hızlı - Turkish English Dictionary

hızlı

Meanings of "hızlı" in English Turkish Dictionary : 97 result(s)

Turkish English
Common Usage
hızlı rapid adj.
This was clear from the difficulties in setting up this rapid reaction force.
Bu durum, bu hızlı tepki gücünün kurulmasında yaşanan zorluklardan da anlaşılmaktadır.

More Sentences
hızlı speedy adj.
Parliament will give it speedy consideration.
Parlamento bunu hızlı bir şekilde değerlendirecektir.

More Sentences
hızlı quick adj.
The Council of Ministers now has to take a quick decision on this at the end of this month.
Bakanlar Kurulu'nun bu ayın sonunda bu konuda hızlı bir karar alması gerekiyor.

More Sentences
General
hızlı speed n.
Directives need to be transposed with greater speed.
Direktiflerin daha hızlı bir şekilde aktarılması gerekmektedir.

More Sentences
hızlı high speed adj.
The whole of the European gauge high speed network of the Iberian Peninsula is, in fact, included in the networks.
Aslında İber Yarımadası'nın Avrupa ölçeğindeki yüksek hızlı ağının tamamı ağlara dahildir.

More Sentences
hızlı expeditious adj.
The Council for TRIPS was asked to find an expeditious solution to this problem.
Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Konseyi'nden bu soruna hızlı bir çözüm bulması istenmiştir.

More Sentences
hızlı express adj.
This particular bus takes the express lane.
İşte bu otobüs hızlı şeritten gidiyor.

More Sentences
hızlı swift adj.
To this end, we need swifter coordination within the European Union.
Bu amaçla, Avrupa Birliği içerisinde daha hızlı bir koordinasyona ihtiyacımız var.

More Sentences
hızlı quick adj.
I therefore believe that we must try to ensure that this process is as quick as possible.
Bu nedenle, bu sürecin mümkün olduğunca hızlı olmasını sağlamaya çalışmamız gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
hızlı high-speed adj.
After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
Uzun süren hızlı bir kovalamacadan sonra polis memuru, Tom'u vurup öldürdü.

More Sentences
hızlı fast-track adj.
We have talked about it a great deal and very often, and this is a subject where we really could introduce a fast-track.
Bu konu hakkında çok fazla ve çok sık konuştuk ve bu gerçekten de hızlı bir yol izleyebileceğimiz bir konu.

More Sentences
hızlı snap adj.
I had to snap these pictures very fast.
Bu fotoğrafları çok hızlı çekmek zorunda kaldım.

More Sentences
hızlı prompt adj.
Repression in Cuba has received a prompt, firm and sustained reaction from the Union.
Küba'daki baskılar Birlik tarafından hızlı, sert ve sürekli bir tepkiyle karşılandı.

More Sentences
hızlı quickly adv.
Parliament adopted these important resolutions very quickly and with an overwhelming majority.
Parlamento bu önemli kararları çok hızlı bir şekilde ve ezici bir çoğunlukla kabul etti.

More Sentences
Idioms
hızlı a fast worker n.
Tom is a fast worker.
Tom hızlı bir işçidir.

More Sentences
Technical
hızlı speedy adj.
Furthermore, the Council will encourage Turkey to use its influence to promote a speedy solution to the issue of Cyprus.
Ayrıca Konsey, Türkiye'yi Kıbrıs sorununa hızlı bir çözüm bulunması için nüfuzunu kullanmaya teşvik edecektir.

More Sentences
hızlı swift adj.
The Council also made swift progress on this dossier by reaching a common position shortly afterwards.
Konsey de kısa bir süre sonra ortak bir tutum benimseyerek bu dosya üzerinde hızlı bir ilerleme kaydetmiştir.

More Sentences
hızlı rapid adj.
This means bringing up the thorny issue of revamping the Rapid Alert System.
Bu da Hızlı Alarm Sisteminin yenilenmesi gibi çetrefilli bir konunun gündeme getirilmesi anlamına gelmektedir.

More Sentences
Common Usage
hızlı fast adv.
General
hızlı ready adj.
hızlı frequent adj.
hızlı crash adj.
hızlı fleet adj.
hızlı veloce adj.
hızlı tantivy adj.
hızlı nippy adj.
hızlı presto adj.
hızlı quicker adj.
hızlı impetuous adj.
hızlı precipitate adj.
hızlı windy adj.
hızlı snappy adj.
hızlı fastmoving adj.
hızlı winged adj.
hızlı zippy adj.
hızlı hasty adj.
hızlı precipitous adj.
hızlı fast adj.
hızlı accelerated adj.
hızlı light-footed adj.
hızlı double-quick adj.
hızlı fast-paced adj.
hızlı promt adj.
hızlı pacey adj.
hızlı pacy adj.
hızlı crashing adj.
hızlı lead-footed adj.
hızlı rashful adj.
hızlı unhesitating adj.
hızlı kipper [uk] adj.
hızlı light adj.
hızlı wight adj.
hızlı whirlwind adj.
hızlı wingy adj.
hızlı wing-footed adj.
hızlı hastif adj.
hızlı rife [dialect] adj.
hızlı compendious [obsolete] adj.
hızlı combustible adj.
hızlı festinant adj.
hızlı pegasian adj.
hızlı pegasean adj.
hızlı posthaste [obsolete] adj.
hızlı darting adj.
hızlı flash adj.
hızlı fleet-foot adj.
hızlı fleet-footed adj.
hızlı flight [obsolete] adj.
hızlı presentaneous [obsolete] adj.
hızlı short adj.
hızlı prest [obsolete] adj.
hızlı snell adj.
hızlı sporting adj.
hızlı sporty adj.
hızlı stickle [dialect] [uk] adj.
hızlı strongly adv.
hızlı violently adv.
hızlı tachy- pref.
Colloquial
hızlı quick-fire adj.
hızlı clipping adj.
Idioms
hızlı a new york minute n.
hızlı short order adj.
hızlı quick off the mark adj.
hızlı fleet of foot expr.
hızlı into high gear expr.
Technical
hızlı high-powered adj.
Computer
hızlı instant adj.
hızlı express adj.
Music
hızlı tosto adj.
hızlı schnell adj.
Archaic
hızlı rathe adj.
hızlı yare adj.
hızlı yern adj.
hızlı posting adj.
hızlı soon adj.
hızlı sudden adj.
Slang
hızlı hot adj.

Meanings of "hızlı" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
hızlı trenler high speed trains n.
High speed trains are common in Europe.
Yüksek hızlı trenler Avrupa'da yaygındır.

More Sentences
hızlı yargılama speedy trials n.
There are other areas, such as the right to a speedy trial, where other states are not up to the mark.
Hızlı yargılanma hakkı gibi diğer devletlerin yetersiz kaldığı başka alanlar da vardır.

More Sentences
hızlı nüfus artışı rapid population growth n.
We must prevent rapid population growth.
Hızlı nüfus artışını önlemeliyiz.

More Sentences
hızlı okuma speed reading n.
I'm considering taking a speed reading course.
Hızlı okuma kursuna gitmeyi düşünüyorum.

More Sentences
hızlı tren high-speed train n.
Take a high-speed train for a long trip.
Uzun bir yolculuk için hızlı trene binin.

More Sentences
hızlı cevap quick answer n.
Thanks for your quick answer.
Hızlı cevabınız için teşekkürler.

More Sentences
hızlı cevap quick reply n.
Thank you very much for your quick reply.
Hızlı cevabınız için çok teşekkür ederim.

More Sentences
hızlı araba fast car n.
What is the fastest car in the world?
Dünyadaki en hızlı araba nedir?

More Sentences
hızlı öğrenen fast learner n.
He's a fast learner.
O hızlı öğrenir.

More Sentences
hızlı öğrenen quick learner n.
Tom is a quick learner.
Tom hızlı öğrenen biri.

More Sentences
hızlı ödeme prompt payment n.
Prompt payment will be appreciated.
Hızlı ödeme takdir edilecektir.

More Sentences
hızlı düşünme quick thinking n.
Tom's quick thinking saved the day.
Tom'un hızlı düşünmesi günü kurtardı.

More Sentences
hızlı kararlar quick judgements n.
Quick judgements are dangerous.
Hızlı kararlar tehlikelidir.

More Sentences
hızlı yürümek walk quickly v.
He is too old to walk quickly.
Hızlı yürüyemeyecek kadar yaşlı.

More Sentences
hızlı hareket etmek move quickly v.
The preparatory work needs to be done to move quickly once that five years has expired.
Beş yıllık süre dolduğunda hızlı hareket edebilmek için hazırlık çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

More Sentences
hızlı hareket etmek act quickly v.
The Commission has nonetheless said that it is prepared to act quickly.
Komisyon yine de hızlı hareket etmeye hazır olduğunu söyledi.

More Sentences
hızlı koşmak run fast v.
The dog runs fast.
Köpek hızlı koşuyor.

More Sentences
hızlı ilerlemek move fast v.
I would want things to move faster, and that should be possible.
İşlerin daha hızlı ilerlemesini isterdim ve bu mümkün olmalı.

More Sentences
anormal derecede hızlı nefes almak hyperventilate v.
She began to hyperventilate from anxiety.
Kadın, endişeden anormal derecede hızlı nefes almaya başladı.

More Sentences
hızlı hareket etmek move fast v.
I'm not a patient person, so better move fast.
Sabırlı bir insan değilim, o yüzden hızlı hareket etsek iyi olur.

More Sentences
kadar hızlı as quick as adj.
Tom isn't as quick as I am.
Tom benim kadar hızlı değildir.

More Sentences
en hızlı quickest adj.
They were either the quickest prepared set of accounts in history or something magical happened.
Ya tarihin en hızlı hazırlanan hesaplarıydı ya da sihirli bir şey oldu.

More Sentences
çok hızlı meteoric adj.
The talented musician's rise to fame was meteoric.
Yetenekli müzisyenin şöhrete ulaşması çok hızlı oldu.

More Sentences
Common Usage
daha hızlı gitmek outspeed v.
hızlı (cevap) prompt adj.
General
hızlı kimse whirlwind n.
hızlı konuşma jabber n.
yüksek hızlı santrifüj ultracentrifuge n.
hızlı savaş gemisi cruiser n.
her türden kara taşıtının hızlı yolculuğu için tasarlanmış kara yolu motorway n.
hızlı bir şekilde dönen şey whirlabout n.
iki kat hızlı double time n.
hızlı tren flier n.
hızlı koşma sprint n.
hızlı transit rapid transit n.
hızlı döndürüş whirl n.
hızlı ve obur bir şekilde yiyen devourer n.
tekrar eden hızlı hareketler yapma jittering n.
hızlı büyüme durumu growthiness n.
hızlı konuşan jabberer n.
ışık hızından daha hızlı uzay motoru warp drive n.
hızlı dönüş whirl n.
ani ve hızlı artış upsurge n.
hızlı trafik express traffic n.
hızlı giden gemi flyboat n.
hızlı vuruş bash n.
hızlı atak fastbreak n.
hızlı adım quickstep n.
hızlı taşıma rapid transit n.
hızlı at spanker n.
hızlı giden şey clipper n.
hızlı artış heavy increase n.
hızlı hareket whisk n.
hızlı ve verimli çalışma efficiency n.
saat dilimlerini çok hızlı geçmekten kaynaklanan bedensel ritim bozukluğu jet lag n.
hızlı olma promptitude n.
hızlı yürüyüş trot n.
hızlı olma promptness n.
hızlı geçiş whirl n.
hızlı hareket quick motion n.
sesten daha hızlı giden her türlü taşıt supersonic transport n.
hızlı gitme gallop n.
hızlı artış boom n.
hızlı yürüme trot n.
suyun en hızlı aktığı yer rapids n.
hızlı içme guzzling n.
hızlı kazanç growthiness n.
hızlı şarj boost charge n.
hızlı olma speed n.
hızlı koşma dash n.
hızlı büyüme boom n.
hızlı gelişme rapid growth n.
hızlı atma palpitation n.
hızlı darbe crack n.
hızlı konuşma triple tongue n.
yüksek hızlı entegre devreler very high speed integrated circuits n.
hızlı yaşayan kimse swinger n.
hızlı akış rapids n.
üç defa daha hızlı ispanyol halk dansı jota n.
hafif ve hızlı yürüme trip n.
hızlı vuruş slog n.
hızlı konuşma patter n.
hızlı yürüme quickstep n.
hızlı giden okyanus gemisi ocean greyhound n.
hızlı gemi fast boat n.
hızlı hesaplama easy calc n.
hızlı hesap easy calc n.
hızlı olma speediness n.
çok hızlı hareket eden blue streak n.
hızlı hareket etme moving fast n.
hızlı teslim express delivery n.
hızlı teslim fast delivery n.
hızlı teslim prompt delivery n.
hızlı teslim quick delivery n.
hızlı teslim immediate delivery n.
hızlı mesaj swift message n.
hızlı değişim rapid change n.
hızlı gelişme rapid improvement n.
hızlı iyileşme rapid improvement n.
hızlı düzelme rapid improvement n.
hızlı dolum boost charge n.
hızlı değerlendirme quick evaluation n.
(bant) hızlı sarma fast wind n.
hızlı asansör express elevator n.
hızlı yağ fast oil n.
hızlı hareket fast motion n.
hızlı tren hattı high-speed rail line n.
hızlı yürüyüş double-quick n.
hızlı konuşma triple-tongue n.
hızlı gelişim precocity n.
hızlı servis express service n.
hızlı şarj quick charge n.
hızlı vapur fast ferry n.
son derece hızlı biçimde yayılan ve kontrol altına alınamayan orman yangını crown fire n.
hızlı tren express train n.
hızlı refleks quick reflex n.
hızlı arama fast dial n.
japon hızlı tren sistemi shinkansen n.
hızlı hareket edebilme kabiliyeti ability to move fast n.
hızlı arabalar fast cars n.
kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknoloji disruptive technology n.
hızlı cevap quick response n.
hızlı yanıt quick response n.
hızlı cevap swift response n.
hızlı yanıt swift response n.
hızlı akan akarsu fast-flowing stream n.
hızlı bir duyuru a quick announcement n.
hızlı takip (polisin suçluyu) high speed pursuit n.
hızlı feribot fastcraft n.
hızlı feribot fast ferry n.
hızlı başlatma jumpstart n.
hızlı başlangıç jumpstart n.
hızlı başlangıç jump start n.
hızlı başlatma jump-start n.
hızlı başlangıç jump-start n.
hızlı başlatma jump start n.
hızlı kalp atışı fast heartbeat n.
hızlı tanışma speed-dating n.
hızlı kilo alımı rapid weight gain n.
hızlı kasa (alanı) express lane n.
(çok) hızlı şekilde ilerleyen hastalık rampant disease n.
acil/hızlı kaçış quick getaway n.
hızlı kalp atması fast heart beating n.
(soru/cevap) hızlı tur speed round n.
hızlı davul sesi paradiddle n.
hızlı davul sesi drum roll n.
aynı hızla giden bir sürücünün bir süre sonra hızlı gittiğini algılıyamaması velocitization n.
hızlı kentleşme rapid urbanization n.
at üzerindeki yarışçısının yarış pistine dizilmiş varillerin çevresinden dolanarak yarışı en hızlı derecede tamamlamaya çalıştığı rodeo yarışı barrel racing n.
hızlı hareket eden kimse veya şey fast mover n.
hızlı temizleyici rapid cleaner n.
hızlı yiyecek fast food n.
hızlı moda fast fashion n.
hızlı düşüş precipitous drop n.
hızlı ve canlı dans edilen gece kulübü à gogo n.
hızlı arama quick dial n.
hızlı kalp atımı rapid heartbeat n.
hızlı su akıntısı race n.
hızlı araç racer n.
hızlı büyüyen, sağlam japon eğrelti otu bamboo fern n.
yüksek hızlı araç cannon ball n.
yüksek hızlı araç cannonball n.
hızlı artış rapid climb n.
hızlı kar amacıyla yurt dışında geçici iş arayan kimse chancer [african] n.
dört müzik vuruşunda iki hızlı bir yavaş şekilde peş peşe gerçekleştirilen bale hareketi chassé n.
hızlı hızlı konuşma chatter n.
kestirme ve hızlı çözüm quick fix n.
hızlı düşüş toboggan n.
hızlı giden şey traveler n.
hızlı giden şey traveller [australia] n.
hızlı hareket eden kimse trotter [brit] n.
hızlı veya havadan sudan konuşma yabber [australia] n.
çok hızlı uçak hotshot n.
çok hızlı araç hotshot n.
hızlı yayılma epidemic n.
hızlı gelişme epidemic n.
postanın doğru ve hızlı şekilde iletilmesi için kullanılan dokuz basamaklı bir zip kodu zip + 4 n.
ani/hızlı hareket lash n.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak jibber n.
ani ve hızlı artış upsurgence n.
nefes ile hareketlerin koordine yapıldığı hızlı bir yoga tarzı vinyasa yoga n.
yüksek hızlı araba yolculuğu blatt [australia] n.
vın sesi çıkaran hızlı hareket whiz n.
vın sesi çıkaran hızlı hareket whizz n.
keskin ve hızlı bir darbenin çıkardığı ses whack n.
(küçük hayvan) hızlı hareket whid n.
hızlı hareket whirry n.
hızlı geçiş whisk n.
çok hızlı ve şiddetli hareket eden şey wildfire n.
hızlı koşu winder n.
çok hızlı gelişmekte olan ileri teknoloji megatechnology n.
hızlı gelişen veya feci sonuçlar getiren gerileme veya çöküş meltdown n.
doğru cevapları hızlı şekilde verme yetisiyle ölçülen zeka mental quickness n.
hareketli ve hızlı tur merry-go-round n.
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan kimse boomer n.
hızlı bir şekilde başarıya ulaşan şey boomer n.
hızlı mesaj brief [obsolete] n.
çok hızlı başarı elde eden kimse highflier n.
çok hızlı başarı elde eden kimse high-flier n.
hızlı üretici hyperproducer n.
genellikle çok fazla ekipman taşırken yapılan hızlı ve enerjik yürüyüş yomp n.
hızlı adım gallop n.
hızlı su girdabı hurl n.
hızlı bir hareket hurtle n.
yüksek hızlı tekne yarışı hydroplane racing n.
çok hızlı ve isabetli atılan şey bullet [us] n.
hızlı at ganger [dialect] [uk] n.
hızlı bakış glent [dialect] [uk] n.
iğnelemeye verilen hızlı ve zekice yanıt ripost n.
hızlı cevap ripost n.
(eskrimde) hızlı hamle riposte n.
hızlı hızlı okuyan kimse gobbler n.
aşırı derecede hızlı makine go-devil [us] n.
hızlı çöküş degringolade n.
hızlı tahribat degringolade n.
hızlı bozulma degringolade n.
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat demonstration n.
hızlı karar dispatch [us] n.
hızlı karar despatch [uk] n.
hızlı koşucu heeler n.
hızlı ve kesintisiz konuşma onslaught n.
hızlı hesaplamalar yapabilen askeri cihaz computor n.
hızlı adım cracker [uk] n.
hızlı ritim double quick n.
hızlı tempo double quick n.
iki kat hızlı tempo double quick n.
hızlı dalış duck n.
hızlı kalp atışı dunt [scotland] n.
(at gibi dört bacaklılarda) hızlı çifteli vuruş pace n.
hızlı ve sert vuruş clink [dialect] [uk] n.
hızlı ve zekice konuşma crosstalk [uk] n.
hızlı kazanılmış para quick buck n.
hızlı yaşayan fast liver n.
hızlı ilerlemeye veya değişime sebep olan süreç fast track n.
elektronik cihazda kaydı normalden hızlı oynatma işlevi fast-forward n.
hızlı ilerleme durumu fast-forward n.
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak feather-bed n.
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak featherbed n.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval n.
hızlı ve kısa soluk pant n.
açık pozisyonda oynanan hızlı bir salon dansı peabody n.
hızlı soluma pech [scotland] n.
hızlı adımlar pitpat n.
hızlı ve güçlü nabız vuruşu pounding n.
(nehirde) suyun hızlı aktığı yer sault n.
bir yerdeki önemli alanların hızlı ve üstünkörü gezilmesi cooks tour n.
çok hızlı hareket eden kimse flyer n.
hızlı tarifeli taşıt flyer n.
hızlı başlangıç flying start n.
değişik hızlı otomobillerin vites kolunda bulunan oluklu yatak gate n.
hızlı başlangıç pheese n.
hızlı sindirim predigestion n.
hızlı hareket scour n.
hızlı koşucu scudder n.
hızlı koşturma sesi scurry n.
hızlı dönme hareketi scurry n.
hızlı ve dolambaçlı yürüyüş scuttle n.
hızlı ve eğik darbe skyte [uk] [scotland] n.
hızlı ve eğik vuruş skyte [uk] [scotland] n.
hızlı ve eğik darbe skite [uk] [scotland] n.
hızlı ve eğik vuruş skite [uk] [scotland] n.
hızlı deneme slap n.
hızlı darbe poke n.
hızlı koşma sprent [dialect] n.
gelgitin en hızlı olduğu evre strength n.
hızlı ve uzun adımlar ile yürüyen kimse strider n.
hızlı yürüyüş succussation n.
çok hızlı büyüme supergrowth n.
hızlı konuşmak patter v.
hızlı dönmek whirl v.
hızlı gitmek belt v.
çok hızlı geçmek whiz v.
hızlı yürümek leg v.
hızlı yaşamak live fast v.
hızlı vurmak slog v.
hızlı biçimde hareket etmek jerk v.
hızlı çalıştırmak (avaradaki motoru) race v.
hızlı atmak hammer v.
hızlı yaşamak lead a fast life v.
kesik kesik ve hızlı söylemek jerk out v.
hızlı atmak (kalp) palpitate v.
hızlı çalışmak (motor) race v.
hızlı koşmak run hard v.
hızlı akmak rush v.
daha hızlı yürümeye başlamak put your best foot forward v.
hızlı koşmak sprint v.
hızlı yürümek step out v.
arabayı çok hızlı sürmek have a heavy foot v.
çok hızlı çekmek whip v.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak gibber v.
hızlı yürümek leg it v.
hızlı hızlı solumak pant v.
indirmek (hızlı ve gürültülü bir şekilde) slam down v.
daha hızlı koşmak outrun v.
anlaşılmayacak şekilde hızlı konuşmak yabber v.
hızlı çalışmak go to town v.
hızlı gitmek spank along v.
hızlı içmek guzzle v.
çok hızlı dönmek sleep v.
hızlı hızlı çevirmek (sayfa) ruffle v.
hızlı yürümek trot v.
hızlı gitmek (araba) scorch v.
hızlı gitmek race v.
(aracı) hızlı sürmek race v.
hızlı gitmek streak v.
hızlı konuşmak jabber v.
hızlı gitmek cover ground v.
hızlı yemek gobble v.
aracı hızlı sürmek drive fast v.
hızlı davranmak act quickly v.
hızlı gitmek (araba vb) scorch v.
(yürek) hızlı ve düzensizce atmak palpitate v.
hızlı para kazanmak make a fast buck v.
çok hızlı hareket etmek flash v.
hızlı yürümek double-quick v.
-den daha hızlı koşmak outrun v.
hızlı hareket etmek hotfoot v.
hızlı ve anlaşılmaz bir biçimde konuşmak jabber v.
daha hızlı gitmek outdistance v.
çok hızlı gidip kaçırmak overshoot v.
(makineyi) çok hızlı işletmek race v.
hızlı davranmak go it v.
hızlı başlayıp yavaş bitmek fizzle out v.
daha hızlı uçmak outfly v.
tetiği karşısındakinden daha hızlı çekmek outdraw v.
daha hızlı sürmek outdrive v.
hızlı yaşamak live life in the fast lane v.
birden hızlı çekmek hoick out v.
(kalbi) hızlı veya düzensizce atmak flutter v.
hızlı bir şekilde yükselmek move up quickly v.
biraz hızlı sürmek/kullanmak drive a bit fast v.
arabayı çok hızlı sürmek drive the car too fast v.
hızlı başlatmak jumpstart v.
hızlı başlatmak jump start v.
hızlı başlatmak jump-start v.
hızlı başlamak jump-start v.
hızlı bir ivme kazanmak gain acceleration v.
çok hızlı hareket etmek move very fast v.
hızlı ilerlemek go ahead fast v.
tabancayı karşıdakinden daha hızlı çekmek outdraw v.
elinden geldiği kadar hızlı ve acele bir şekilde koşmak dead run v.
-den daha hızlı koşarak kurtulmak outrun v.
hızlı bir şekilde devam etmek continue apace v.
çok hızlı götürmek rave v.
çok hızlı gitmek rave v.
fazla hızlı çalışmak rave v.
fazla hızlı çalıştırmak rave v.
dersi normal seyrinden daha hızlı bitirmek accelerate v.
hızlı ve ani hareket etmek catapult v.
tank gibi (ağır fakat hızlı) hareket etmek tank v.
hızlı hızlı konuşmak chatter v.
hızlı koşmak trig [dialect] v.
hızlı hızlı hareket ettirmek troll [obsolete] v.
hızlı hızlı solumak anhele [obsolete] v.
daha hızlı koşmak atrenne [obsolete] v.
(rol) hızlı bir şekilde tekrar etmek walk v.
hızlı, rahat ve pervasızca hareket etmek skip v.
hızlı veya gürültülü bir şekilde hareket etmek bang v.
hızlı veya gürültülü bir şekilde ilerlemek bang v.
hızlı hareket etmek jack rabbit v.
hızlı hareket etmek jackrabbit v.
çok hızlı hareket etmek jet v.
çok hızlı hareket etmek zoom along v.
çok hızlı hareket etmek whizz along v.
hızlı hareketler yapmak juggle v.
hızlı ayarlamalar yapmak juggle v.
(akarsu) hızlı akmak bicker v.
hızlı ve gürültülü konuşmak blatter [dialect] v.
uçarmışçasına hızlı hareket etmek blaze v.
(rol) çok iyi ve hızlı şekilde yapmak blaze away v.
uçarmışçasına hızlı hareket etmek blaze out v.
hızlı ve anlaşılmaz bir şekilde konuşmak bleat v.
hızlı dönmek wirble v.
(bir şeyi) vın sesi çıkaracak kadar hızlı atmak whiz v.
(bir şeyi) vın sesi çıkaracak kadar hızlı atmak whizz v.
(havada) hızlı hareket etmek wheech v.
çok hızlı hareket etmek whip v.
ani ve hızlı bir şekilde çekmek whip (away) v.
ani ve hızlı bir şekilde çıkarmak whip (away) v.
hızlı hareket etmek whish v.
havadaki hızlı geçişten kaynaklanan ıslık sesi ile hareket etmek whistle v.
hızlı atmak (kalp) whump v.
net seçilemeyecek derecede hızlı hareket etmek blur v.
hızlı hareket etmek boing v.
hızlı ve ani bir kayıp yaşamak hemorrhage v.
(özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek bowl v.
hızlı ve sarsak bir şekilde ilerlemek bucket v.
hızlı gitmek motor v.
hızlı yürümek motor v.
hızlı ilerlemek motor v.
dudakları hızlı şekilde oynatarak kemirmek moup [scotland] v.
(kaz, ördek) hızlı ve alçak sesle vakvaklamak gabble v.
hızlı bir şekilde hareket etmek gallop v.
hızlı bir şekilde ilerlemek gallop v.
hızlı okumak gallop v.
hızlı konuşmak gallop v.
hızlı şekilde iletmek hurry v.
topa yerden çok yükselmeden ve hızlı gideceği şekilde vurmak line v.
topu yerden çok yükselmeden ve hızlı gideceği şekilde atmak line v.
hızlı ve düzgün bir şekilde yürümek link [scotland] v.
hızlı ve düzgün hareket etmek link [scotland] v.
hızlı hareket etmek bullet v.
hızlı ve heyecanlı bir şekilde konuşmak burble v.
hızlı davranmak gird v.
hızlı hızlı kürek çekmek give way v.
hızlı şekilde çapraza doğru hareket etmek glent [dialect] [uk] v.
(bir dizi öğeyi) hızlı bir şekilde taramak rifle v.
hızlı davranmak rip v.
hızlı hareket etmek rip v.
(eskrimde) hızlı hamle yapmak ripost v.
hızlı cevap vermek ripost v.
(eskrimde) hızlı hamle yapmak riposte v.
hızlı cevap vermek riposte v.
çok hızlı geçmek buzz v.
sabit hızlı motorla gitmek buzz v.
hızlı gitmek buzz (off) v.
hızlı hareket etmek giggit v.
hızlı bir şekilde konuşmak clack v.
hızlı davranmak clap v.
hızlı şekilde göndermek despeed v.
aşırı hızlı yaşamak overlive v.
daha hızlı koşmak overrun v.
çok hızlı büyümek overwax v.
çok hızlı gelişmek overwax v.
hızlı hareket etmek rock v.
hızlı ve canlı bir tempoda şarkı söylemek rock v.
hızlı seyahat etmek rocket v.
hızlı hareketler yapmak conjure v.
(fare) hızlı ve dikkatli hareket etmek dib v.
hızlı koşmak dig v.
hızlı hareket etmek double-quick v.
hızlı hareket ettirmek double-quick v.
hızlı çalıştırmak double-quick v.
hızlı hareket etmek double-time v.
hızlı hareket ettirmek double-time v.
hızlı çalıştırmak double-time v.
(kalp) hızlı hızlı atmak dunt [scotland] v.
hızlı sürmek fang v.
(kalp) hızlı attırmak palpitate v.
hızlı bir şekilde hareket etmek clip v.
hızlı hızlı konuşarak ikna etmek fast talk v.
kanoyla hızlı akan bir nehirde yanal bir şekilde hareket ettirmek ferry v.
hızlı hızlı solumak pech [scotland] v.
hızlı hızlı yürümek pell v.
hızlı hareket etmek pell-mell v.
hızlı hareket etmek pelt v.
hızlı hareket etmek pelter v.
hızlı hızlı dövmek pepper v.
hızlı adımlarla tıkır tıkır ilerlemek pitapat v.
hızlı adımlarla ilerlemek pitter-patter v.
hızlı şekilde iletmek post [obsolete] v.
hızlı ve tutkulu yaşamak fever v.
(atın) anüs veya vajinasına hızlı gitmesi için zencefil veya biber koymak fig v.
hızlı hareket etmek firk v.
hızlı hareket eden bir şeyi vurmak fizz v.
çok hızlı gitmek fizz v.
çok hızlı solumak fnese v.
(başka tekneden) daha hızlı gitmek outfoot v.
(yürüme, koşma) daha hızlı olmak outfoot v.
(at yarışı) daha hızlı koşmak outgallop v.
(at yarışı) daha hızlı dört nala koşmak outgallop v.
daha hızlı olmak outgo v.
daha hızlı yürümek outmarch v.
daha hızlı hareket etmek outmove v.
daha hızlı olmak outpace v.
daha hızlı olmak outrace v.
daha hızlı koşmak outrace v.
daha hızlı artırmak outrun v.
daha hızlı geliştirmek outrun v.
daha hızlı yelken açmak outsail v.
(birinden) daha hızlı koşmak outsprint v.
daha hızlı vurmak outstrike v.
daha hızlı çarpmak outstrike v.
daha hızlı gitmek outstrip v.
daha hızlı yüzmek outswim v.
daha hızlı seyahat etmek outtravel v.
daha hızlı çalışmak outwork v.
hızlı binmek: dörtnala gitmek prick v.
(ses, hızlı nota) uygun hale getirmek prepare v.
(at) özellikle hızlı giderken toynağın üst kısmındaki kalınlaşmış damarlı bölgeyi kesmek scalp v.
normalden hızlı gitmek scat v.
hızlı hareket etmek scat v.
düz ve hızlı kayarak inmek schuss v.
hızlı hızlı konuşmak shoot v.
hızlı hızlı okumak skim-read v.
hızlı hızlı kaymak skitter v.
hızlı bir tanıtım yapmak spot promote v.
hızlı hareket etmek squirt v.
hızlı hızlı konuşmak squirt v.
hızlı hızlı gitmek streak v.
hızlı hızlı hareket etmek streek v.
hızlı hızlı gitmek streek v.
hızlı hızlı hareket etmek strike v.
alçak hızlı low speed adj.
hızlı (bir şey) smart adj.
daha hızlı zippier adj.
kadar hızlı as fleet as adj.
çok hızlı fortissimo adj.
hızlı kitlemeli fast lock adj.
hızlı yaşayan fast adj.