English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | evade v. | kurtulmak | ||
Tom underwent plastic surgery and changed his identity to evade capture and start a new life. Tom yakalanmaktan kurtulup yeni bir hayata başlamak için estetik ameliyat olup kimlik değiştirdi. More Sentences |
||||
General | evade v. | geçiştirmek | ||
The Commission evaded the question by referring to the disproportionate handling charges. Komisyon, orantısız taşıma ücretlerine atıfta bulunarak soruyu geçiştirmiştir. More Sentences |
||||
General | evade v. | kaçınmak | ||
Promises were made, but attempts were made to evade them. Sözler verilmiş, ancak bunlardan kaçınmak için çeşitli hamleler yapılmıştır. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | evade v. | kaçınmak | ||
Jack tried to evade paying his taxes. Jack, vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | evade v. | kaçamak yapmak | ||
General | evade v. | cevap vermekten kaçmak (birinin sorusuna, birine) | ||
General | evade v. | yakayı sıyırmak | ||
General | evade v. | paçayı kurtarmak | ||
General | evade v. | savuşturmak | ||
General | evade v. | başından savmak | ||
General | evade v. | savmak | ||
General | evade v. | ictinap etmek | ||
General | evade v. | yan çizmek | ||
General | evade v. | kaçamak cevap vermek | ||
General | evade v. | yakayı kurtarmak | ||
General | evade v. | yan çizmek (bir işte) | ||
General | evade v. | sakınmak | ||
General | evade v. | paçasını kurtarmak | ||
General | evade v. | sıvışmak | ||
General | evade v. | kaytarmak | ||
General | evade v. | cevap vermekten kaçmak | ||
General | evade v. | (bir bahaneyle) kendini (bir yükümlülükten) kurtarmak | ||
General | evade v. | -den kurtulmak | ||
General | evade v. | -den kaçmak | ||
General | evade v. | kendini kurtarmak (bir yükümlülükten) | ||
General | evade v. | yan çizmek | ||
General | evade v. | kaçıp kurtulmak | ||
General | evade v. | sıyrılmak | ||
General | evade v. | sakınmak | ||
General | evade v. | hatırlayamamak | ||
General | evade v. | hatırından çıkmak | ||
General | evade v. | aklına gelmemek | ||
General | evade v. | zeka ile bir şeyi atlatmak | ||
General | evade v. | kaçıp saklanmak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | evade v. | (vergi) kaçırmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | evade tax v. | vergi kaçırmak | ||
He was accused of evading tax. Vergi kaçırmakla suçlandı. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | evade the law v. | kanundan kaçmak | ||
Tom has managed to evade the law for years. Tom yıllarca kanundan kaçmayı başardı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | evade a question v. | kaçamak cevap vermek | ||
General | evade responsibility v. | sorumluluktan kaçmak | ||
General | evade a life v. | hayati tehlike atlatmak | ||
General | evade responsibility v. | sorumluluğu üstünden atmak | ||
General | evade responsibility v. | sorumluluğu üzerinden atmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | evade the issue v. | boğuntuya getirmek | ||
Idioms | evade the issue v. | sorunlardan kaçmak | ||
Law | ||||
Law | evade the draft v. | bakaya kalmak | ||
Politics | ||||
Politics | evade the obligations v. | yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınmak |