| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | great importance n. | büyük önem | ||
|
I believe this is a matter of great importance that should be of interest to Parliament. Bunun Parlamento'nun ilgisini çekmesi gereken büyük öneme sahip bir konu olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | attach great importance v. | büyük önem vermek | ||
|
Like its Spanish predecessor, the Danish Presidency attaches great importance to combating drugs. İspanyol selefi gibi Danimarka Dönem Başkanlığı da uyuşturucu ile mücadeleye büyük önem vermektedir. More Sentences |
||||
| General | attach great importance v. | çok önem vermek | ||
|
They attached great importance to cleanliness. Temizliğe çok önem verirlerdi. More Sentences |
||||
| General | attach great importance to v. | büyük önem vermek | ||
| General | place great importance v. | büyük önem vermek | ||
| General | give great importance v. | büyük önem vermek | ||
| General | have great importance v. | büyük öneme sahip olmak | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | we attach great importance to environment and human health expr. | insan sağlığına ve çevreye önem veriyoruz | ||
