fırsatçı

Meanings of "fırsatçı" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	fırsatçı	opportunist n.
Only a strengthened Europe is immune to political opportunists who exploit dissatisfaction. Sadece güçlenmiş bir Avrupa, memnuniyetsizliği istismar eden siyasi fırsatçılara karşı bağışıklığa sahiptir. More Sentences
General
2	General	fırsatçı	profiteer n.
The profiteer took advantage of the scarcity of essential goods. Fırsatçı, temel ürünlerin zor bulunmasından faydalandı. More Sentences
Trade/Economic
3	Trade/Economic	fırsatçı	opportunist n.
I am speaking on behalf of an alliance of opportunists and hypocrites. Fırsatçılar ve ikiyüzlüler ittifakı adına konuşuyorum. More Sentences
Politics
4	Politics	fırsatçı	opportunist n.
Nor do we want to be messed about by political opportunists or the Council's indecision. Siyasi fırsatçılar ya da Konseyin kararsızlığı tarafından oyalanmak istemiyoruz. More Sentences
Food Engineering
5	Food Engineering	fırsatçı	opportunist n.
Tom's a money-grubbing opportunist. Tom para düşkünü bir fırsatçı. More Sentences
General
6	General	fırsatçı	pusher n.
7	General	fırsatçı	temporizer n.
8	General	fırsatçı	time-server n.
9	General	fırsatçı	carpetbagger n.
10	General	fırsatçı	chancer n.
11	General	fırsatçı	bottom feeder n.
12	General	fırsatçı	temporiser n.
13	General	fırsatçı	bottom-feeder n.
14	General	fırsatçı	scambler [scotland] n.
15	General	fırsatçı	corrupt adj.
16	General	fırsatçı	temporizing adj.
17	General	fırsatçı	temporising adj.
18	General	fırsatçı	carpetbagging adj.
19	General	fırsatçı	cheapjack adj.
20	General	fırsatçı	cheap-jack adj.

Meanings of "fırsatçı" with other terms in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	fırsatçı kimse	thruster n.
2	General	fırsatçı kimse	zelig n.
3	General	en fırsatçı, hoş veya dikkate değer özellik	hell n.
4	General	fırsatçı bir biçimde	opportunistly adv.
5	General	fırsatçı bir şekilde	opportunistically adv.
Trade/Economic
6	Trade/Economic	fırsatçı davranış	opportunistic behavior n.
Medical
7	Medical	aids ile bağlantılı fırsatçı enfeksiyonlar	aids-related opportunistic infections n.
8	Medical	fırsatçı patojen	opportunistic pathogen n.
9	Medical	fırsatçı enfeksiyon	opportunistic infection n.
10	Medical	fırsatçı pulmoner enfeksiyon	opportunistic pulmonary infection n.
11	Medical	fırsatçı ve invazif enfeksiyonlar	opportunistic and invasive infections n.
12	Medical	fırsatçı enfeksiyonlar	opportunistic infections n.
Marine Biology
13	Marine Biology	fırsatçı balıkçılık	opportunistic fishing n.
14	Marine Biology	fırsatçı beslenme	opportunistic feeding n.
Football
15	Football	fırsatçı golcü	poacher n.
16	Football	gol yollarında fırsatçı olan futbolcu	goal poacher n.