elde tutmak - Turkish English Dictionary

elde tutmak

Meanings of "elde tutmak" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
elde tutmak retain v.
We want to ensure that we retain competitive airline companies in Europe.
Avrupa'da rekabetçi hava yolu şirketlerini elimizde tuttuğumuzdan emin olmak istiyoruz.

More Sentences
elde tutmak keep v.
My intention is to keep the initiative and ensure that we lead the world in combating climate change.
Benim niyetim inisiyatifi elimizde tutmak ve iklim değişikliğiyle mücadelede dünyaya öncülük etmemizi sağlamaktır.

More Sentences
elde tutmak hold v.
We hold shares of Tesla.
Tesla'nın hisselerini elimizde tutuyoruz.

More Sentences
Military
elde tutmak retain v.
The Commission, as the sole executive, should be able to retain full responsibility for adopting executive instruments.
Komisyon, tek yürütme organı olarak, yürütme araçlarının kabul edilmesinde tüm sorumluluğu elinde tutabilmelidir.

More Sentences
General
elde tutmak keep in reserve v.
Colloquial
elde tutmak hang onto v.
Idioms
elde tutmak hold in reserve and keep in reserve v.

Meanings of "elde tutmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
General
kontrolü elde tutmak call the shots v.
Tom is calling the shots now.
Tom şimdi kontrolü elde tutuyor.

More Sentences
Phrasals
gelecek sezonda satılacak malları elde tutmak hold over v.
(birini/bir şeyi) elde tutmak hang onto (someone or something) v.
Idioms
bir şeyi bir süre için elde tutmak sit on v.
kontrolü elde tutmak/bulundurmak have a steady hand on the tiller v.
kontrolü elde tutmak call the tune v.
kontrolü elde tutmak call all the shots v.
kontrolü elde tutmak/bulundurmak have a firm hand on the tiller v.
kontrolü elde tutmak call the shots/the tune v.
(bir şeyi) elde tutmak keep (something) in reserve v.
Trade/Economic
fiyat artışına karşı hisse senetlerini elde tutmak be long of the market v.
Printing
kullanılan baskı harfini elde tutmak stand v.
Hunting
elde sıkıca tutmak scabbard v.
Archaic
elde tutmak (parayı, mülkü) detain v.
açgözlü bir şekilde elde edip sıkı sıkı tutmak gripe v.
Slang
(el bombasını) fırlatıldıktan hemen sonra patlaması içim pimini çektikten sonra elde tutmak cook v.