habersiz

Meanings of "habersiz" in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	habersiz	unaware adj.
Residents of this estate were unaware of the presence of the fireworks factory. Bu sitenin sakinleri havai fişek fabrikasının varlığından habersizdi. More Sentences
General
2	General	habersiz	oblivious adj.
Tom is oblivious. Tom habersiz. More Sentences
3	General	habersiz	unannounced adj.
Alternative wording to allow for some to be unannounced would be sufficient. Bazılarının habersiz olmasına izin verecek alternatif ifadeler yeterli olacaktır. More Sentences
4	General	habersiz	ignorant adj.
We all support it but they themselves are ignorant of it. Hepimiz bunu destekliyoruz ancak kendileri bundan habersiz. More Sentences
5	General	habersiz	unconscious adj.
He seemed unconscious of my presence. O benim varlığımdan habersiz görünüyordu. More Sentences
6	General	habersiz	unaware adj.
Tom is unaware of what has happened. Tom olanlardan habersiz. More Sentences
7	General	habersiz	clueless adj.
Tom was completely clueless. Tom tamamen habersizdi. More Sentences
8	General	habersiz	in the dark adv.
Don't keep me in the dark about it. Beni bu konuda habersiz bırakma. More Sentences
Technical
9	Technical	habersiz	unaware adj.
Tom was unaware that Mary had already left. Tom, Mary'nin çoktan gittiğinden habersizdi. More Sentences
General
10	General	habersiz	newsless adj.
11	General	habersiz	unknowing adj.
12	General	habersiz	unwitting adj.
13	General	habersiz	dark adj.
14	General	habersiz	unbeknownst adj.
15	General	habersiz	insensible adj.
16	General	habersiz	unbeknown adj.
17	General	habersiz	not knowing adj.
18	General	habersiz	uninformed adj.
19	General	habersiz	naïve adj.
20	General	habersiz	unconversant adj.
21	General	habersiz	unweeting adj.
22	General	habersiz	heedless adj.
23	General	habersiz	disingenuous adj.
24	General	habersiz	innocent adj.
25	General	habersiz	without warning adv.
26	General	habersiz	without notice adv.
27	General	habersiz	without advice adv.
28	General	habersiz	blind adv.
29	General	habersiz	insensible of prep.
Idioms
30	Idioms	habersiz	blind as a bat adj.
31	Idioms	habersiz	off base expr.
Law
32	Law	habersiz	no-knock adj.
Modern Slang
33	Modern Slang	habersiz	acluistic adj.

Meanings of "habersiz" with other terms in English Turkish Dictionary : 93 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	habersiz olma	ignorance n.
2	General	çevresinden habersiz olma	obliviousness n.
3	General	habersiz çekilen fotoğraf	candid shot n.
4	General	habersiz olma	agnosy n.
5	General	bir şeyden habersiz kimse	naïve n.
6	General	etrafında olup bitenlerden, kaygı ve endişelerden uzaklaşma, habersiz, bilinçsiz olma durumu	blissful oblivion n.
7	General	habersiz olma	the dark n.
8	General	habersiz denetim	spot check n.
9	General	habersiz kontrol	spot check n.
10	General	habersiz uğramak	drop by v.
11	General	habersiz olmak	be out of touch with v.
12	General	habersiz olmak (tehlikeden)	be insensible of v.
13	General	habersiz uğramak	drop in v.
14	General	habersiz olmak	be unaware of v.
15	General	habersiz bırakmak	keep someone unaware v.
16	General	habersiz olmak	be oblivious of v.
17	General	habersiz kalmak	have no news v.
18	General	habersiz kalmak	have no tidings v.
19	General	habersiz kalmak	be without tidings v.
20	General	habersiz kalmak	be without news v.
21	General	habersiz gelmek	come unannounced v.
22	General	habersiz ve aniden gelmek	plump in v.
23	General	habersiz denetim yapmak	spot check v.
24	General	habersiz kontrol gerçekleştirmek	spot check v.
25	General	-den habersiz	ignorant of adj.
26	General	-den habersiz	unaware of adj.
27	General	kısmen habersiz	semioblivious adj.
28	General	(filmde/oyunda) habersiz	unbilled adj.
29	General	uygunsuzluklardan habersiz	blissful adj.
30	General	son gelişmelerden habersiz olan	out-of-touch adj.
31	General	benden habersiz	without my knowledge adv.
Phrasals
32	Phrasals	habersiz gelmek	blow in v.
33	Phrasals	habersiz rahatsızlık vermek	land in on v.
34	Phrasals	habersiz gelmek	roll in v.
35	Phrasals	habersiz bir şekilde ortaya çıkmak	blow up v.
36	Phrasals	(birine) habersiz uğramak	drop in on (someone) v.
37	Phrasals	bir sporcunun bağlı olduğu takımdan habersiz/izinsiz onu başka takıma transfer olmaya ikna etmeye çalışmak	tap up v.
Phrases
38	Phrases	haberli veya habersiz olarak	with or without notice expr.
Colloquial
39	Colloquial	habersiz gelmek	rock up v.
40	Colloquial	habersiz uğrayıp selam vermek	drop in to say hello v.
41	Colloquial	habersiz yakalanmak	be caught flat-footed v.
42	Colloquial	habersiz yakalamak	catch flat-footed v.
43	Colloquial	(bir şeyi/bir yeri) plansız/habersiz şekilde aramak	toss (something) v.
44	Colloquial	herşeyden habersiz	totally uninformed expr.
45	Colloquial	her şeyden habersiz	totally unaware expr.
46	Colloquial	herşeyden habersiz	uninformed of anything expr.
47	Colloquial	herşeyden habersiz	unaware of everything expr.
48	Colloquial	herşeyden habersiz	uninformed of everything expr.
49	Colloquial	herşeyden habersiz	unaware of anything expr.
50	Colloquial	beni habersiz bırakma	write if you get work [old-fashioned] expr.
51	Colloquial	beni habersiz bırakma	wiygw (write if you get work) expr.
52	Colloquial	çevresinden habersiz	in (one's) own (little) world expr.
53	Colloquial	çevresinden habersiz	in one's own world expr.
Idioms
54	Idioms	habersiz yakalanmak	be caught flat-footed v.
55	Idioms	habersiz yakalamak	catch flat-footed v.
56	Idioms	gelişmelerden habersiz kalmamak	stay abreast of (someone or something) v.
57	Idioms	birini bir konudan) habersiz bırakmak/tutmak	keep someone in ignorance about something v.
58	Idioms	gelişmelerden habersiz olmak	be out of touch v.
59	Idioms	olup bitenden habersiz olmak	be out of the picture v.
60	Idioms	habersiz yakalanmak	be caught on the hop v.
61	Idioms	habersiz yakalanmak	be caught on the wrong foot v.
62	Idioms	habersiz olmak	be flat-footed v.
63	Idioms	(birinden) habersiz olmak	be out of touch (with somebody) v.
64	Idioms	bir yere habersiz/hazırlıksız/öylece çıkıp gitmek	do something on spec [uk] v.
65	Idioms	(birini/kendini) olan bitenden habersiz/bihaber bırakmak	keep (someone or oneself) in ignorance v.
66	Idioms	bilgisiz/habersiz bırakmak/kalmak	keep in the dark v.
67	Idioms	birini habersiz bırakmak	keep someone in the dark v.
68	Idioms	birini habersiz bırakmak	leave someone in the dark v.
69	Idioms	(birini) habersiz bırakmak	leave (one) hanging v.
70	Idioms	(birini) habersiz bırakmak	leave (one) hanging in midair v.
71	Idioms	(bir şeyden) habersiz olmak/kalmak	stay in the dark about (something) v.
72	Idioms	habersiz yakalanmış	caught bending adj.
73	Idioms	habersiz yakalanmış	caught on the hop adj.
74	Idioms	habersiz yakalanmış	caught unawares adj.
75	Idioms	birinden habersiz	behind somebody's back expr.
76	Idioms	birbirinden habersiz/bihaber	the left hand doesn't know what the right is doing expr.
77	Idioms	olup bitenden habersiz	out of the picture expr.
78	Idioms	birbirinin ne yaptığından habersiz/bihaber	the left hand doesn't know what the right hand's doing expr.
79	Idioms	birbirinden habersiz/bihaber	the right hand doesn't know what the left hand is doing expr.
80	Idioms	birbirinden habersiz/bihaber	the right hand doesn't know what the left hand's doing expr.
81	Idioms	(birinden) habersiz	unbeknown to (one) expr.
82	Idioms	(birinden) habersiz	unbeknownst to (one) expr.
83	Idioms	(birinden) habersiz	unknown to (one) expr.
Trade/Economic
84	Trade/Economic	bankaların güvenirliliğini sağlamak üzere habersiz olarak denetim yapmakla görevli olan kişi	bank examiner n.
Media
85	Media	habersiz sansürleme	shadow ban n.
86	Media	habersiz kısıtlama	shadow ban n.
Technical
87	Technical	habersiz denetim	spot checking n.
Education
88	Education	habersiz sınav	pop quiz n.
Environment
89	Environment	habersiz maruz kalma	unwarned exposed n.
Sport
90	Sport	bonservisi elinde olan oyuncu ile mevcut kulübünden habersiz temas kurulması	tapping up n.
91	Sport	(takımından habersiz) bir oyuncuyu ayartmak	tap v.
Slang
92	Slang	(genellikle kadınlar için kullanılır) habersiz çekilen fotoğraf	creepshot n.
Modern Slang
93	Modern Slang	habersiz ziyaret	ambush visit n.