girme - Turkish English Dictionary
History

girme



Meanings of "girme" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
girme incoming n.
girme foray n.
girme ingress n.
girme entrance n.
girme intake n.
girme admission n.
girme trespass n.
girme penetration n.
girme entry n.
girme entering n.
girme accession n.
girme inflowing n.
girme ingoing n.
Speaking
girme don't enter expr.
Trade/Economic
girme entry n.
Politics
girme adherency n.
girme adherence n.
girme access n.
Technical
girme infiltration n.
Food Engineering
girme penetration n.

Meanings of "girme" with other terms in English Turkish Dictionary : 356 result(s)

Turkish English
Common Usage
araya girme intervention n.
General
suya girme bathe n.
yağ cebi içine girme encysting n.
döngüye girme encircling n.
izinsiz ve davetsiz girme intrusion n.
araya girme intercession n.
izinsiz girme trespassing n.
etki alanına girme encircling n.
günaha girme committing sin n.
yağ cebi içine girme encystation n.
izinsiz mülke girme trespass n.
girme hakkı medical treatment n.
zorla girme intrusion n.
gerçek kimliğini gizleyerek girme (örgüt/kuruluş vb'ne) infiltration n.
havalara girme assumption n.
gizlice girme penetration n.
ilişkiye girme snatch n.
döngüye girme enwheeling n.
rolüne girme pretense n.
kabul edilip yürürlüğe girme (tasarı) passage n.
girdaba girme eddying n.
rahime girme enwombing n.
izinsiz girme intrusion n.
zorla girme breaking n.
zorla girme irruption n.
izinsiz girme trespass n.
gerdeğe girme entering the nuptial chamber n.
bahse girme betting n.
zorla içeri girme forced entry n.
dölyatağına girme enwombing n.
içe girme penetration n.
zorla içeri girme intrusion n.
zorla girme intrusiveness n.
bahse girme wagering n.
ekonomik darboğaza girme downswing n.
girme yetkisi olan ingressiveness n.
kist içine girme encysting n.
etki alanına girme enwheeling n.
kist içine girme encystation n.
bahse girme wager n.
karışıklık içine girme embroiling n.
biribirinin içine girme interpenetration n.
iç içe girme nesting n.
pozuna girme attitudinising n.
pozuna girme attitudinizing n.
bir boşluğa veya aralığa girme introitus n.
birbirinin içine girme interpenetration n.
araya girme interlocation n.
pazara girme market penetration n.
birbirinin içine girme interweaving n.
havalara girme pomposity n.
kullanıma girme inurement n.
araya girme intervenience n.
zorla girme breaking-in n.
zorla girme break-in n.
devreye girme cut-in n.
yeniden girme re-entry n.
salınma girme hunting n.
ayrıntılara girme elaboration n.
zorla bir binaya girme breaking n.
devreye girme activation n.
araya girme insert n.
yeni yıla girme turn of the year n.
savaşa girme entering the war n.
hayvanlarla cinsel ilişkiye girme bestiality n.
zorla girme obtrusion n.
yeniden girme reentry n.
rolüne girme pretence n.
(derneğe vb) girme adherence n.
yeniden girme reentering n.
yeniden girme reentrance n.
yeniden girme re-entrance n.
yeniden tadilata girme remodification n.
hafifçe girme toehold n.
triplere girme attitudinarianism n.
işe girme engagement n.
tartışmaya girme embroilment n.
bağırarak araya girme barracking n.
polemiğe girme eristic n.
polemiğe girme eristical [obsolete] n.
suya girme bathing n.
klavye ile veri girme işi keyboarding n.
fahişelerle cinsel ilişkiye girme whoredom n.
bahse girme hazardry [obsolete] n.
zorla haneye girme break n.
aynı cinsiyetten biriyle ilişkiye girme homosexuality n.
izinsiz girme obtrusion n.
içeri girme immanation n.
tam girme impenetration n.
içine girme impression n.
çarpışarak içine girme impression n.
içine girme impressure [obsolete] n.
zorla girme inbreak n.
zorla girme inburst n.
insan formuna girme incarnation n.
içine şeytan girme bedevilment n.
girme şekli coming in [obsolete] n.
eve izinsiz girme crack n.
içeri girme incursion n.
içeri girme inlet n.
araya girme interpellation [obsolete] n.
araya girme interposition n.
araya girme interposure [obsolete] n.
içeri girme introit n.
izinsiz girme intruding n.
zorla girme intruding n.
birinin toprağına yürüyerek veya at sırtında girme hakkı iter n.
sürekli olarak bir ülkeye girme penetration n.
yarışmada ilk üçe girme place n.
bir yere girme ayrıcalığı sanctuary n.
geleneksel bir kalıba girme ossification n.
ağır ve riskli bir bahse girme plunge n.
ağır harcamanın altına girme plunge n.
yürürlüğe girme execution n.
birbirine girme ruck n.
girme imkanı olmak have access to v.
birbirine girme fall out with v.
girme anlamı veren ön ek ir- pref.
evlilik yolu ile aileye girme anlamı veren bir son ek -in-law suf.
Proverb
boyundan büyük bir çekişmeye girme never fight a land war in asia expr.
altından kalkamayacağın bir mücadeleye girme never fight a land war in asia expr.
yatağa öfkeli/küs girme never let the sun go down on your anger
boyundan büyük bir çekişmeye girme never start a land war in asia
Colloquial
açmaza girme stand-off n.
açmaza girme standoff n.
göze girme çabası içindeki politikacı baby-kisser n.
kötü bir tribe girme bad trip n.
gizlice birinin havuzuna/halka açık havuzlara girme pool-hopping n.
izinsiz özel/halka açık havuzlara girme pool-hopping n.
gece izinsiz özel/halka açık havuzlara girme pool-hopping n.
kapalıyken veya gece gizlice özel/halka açık havuzlara girme pool-hopping n.
kötü bir tribe girme horrors n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag job n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag operation n.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag operation n.
araba yarışında yarıştan ayrılıp yakıt ikmaline/tamire girme pit in n.
araba yarışında pite/pit stopa girme pit in n.
iki cinsle de cinsel ilişkiye girme bi sex n.
zorla girme break-in n.
izinsiz girme break-in n.
hırsızlık amacıyla girme break-in n.
(flört etmek, birini tavlamak için) lafa girme cümlesi chat-up line n.
tamponuma girme get off my bumper! interj.
o konuya hiç girme don't even go there expr.
o konuya hiç girme don't go there expr.
boşuna beklenti içine girme hold your breath expr.
etkinliğe biletsiz girme on spec [uk] expr.
etkinliğe aradan girme/sızma on spec [uk] expr.
aptallık etme, korunmadan cinsel ilişkiye girme don't be a fool, wrap your tool expr.
o konuya karışma/girme stay out of it expr.
o konuya karışma/girme stay out of this expr.
Idioms
cinsel ilişkiye girme a spot of how's your father [euphemism] [uk/aus] n.
bir filmde rol almak için yönetmenin/yapımcının yatağına girme the casting couch n.
boğaza kadar borca girme borrowing to the hilt n.
yeni bir alana geçme/girme inroad n.
takside girme the never-never plan [uk] n.
(bir işe/yere) girme şansı a foot in the door n.
(bir işe/yere) girme şansı a leg in the door n.
(bir işe/yere) girme şansı a toe in the door n.
beyhude işlere girme boiling the ocean n.
midesine kramplar girme butterflies in stomach n.
gözüne girme good graces n.
sidik yarışına girme keeping up with the joneses n.
soluk alış verişi düzene girme one's second wind n.
(biri/bir şey) krizine girme yen for (someone or something) n.
torpille (işe girme) backdoor adj.
her şey birbirine karışma/girme between hay and grass adv.
yatağa girme between the sheets adv.
poposuna kadar (girme/yaklaşma) up on someone’s bumper adv.
torpille (işe girme) back door expr.
henüz olmamış bir şey için stres olma/sıkıntıya girme don't meet trouble halfway expr.
o konuya hiç girme/girmeyelim (bile) not (even) go there expr.
o konuya girme/girmeyelim (bile) not (even) go there expr.
hiç girme/girmeyelim (bile) o konuya not (even) go there expr.
oralara hiç girme/girmeyelim (bile) not (even) go there expr.
o konuya hiç girme/girmeyelim not go there expr.
o konuya girme/girmeyelim bile not go there expr.
hiç girme/girmeyelim o konuya not go there expr.
oralara hiç girme/girmeyelim not go there expr.
Speaking
hiç girme o konuya don't even go there expr.
hiç o konuya girme don't even go there expr.
fazla havalara girme don't get too cocky expr.
o konuya girme don't go there expr.
kapıyı çalmadan evime girme yetkisini sana kim verdi? who granted you license to enter my house without knocking? expr.
kapımı çalmadan evime girme hakkını sana kim verdi? who granted you license to enter my house without knocking? expr.
sen zahmete girme don't go to the bother expr.
sen zahmete girme don't go to the trouble expr.
strese girme don't stress expr.
zahmete girme don't go to the bother expr.
zahmete girme don't go to the trouble expr.
Trade/Economic
araya girme interposition n.
başkasının arazisine izinsiz girme trespass n.
borç yükümlülüğüne girme incur liability n.
devreye girme initiation n.
fatura girme writing the invoice details n.
girme hakkı admission right n.
ihaleye girme tendering n.
pazara girme access to market n.
pazara girme penetration to the market n.
pazara girme market access n.
yeni alıcıların piyasaya girme sıklığı buyer turnover n.
yürürlüğe girme entry into force n.
(hesaptaki) kayıt dışı kredileri girme surcharge n.
kayıt dışı kredi girme beyanı surcharge n.
Law
mülke izinsiz girme aggravated trespass n.
(boşalan ya da hak kaybı yaşanan toprağa) yeniden girme hakkı regress n.
başkasının mülküne izinsiz girme trespass quare clausum fregit n.
araya girme suretiyle kabul acceptance for honour n.
başkasının gayrimenkulüne yasal bir sebebe dayanarak girme justifiable trespass n.
başkasının arazisine girme access to another's property n.
başkasının mülküne kanunsuz olarak girme breach of close n.
başkasının arsasına izinsiz girme trespassing n.
başkasının arazisine girme hakkı right of access to another's property n.
başkasının arsasına izinsiz girme trespass n.
bir eve zorla girme amacıyla evin kapısının açılması breaking doors n.
bir başkasının mülküne zorla girme forcible entry n.
cezaevine girme receiving into prison n.
geçici olarak yürürlüğe girme provisional entry into force n.
yeniden zilyetliğe girme re-entry n.
yeniden zilyetliğe girme reentry n.
zorla girme effraction n.
yürürlüğe girme tarihi effective date n.
yürürlüğe girme entry into effect n.
zorla başkasının arazisine girme forcible trespass n.
yürürlüğe girme entry into force n.
yürürlüğe girme inurement n.
zorla ilişkiye girme non-consensual sexual intercourse n.
mülke izinsiz girme suçunu işlemiş kimse misfeasor n.
araziye girme hakkı right n.
meskene girme hakkı right n.
özel amaçla bir başkasının mülkiyetindeki araziye girme hakkı right of entry n.
yabancı bir kimsenin özel amaçla bir siyasi yargı alanına girme hakkı right of entry n.
yetki olmadan avustralya'ya girme teşebbüsünde bulunanların mülteci olarak kabul edilip edilmeyeceklerine karar verilene kadar alıkondukları tesis detention centre n.
cinsel ilişkiye girme amacıyla reşit olmayan birinin güvenini kazanmaya çalışma grooming n.
ağır vergi altına girme overtaxation n.
zorla ve izinsiz girme vi et armis n.
(abd hukuku) ülkeye girme şartlarını sağlamayan yabancıya insani gerekçelerle verilen izin parole [us] n.
(abd hukuku) ülkeye girme şartlarını sağlamayan bir yabancıyı insani gerekçelerle ülkeye kabul etmek parole v.
zorla girme belirtisi yok no sign of forced entry expr.
Politics
avrupa birliğine girme süreci the eu accession period n.
devlet hizmetlerine girme hakkı right to enter public service n.
girme hakkı right to access n.
yürürlüğe girme entry into force n.
yürürlüğe girme entering in force n.
Industry
(basınç altındaki madde) cihazın aktif bölümüne girme injection n.
Technical
araya girme sinyali intrusion tone n.
adam girme deliği manhole n.
araya girme kaybı insertion loss n.
araya girme tonu barge-in tone n.
birbirine girme entanglement n.
darbe başına girme (kazık) penetration per blow n.
devreye girme noktası cut-in point n.
devreye girme engagement n.
devreye girme zamanı running-up time n.
girme-çıkma fırın in-and-out furnace n.
girme deneyi penetration test n.
girme bağlantı insert connection n.
izinsiz girme sistemleri intrusion systems n.
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving n.
kulaklık tipi koruyucuların araya girme kaybı insertion loss of ear-muff type protectors n.
komut girme switch insertion n.
paralele girme değerleri toleransı parallelism tolerance n.
pazara girme market penetration n.
reaksiyona girme sıcaklığı reaction threshold temperature n.
salınıma girme hunting n.
tekrar girme açısı re-entering angle n.
veri girme switch insertion n.
(tornavida vb.) girme derinliği penetration depth n.
zamansız devreye girme accidental activation n.
(gaz veya yakıt) motor silindirine girme preadmission n.
Computer
araya girme interference n.
araya girme intrusion n.
araya girme sinyali telefon intrusion tone n.
bir dosyaya girme oranı pass-along rate n.
bilgi girme data input n.
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving n.
komut girme switch insertion n.
otomatik oturuma girme auto logon n.
veri girme switch insertion n.
Informatics
araya girme intervention n.
eksi işaretini girme negative entry n.
Telecom
araya girme kaybı insertion loss n.
araya girme kazancı insertion gain n.
hücredeki yanlış araya girme oranı cell misinserted rate n.
telefon şebekesine yasadışı girme phreak n.
telefon şebekesine yasadışı girme phreaking n.
Automotive
altına girme underrriding n.
fren düzeni devreye girme süresi brake system actuation time n.
Marine
çevredeki suyun jetteki akıma girme olasılığı probability of entrainment n.
(dalga) kıç kasarasına girme pooping n.
Medical
hayvanlarla cinsel ilişkiye girme zooerastia n.
iğne ile organ içine girme puncture n.
menopoza girme yaşı menopausal age n.
sıvı çekme amacıyla kulak zarını iğne ile delerek timpan boşluğuna girme tympanocentesis n.
Psychology
ölülerle cinsel ilişkiye girme necrophily n.
araya girme hataları intrusion errors n.
kimliğine girme appersonation n.
ölüyle cinsel ilişkiye girme thanatophilia n.
ölüyle cinsel ilişkiye girme necrolagnia n.
ölüyle cinsel ilişkiye girme necrophilia n.
riske girme risk taking n.
uyku veya hipnoz haline girme süreci hypnogenesis n.
Chemistry
asidin baz ile tepkimeye girme gücü basicity n.
Biology
(mikroskopta) oldukça düşük kırılma endeksi ve boyalarla nispeten az reaksiyona girme eğilimine sahip kompleks reçineli bir madde diaphane n.
Agriculture
toprağa girme penetration n.
Linguistics
araya girme konuşması interlocution n.
History
bir sahibin kölesinin eşiyle düğün gecesi birlikte olma/cinsel ilişkiye girme hakkı droit de seigneur n.
kral veya derebeyine ait bir araziyi kullanma karşılığı savaşa girme gibi bedellerin ödendiği çeşitli derebeylik hizmetlerine verilen ad sergeanty n.
kral veya derebeyine ait bir araziyi kullanma karşılığı savaşa girme gibi bedellerin ödendiği çeşitli derebeylik hizmetlerine verilen ad serjeanty n.
Environment
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil alert n.
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil-water advisory n.
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil-water order n.
Geology
araya girme intrusion n.
zorla girme intrusion n.
Military
hile ile askere girme fraudulent enlistment n.
hatta girme wiretapping n.
kısmen muharebeye girme piecemeal commitment n.
kısmi girme partial penetration n.
muhabereye tamamıyla girme decisive engagement n.
sınırlı girme partial penetration n.
taahhüt altına girme yetkisi obligation authority n.
tehlikeli girme critical penetration n.
Sport
yeniden müsabakaya girme rematch n.
dalış yaparken cenin pozisyonuna girme tuck n.
Card
her zamankinden fazla bahse girme overbetting n.
izin verilen tutardan daha fazla paraya bahse girme overbetting n.
Archaic
günaha girme tentation n.
birbirine girme implication n.
yavaşça girme insinuation n.
dolaylı yolla girme insinuation n.
Slang
narkoza girme bum trip n.
anüse dille girme anal-oral contact n.
anüse dille girme tossing the salad n.
anüse dille girme a rimjob n.
anüse dille girme anilingus n.
anüse dille girme anal-oral sex n.
aynı anda birden çok kişiyle eş değiştirerek ilişkiye girme gang bang n.
aynı anda birden çok kişiyle eş değiştirerek ilişkiye girme gangbang n.
dur hemen tribe girme don't get your panties in a bunch n.
(hapishane argosu) kıçına oynama/bahse girme ass betting n.
lsd almadığı halde tekrar lsd tribine girme free trip n.
bir kişiyle toplu cinsel ilişkiye girme gangshag n.
yabancı biriyle cinsel ilişkiye girme hook-up n.
hiçbir doğum kontrol yöntemi kullanmadan ilişkiye girme vatican roulette n.
umumi tuvaletlerde eşcinsel ilişkiye girme cottaging [uk] n.
dur hemen tribe girme don't get your bloomers in a knot expr.
dur hemen tribe girme don't get your panties in a wad expr.
asla iş arkadaşınla cinsel ya da romantik ilişkiye girme never dip your pen into the company's ink expr.
cinsel ilişkiye girme all the way expr.
cinsel ilişkiye girme all the way expr.
iş yerinden biriyle ilişkiye girme don't dip your pen in (the) company ink expr.
British Slang
araç ile mağazaya girme ram-raid n.
dur hemen tribe girme don't get your knickers in a twist expr.
Modern Slang
transa girme durumu a state of trance n.