|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
hasat |
harvest n.
|
|
This is due to reduced 2001 cereal harvests caused by adverse weather and reduced planting.
Bu durum, olumsuz hava koşulları ve ekimlerin azalması nedeniyle 2001 tahıl hasadının düşmesinden kaynaklanmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
hasat |
crop n.
|
|
We have a good crop of tomatoes this year.
Bu yıl domates hasatımız iyi.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
3 |
Trade/Economic |
hasat |
harvest n.
|
|
This is due to reduced 2001 cereal harvests caused by adverse weather and reduced planting.
Bunun nedeni, olumsuz hava koşulları ve azalan ekim nedeniyle 2001 tahıl hasadının azalmasıdır.
More Sentences
|
4 |
Trade/Economic |
hasat |
crop n.
|
|
The rice crop is large this year.
Pirinç hasatı bu yıl büyük.
More Sentences
|
Food Engineering |
|
5 |
Food Engineering |
hasat |
harvest n.
|
|
The problem is that this situation does not only affect last year's harvest, it also affects subsequent harvests.
Sorun şu ki, bu durum sadece geçen yılın hasadını değil, sonraki hasatları da etkiliyor.
More Sentences
|
Agriculture |
|
6 |
Agriculture |
hasat |
harvest n.
|
|
The problem is that this situation does not only affect last year's harvest, it also affects subsequent harvests.
Sorun şu ki, bu durum sadece geçen yılın hasadını etkilemekle kalmıyor, sonraki hasatları da etkiliyor.
More Sentences
|
Common Usage |
|
7 |
Common Usage |
hasat |
reaping n.
|
|
General |
|
8 |
General |
hasat |
pick n.
|
|
9 |
General |
hasat |
take n.
|
|
10 |
General |
hasat |
ingathering n.
|
|
Marine Biology |
|
11 |
Marine Biology |
hasat |
yield n.
|
|
|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
hasat kaldırmak |
harvest v.
|
|
Mary's grandfather used to harvest by scythe.
Mary'nin büyükbabası tırpanla hasat kaldırırdı.
More Sentences
|
2 |
General |
hasat etmek |
harvest v.
|
|
You must speak to us and sow and tend the crop, as well as harvesting it.
Bizimle konuşmalı, ekinleri ekip biçmeli ve hasat etmelisiniz.
More Sentences
|
Agriculture |
|
3 |
Agriculture |
hasat yapmak |
harvest v.
|
|
I am harvesting rye.
Çavdar hasadı yapıyorum.
More Sentences
|
4 |
Agriculture |
hasat etmek |
harvest v.
|
|
This year's cotton is being harvested as we speak.
Biz konuşurken bu yılın pamuğu hasat ediliyor.
More Sentences
|
Environment |
|
5 |
Environment |
kötü hasat |
bad harvest n.
|
|
The bad harvest caused massive food shortages.
Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
More Sentences
|
Common Usage |
|
6 |
Common Usage |
hasat zamanı |
harvest n.
|
|
General |
|
7 |
General |
hasat sigortası |
insurance of crop n.
|
|
8 |
General |
hasat mevsimi |
harvest n.
|
|
9 |
General |
hasat zamanı |
harvest n.
|
|
|
10 |
General |
hasat dolunayı |
harvest moon n.
|
|
11 |
General |
hasat bayramı |
harvest festival n.
|
|
12 |
General |
hasat festivali |
lammas-day n.
|
|
13 |
General |
hasat festivali |
harvest festival n.
|
|
14 |
General |
hasat mevsimi |
harvest season n.
|
|
15 |
General |
hasat zamanı |
harvest season n.
|
|
16 |
General |
(iskoçya ve kuzey ingiltere'de) çiftçiler arasındaki hasat yarışması |
kemp n.
|
|
17 |
General |
hasat sonunda yapılan şölen |
mell [dialect] n.
|
|
18 |
General |
hasat bayramında orakçıların söylediği şarkı |
harvest-home n.
|
|
19 |
General |
hasat bayramı |
harvest-home n.
|
|
20 |
General |
domuzların hasat edilmiş tahıl yerine doğrudan sapındaki ekinden beslenmesi anlamında kullanılan bir terim |
hogging down n.
|
|
21 |
General |
keltlere özgü antik bir hasat festivali |
lughnasa n.
|
|
22 |
General |
ilk hasat |
firstling n.
|
|
23 |
General |
(hasat zamanı) toplanan miktar |
gather n.
|
|
24 |
General |
hasat sonrası kalan başakları toplamak |
glean v.
|
|
25 |
General |
hasat etmek |
reap v.
|
|
26 |
General |
hasat yarışmasında mücadele etmek |
kemp v.
|
|
27 |
General |
elle hasat yapmak |
grabble [dialect] v.
|
|
28 |
General |
hasat etmek |
in [dialect] [uk] v.
|
|
29 |
General |
hasat etmek |
gather v.
|
|
|
30 |
General |
hasat eder gibi toplamak |
gather v.
|
|
31 |
General |
(tütün) hasat etmek |
prime v.
|
|
32 |
General |
hasat edilmeyen |
unharvested adj.
|
|
33 |
General |
hasat edilmemiş |
unharvested adj.
|
|
Phrasals |
|
34 |
Phrasals |
(ekin) olgunlaşıp hasat vermek |
come in v.
|
|
35 |
Phrasals |
-den hasat elde etmek/almak |
reap something from something v.
|
|
36 |
Phrasals |
hasat döküntülerini toplamak |
glean from (something) v.
|
|
37 |
Phrasals |
hasat döküntülerini toplamak |
glean something from something v.
|
|
38 |
Phrasals |
hasat edip depolamak |
garner in v.
|
|
39 |
Phrasals |
hasat edip depolamak |
garner up v.
|
|
40 |
Phrasals |
hasat edip depolamak/stoklamak |
garner something in v.
|
|
41 |
Phrasals |
hasat edip ambara koymak |
garner something in v.
|
|
42 |
Phrasals |
hasat edip depolamak/stoklamak |
garner something up v.
|
|
43 |
Phrasals |
hasat edip ambara koymak |
garner something up v.
|
|
44 |
Phrasals |
bir şeyi hasat etmek |
gather something v.
|
|
45 |
Phrasals |
-den hasat elde etmek/almak |
reap from v.
|
|
Trade/Economic |
|
46 |
Trade/Economic |
üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi |
csa (csar-capable assets) n.
|
|
47 |
Trade/Economic |
hasat payı için işletmecisine üyelik harcı ödenen tarla |
csa (csar-capable assets) n.
|
|
Law |
|
48 |
Law |
hasat vergisi |
hidage [uk] [obsolete] n.
|
|
49 |
Law |
hasat vergisi için biçilen değer |
hidage [uk] [obsolete] n.
|
|
50 |
Law |
kiracının ödeme kaynağı olan ekinleri hasat edilmeden önce ödeyebildiği kira |
forehand rent [scotland] n.
|
|
Technical |
|
51 |
Technical |
hasat makinesi |
harvesting machine n.
|
|
52 |
Technical |
patates hasat makinesi |
potato harvester n.
|
|
53 |
Technical |
patates hasat makinesi |
potato harvesting machine n.
|
|
54 |
Technical |
şeker pancarı hasat makinesi |
sugar beet harvester n.
|
|
55 |
Technical |
yem pancarı hasat ekipmanı |
fodder beet harvesting equipment n.
|
|
56 |
Technical |
maden çıkarırken veya hasat kaldırırken elde tutulmak istenen malzemeyi atıklardan ayıran parça |
concave n.
|
|
57 |
Technical |
hasat toplama makinesi operatörü |
picker n.
|
|
58 |
Technical |
keten hasat makinesi |
flax puller n.
|
|
59 |
Technical |
pamuk hasat makinesi |
sled n.
|
|
Automotive |
|
60 |
Automotive |
çok işlevli hasat makinesi |
combined harvester n.
|
|
61 |
Automotive |
hasat makinası |
harvester n.
|
|
Food Engineering |
|
62 |
Food Engineering |
hasat sonrası |
postharvest n.
|
|
Marine Biology |
|
63 |
Marine Biology |
hasat kontrolü |
harvest control n.
|
|
64 |
Marine Biology |
hasat kapasitesi |
harvesting capacity n.
|
|
65 |
Marine Biology |
sürdürülen hasat |
sustained harvest n.
|
|
66 |
Marine Biology |
sürdürlebilir hasat |
sustainable yield n.
|
|
67 |
Marine Biology |
hasat edilemez |
non-harvestable adj.
|
|
Astronomy |
|
68 |
Astronomy |
hasat dolunayını takip eden ilk dolunay |
hunter's moon n.
|
|
69 |
Astronomy |
hasat dolunayı sonrasındaki kameri ay |
hunter's room n.
|
|
|
70 |
Astronomy |
keltlere özgü dans ve festival ateşi ile kutlanan antik bir hasat festivali |
lúnasa n.
|
|
71 |
Astronomy |
(genellikle bir ağustos) hasat festivalinin ilk günü |
lúnasa n.
|
|
Botanic |
|
72 |
Botanic |
hasat sonrası toprakta kalan artıklardan büyüyerek filizlenen ürün |
ratoon crop n.
|
|
73 |
Botanic |
kana bitkisinin her ay hasat edilebilen yumru kökü |
queensland arrowroot n.
|
|
74 |
Botanic |
kana bitkisinin her ay hasat edilebilen yumru kökü |
tous-les-mois n.
|
|
75 |
Botanic |
her ay hasat edilebilen bir kako çeşidi |
tous-les-mois n.
|
|
76 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
arugula (eruca vesicaria sativa) n.
|
|
77 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
rocket n.
|
|
78 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
roquette n.
|
|
79 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
rocket salad n.
|
|
80 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
garden rocket n.
|
|
81 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
eruca sativa n.
|
|
82 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
arugola n.
|
|
83 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen ve morumsu çiçekleri olan hasat zamanı çiçek açan bir bitki |
snow–in–summer (clematis viorna) n.
|
|
84 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen ve morumsu çiçekleri olan hasat zamanı çiçek açan bir bitki |
snow–in–harvest (clematis viorna) n.
|
|
85 |
Botanic |
(biçim veya hasat sonrasında) ekili alanda yetişen çimen |
rowett n.
|
|
86 |
Botanic |
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
rugola n.
|
|
87 |
Botanic |
yabani pirinç hasat etmek |
rice v.
|
|
Agriculture |
|
88 |
Agriculture |
aynı yıldaki ikinci hasat |
aftercrop n.
|
|
89 |
Agriculture |
tahılın hasat zamanında geleneksel törenlerle kesilerek saklanan son demeti |
neck [dialect] n.
|
|
90 |
Agriculture |
bitkinin üstteki genç kısmından yapılan hasat |
top crop n.
|
|
91 |
Agriculture |
bol hasat |
bountiful harvest n.
|
|
92 |
Agriculture |
hasat öncesi |
preharvest n.
|
|
93 |
Agriculture |
hasat sonrası |
postharvest n.
|
|
94 |
Agriculture |
hasat çemberi |
crop circle n.
|
|
95 |
Agriculture |
hasat sonrası arta kalanları toplama |
gleaning n.
|
|
96 |
Agriculture |
hasat sonrası dane |
post-harvest grain n.
|
|
97 |
Agriculture |
hasat ve harman makineleri |
harvesting machinery n.
|
|
98 |
Agriculture |
hasat makinesi |
harvester n.
|
|
99 |
Agriculture |
hasat sonrası |
post-harvest n.
|
|
100 |
Agriculture |
hasat kaldırma |
harvesting n.
|
|
101 |
Agriculture |
hasat vakti |
harvest-time n.
|
|
102 |
Agriculture |
hasat öncesi |
pre-harvest n.
|
|
103 |
Agriculture |
hasat ve taşıma |
harvesting and transport n.
|
|
104 |
Agriculture |
hasat alma |
harvesting n.
|
|
105 |
Agriculture |
ürünlerden erken hasat alma |
earliness n.
|
|
106 |
Agriculture |
kaba yem hasat makinesi |
forage harvester n.
|
|
107 |
Agriculture |
kombine patates hasat makinesi |
combined potato harvester n.
|
|
108 |
Agriculture |
kombine pancar hasat makinesi |
complete beet harvester n.
|
|
109 |
Agriculture |
mekanik hasat |
mechanical harvesting n.
|
|
110 |
Agriculture |
mısır hasat makinesi |
corn harvester n.
|
|
111 |
Agriculture |
mısır hasat makinesi |
maize harvester n.
|
|
112 |
Agriculture |
patates hasat makinesi |
potato harvester n.
|
|
113 |
Agriculture |
pancar hasat makinesi |
sugar beet harvester n.
|
|
114 |
Agriculture |
şeker pancarı hasat makinesi |
sugar beet harvester n.
|
|
115 |
Agriculture |
sulu hasat |
wet harvesting n.
|
|
116 |
Agriculture |
traktöre asılı patates hasat makinesi |
tractor mounted potato harvester n.
|
|
117 |
Agriculture |
üzüm hasat makinesi |
grape harvesting machine n.
|
|
118 |
Agriculture |
yem hasat makinesi |
forage harvester n.
|
|
119 |
Agriculture |
yem hasat makinesi |
silage harvester n.
|
|
120 |
Agriculture |
(pakistan, hindistan'da) kış sonunda hasat edilen ürün |
rabi n.
|
|
121 |
Agriculture |
erken veya geç dönem hasadı olmayıp yaygın olan hasat döneminde toplanan meyve veya sebze mahsulü |
maincrop n.
|
|
122 |
Agriculture |
üzümleri hasat etme süreci |
vindemiation n.
|
|
123 |
Agriculture |
mekanik bezelye hasat makinesi |
viner n.
|
|
124 |
Agriculture |
hasat edilmiş ekin |
math [uk] n.
|
|
125 |
Agriculture |
sonbaharda ekilip takip eden ilkbaharda veya yaz başında hasat edilen buğday |
winter wheat n.
|
|
126 |
Agriculture |
geç hasat |
latter harvest n.
|
|
127 |
Agriculture |
aynı yıldaki ikinci hasat |
lattermath n.
|
|
128 |
Agriculture |
hasat sonu |
harvest home n.
|
|
129 |
Agriculture |
hasat festivali |
harvest home n.
|
|
130 |
Agriculture |
hasat festivalinde söylenen şarkı |
harvest home n.
|
|
131 |
Agriculture |
hasat alma |
harvestry n.
|
|
132 |
Agriculture |
hasat kaldırma |
harvestry n.
|
|
133 |
Agriculture |
hasat zamanı |
horkey [dialect] n.
|
|
134 |
Agriculture |
hasat ziyafeti |
horkey [dialect] n.
|
|
135 |
Agriculture |
kar getirmediği için hasat sırasında toplanmayan ürünler |
gleanings n.
|
|
136 |
Agriculture |
hasat festivali |
hockey [dialect] n.
|
|
137 |
Agriculture |
hasat yemeği |
hockey [dialect] n.
|
|
138 |
Agriculture |
hasat süresi |
rotation n.
|
|
139 |
Agriculture |
biçerdöver için hasat başlığı |
pickup n.
|
|
140 |
Agriculture |
pamuk hasat aleti |
cotton stripper n.
|
|
141 |
Agriculture |
hasat çemberi |
corn circle n.
|
|
142 |
Agriculture |
mısır hasat makinesi |
corn-picker [us/canada] n.
|
|
143 |
Agriculture |
mısır hasat makinesi |
corn picker n.
|
|
144 |
Agriculture |
hasat edilmiş ekin |
shear n.
|
|
145 |
Agriculture |
hasat etme |
shearing [scotland] n.
|
|
146 |
Agriculture |
(pamuk hasat makinesi ile) pamuk hasat etme |
sledding n.
|
|
147 |
Agriculture |
(yaklaşık on iki demetlik) hasat yığını |
stitch [dialect] [uk] n.
|
|
148 |
Agriculture |
(bir ülkeye ait) hasat fazlası |
surplus n.
|
|
149 |
Agriculture |
hasat döküntülerini toplamak |
glean v.
|
|
150 |
Agriculture |
üzümleri hasat etmek |
vindemiate v.
|
|
151 |
Agriculture |
mekanik batörz ile hasat etmek |
vine v.
|
|
152 |
Agriculture |
şarap yapımı için (üzüm) toplamak veya hasat etmek |
vintage v.
|
|
153 |
Agriculture |
şarap yapımı için üzüm hasat etmek |
vintage v.
|
|
154 |
Agriculture |
(hasat edilmemiş ekinleri) domuz yemine dönüştürerek kullanmak |
hog v.
|
|
155 |
Agriculture |
(hasat edilen kök ürünü) toprak yığını ile çevrelemek |
clamp v.
|
|
156 |
Agriculture |
(hasat edilen kök ürünü) toprak ile kümelemek |
clamp v.
|
|
157 |
Agriculture |
gereğinden fazla hasat etmek |
overharvest v.
|
|
158 |
Agriculture |
sürdürülemez şekilde hasat etmek |
overharvest v.
|
|
159 |
Agriculture |
hasat kaldırmak |
pick v.
|
|
160 |
Agriculture |
(mısır, pamuk) saplarını kırarak hasat etmek |
snap v.
|
|
161 |
Agriculture |
hasat edilebilir |
harvestable adj.
|
|
162 |
Agriculture |
gereğinden fazla hasat edilmiş |
over-harvested adj.
|
|
163 |
Agriculture |
hasat edilen |
harvested adj.
|
|
164 |
Agriculture |
hasat edilmiş |
harvested adj.
|
|
165 |
Agriculture |
toplanmamış (hasat, ürün) |
unreaped adj.
|
|
166 |
Agriculture |
en iyi durumda satışa çıkmaları için tam olgunlaşmamışken hasat edilmiş |
market-ripe adj.
|
|
167 |
Agriculture |
baharda veya yaz başında hasat edilmek için sonbaharda ekilen (ekin) |
winter adj.
|
|
168 |
Agriculture |
gelişiminin erken bir aşamasında hasat edilen (ekin) |
young adj.
|
|
169 |
Agriculture |
tamamen olgunlaşmadan hasat edilen (ekin) |
young adj.
|
|
170 |
Agriculture |
(mahsul) geç hasat edilmiş |
old adj.
|
|
171 |
Agriculture |
hasat sonrası dönem ile ilgili |
postharvest adj.
|
|
172 |
Agriculture |
hasat sonrası dönemde meydana gelen |
postharvest adj.
|
|
173 |
Agriculture |
hasat öncesi gelişen |
preharvest adj.
|
|
174 |
Agriculture |
hasat öncesi kullanılan |
preharvest adj.
|
|
175 |
Agriculture |
hasat öncesi meydana gelen |
preharvest adj.
|
|
176 |
Agriculture |
hasat edilir durumda |
in adv.
|
|
Breeding |
|
177 |
Breeding |
balık hasat sistemi |
fish harvesting system n.
|
|
178 |
Breeding |
balık hasat sistemleri |
fish harvesting systems n.
|
|
Apiculture |
|
179 |
Apiculture |
petekleri ısıtmayla hasat edilmiş bal |
extracted by heating combs honey n.
|
|
Social Sciences |
|
180 |
Social Sciences |
hasat kraliçesi |
kern baby n.
|
|
181 |
Social Sciences |
hasat kraliçesi |
harvest queen n.
|
|
182 |
Social Sciences |
bazı amerikan yerlilerinin sağlık ve hasat gibi meselelerde doğaüstü güçlerin yardımını istemek için yaptıkları dinsel bir tören dansı |
medicine dance n.
|
|
183 |
Social Sciences |
hasat yemeği |
harvest home [uk] n.
|
|
History |
|
184 |
History |
bir arazinin kiracısı öldüğünde derebeyine verilen üçte birlik hasat payı |
thirdings n.
|
|
185 |
History |
hasat ayı |
messidor n.
|
|
Religious |
|
186 |
Religious |
ingilizlerin eskiden kutladığı hasat festivali |
lammas n.
|
|
187 |
Religious |
ingilizlerin eskiden kutladığı hasat festivali |
lammas day n.
|
|
188 |
Religious |
hasat ayini |
harvest-home n.
|
|
189 |
Religious |
ilk hasat festivali |
lughnasadh n.
|
|
190 |
Religious |
batı hristiyanlığında iyi bir hasat için dua ve oruç günü |
rogation day n.
|
|
191 |
Religious |
hristiyanların hasat için yakarma günleri |
rogation days n.
|
|
Archaic |
|
192 |
Archaic |
ingiltere'de eskiden 1 ağustos'ta kutlanan hasat festivalinin yapıldığı sezon |
lammastide n.
|
|
193 |
Archaic |
hasat kaldırmak |
ingather v.
|
|
194 |
Archaic |
hasat etmek |
ingather v.
|
|
Star Wars |
|
195 |
Star Wars |
hasat projesi |
project harvester n.
|
|