equally - Turkish English Dictionary

equally

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "equally" in Turkish English Dictionary : 12 result(s)

English Turkish
Common Usage
equally adv. eşit olarak
They must feel sure that their rights are fully and equally respected everywhere.
Haklarına her yerde tam ve eşit olarak saygı gösterildiğinden emin olmalıdırlar.

More Sentences
General
equally adv. eşit olarak
I am pleased that in her report she has treated the east and the south equally.
Raporunda doğu ve güneyi eşit olarak ele almış olmasından memnuniyet duyuyorum.

More Sentences
equally adv. aynı derecede
I am delighted to be here today with an equally clear result.
Bugün burada aynı derecede net bir sonuçla bulunmaktan mutluluk duyuyorum.

More Sentences
equally adv. eşit ölçüde
This applies equally to my second point on Save.
Bu, Save hususundaki ikinci görüşüm için de eşit ölçüde geçerlidir.

More Sentences
equally adv. aynı ölçüde
This section on rural development is extremely important but its importance is equally greatly overlooked.
Kırsal kalkınmayla ilgili bu bölüm son derece önemli ancak önemi de aynı ölçüde göz ardı ediliyor.

More Sentences
Trade/Economic
equally adv. eşit olarak
In many cases, these areas want even more tourists, preferably spread equally across the four seasons.
Çoğu durumda, bu bölgeler tercihen dört mevsime eşit olarak yayılmış daha fazla turist istemektedir.

More Sentences
Linguistics
equally adv. eşit bir şekilde
Those who try to come to Europe must be treated respectfully, humanely and equally.
Avrupa'ya gelmeye çalışanlara saygılı, insani ve eşit bir şekilde muamele edilmelidir.

More Sentences
General
equally adv. eşit bir biçimde
equally adv. eşit şartlar altında
equally adv. eş ölçüde
equally adv. seyyanen
Ottoman Turkish
equally adv. mütesaviyen

Meanings of "equally" with other terms in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

English Turkish
General
equally important adj. aynı derecede önemli
It is equally important to ensure that no 'sub-standard' tissues and cells are exported to third countries.
"Standart altı" doku ve hücrelerin üçüncü ülkelere ihraç edilmemesini sağlamak da aynı derecede önemlidir.

More Sentences
equally devastating effect n. aynı derecede yıkıcı etki
divide equally v. kardeş payı yapmak
score equally v. yenişememek
treat equally v. eşit davranmak
be equally good v. aratmamak
treat equally v. eşit mesafede davranmak
be divided equally v. eşit olarak bölüştürülmek
be divided equally v. eşit şekilde bölünmek
inherit equally v. mirası eşit paylaşmak/almak
benefit from equally v. eşit derecede faydalanmak
treat everyone equally v. herkese eşit davranmak
share the pizza equally v. pizzayı eşit paylaşmak
equally significant adj. eşit oranda önemli
divided-equally adv. eşit şekilde bölünerek
Speaking
i hold you all equally responsible expr. hepinizi eşit derecede sorumlu tutuyorum
Law
equally at fault adj. eşit derece kusurlu/hatalı
equally authentic adj. eşit şekilde yasal geçerliği olan
Politics
equally authentic n. gerçeğin tıpa tıp aynısı
Technical
equally spaced adj. eşit aralıklı
Math
equally likely adv. eşit olasılıklı
Statistics
equally correlated distribution n. eşit ilişkili dağılım
equally likely event n. eşit şanslı olay
Education
equally-weighted adj. eşit ağırlık