geniş çaplı - Turkish English Dictionary

geniş çaplı

Meanings of "geniş çaplı" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
Common Usage
geniş çaplı extensive adj.
Most recently, we have seen an extensive oil spill in the Baltic.
Son olarak Baltık'ta geniş çaplı bir petrol sızıntısına şahit olduk.

More Sentences
General
geniş çaplı full-scale adj.
I do not want to have a full-scale debate on this.
Bu konuda geniş çaplı bir tartışma yapmak istemiyorum.

More Sentences
geniş çaplı wide adj.
If we want these new structures to be a success, wide publicity is going to have to be put in place.
Bu yeni yapıların başarılı olmasını istiyorsak geniş çaplı bir tanıtımın yapılması gerekecektir.

More Sentences
geniş çaplı broad adj.
Judging from the reactions to the White Paper, that has broad support.
Beyaz Kitap'a gelen tepkilere bakılırsa, bu geniş çapta destek görüyor.

More Sentences
geniş çaplı widespread adj.
His speech provoked widespread criticism.
Konuşması geniş çaplı eleştirilere neden oldu.

More Sentences
geniş çaplı large scaled adj.
geniş çaplı global adj.
geniş çaplı extended adj.
geniş çaplı widescale adj.
geniş çaplı broadspread adj.
geniş çaplı royal adj.
geniş çaplı super adj.
geniş çaplı superficial adj.
geniş çaplı widely adv.
Idioms
geniş çaplı far afield adv.
geniş çaplı farther afield adv.
geniş çaplı further afield adv.

Meanings of "geniş çaplı" with other terms in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
General
geniş çaplı hasar extensive damage n.
The fire caused extensive damage.
Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.

More Sentences
geniş çaplı destek extensive support n.
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı increaser n.
geniş çaplı taşkınlık fire storm n.
geniş çaplı tarım ile uğraşan soylu kimse squatter n.
(madeni para) geniş çaplı ve ince broad adj.
geniş çaplı anlamına gelen bir ön ek super- pref.
Idioms
geniş çaplı ipotek anaconda mortgage n.
Trade/Economic
geniş çaplı satış merkezi emporium n.
Institutes
yabancı ülkelerde yürütülen geniş çaplı insani yardım faaliyetlerine katılan unsurları koordine eden kuruluşlararası bir yapı humanitarian operations center n.
Technical
geniş çaplı boru duct n.
motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipi fan engine n.
atmosferik basınca gömülü geniş çaplı boru biçimli yığın pneumatic pile n.
Marine
geniş çaplı korsanlık yapan gemi sea rover n.
Optics
geniş çaplı ışın broadbeam n.
Agriculture
(tarım) geniş çaplı bir şekilde extensively adv.
Environment
bölgede kirlilik kaynaklı gelişen geniş çaplı balık ölümü fishkill n.
Military
geniş çaplı operasyon large scale operation n.
geniş çaplı tahribat gücüne sahip silah doomsday weapon n.
bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatmak launch a wide range air supported operation in the region v.
geniş çaplı operasyon başlatmak launch a wide-scale operation v.
geniş çaplı kıyım yaratan suicide adj.
Hunting
geniş iç çaplı ve kısa namlulu tabanca bulldog n.