Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | her defasında | every time adv. | ||
Because you won't be destined to a hospital every time. Çünkü her defasında hastaneye gidemeyebilirsin. More Sentences |
||||
General | her defasında | at every turn adv. | ||
He opposes me at every turn. O bana her defasında karşı çıkar. More Sentences |
||||
General | her defasında | any time adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | her defasında belli bir sayı kadar artırmak | increment something by something v. |
Proverb | ||
Proverb | her defasında üstüne katarak anlatma | a tale never loses in the telling |
Colloquial | ||
Colloquial | her defasında kazanmak mümkün olmamak | can't win em all expr. |
Colloquial | her defasında kazanmak mümkün olmaz | can't win them all expr. |
Colloquial | her defasında kazanmak mümkün olmaz | can't win 'em all expr. |
Technical | ||
Technical | her defasında bir komut uygulama | single-shot operation n. |
Technical | her defasında bir komut uygulama | single-step operation n. |