English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hollow out v. | oymak | ||
The cold winds froze my skin and hollowed out my soul. Soğuk rüzgarlar cildimi dondurdu ve ruhumu oydu. More Sentences |
||||
General | hollow out v. | kazmak | ||
General | hollow out v. | çukur açmak | ||
General | hollow out v. | oyulmak | ||
General | hollow out v. | içi boşalmak | ||
General | hollow out v. | bir şeyin yasal yetkisini azaltmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | hollow out v. | oyarak (bir şey) yapmak | ||
Phrasals | hollow out v. | (bir şey) oymak | ||
Phrasals | hollow out v. | içinde boşluk yaratmak/oluşturmak | ||
Phrasals | hollow out v. | hortumlamak | ||
Phrasals | hollow out v. | sömürmek | ||
Phrasals | hollow out v. | içini boşaltmak | ||
Phrasals | hollow out v. | (daha ucuz ve az gelişmiş ülkelerin mallarını kullanarak) bir ülkenin endüstri ve üretim sektörünü zayıflatmak |
English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | hollow something out v. | bir şeyi oymak |
Phrasals | hollow something out v. | bir şeyin içerisine oyuk açmak |
Phrasals | hollow something out v. | bir şeyin iç kısmını çıkarmak |