eğlence yeri | public amusement place n. |
General | küçük ve tenha eğlence yeri | hideaway n. |
General | country müzik çalan eğlence yeri | honkytonk n. |
General | country müzik çalan eğlence yeri | honky-tonk n. |
General | küçük ve tenha eğlence yeri | hideaway n. |
General | cümbüşlü eğlence yeri | jazzed adj. |