idam - Turkish English Dictionary

idam

Meanings of "idam" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
idam execution n.
In Medieval times, Guillotine executions were public events.
Ortaçağ'da giyotinle yapılan idamlar halka açık olaylardı.

More Sentences
General
idam death sentence n.
In January, Governor Ryan of Illinois decided to commute the death sentences of 156 prisoners on death row.
Ocak ayında Illinois Valisi Ryan, idam sırasındaki 156 mahkumun ölüm cezalarını hafifletme kararı aldı.

More Sentences
idam hanging n.
Girls are back at school, music and film are allowed again and football is replacing public hangings.
Kızlar okula geri döndü, müzik ve film yeniden serbest oldu ve halka açık idamların yerini futbol aldı.

More Sentences
Law
idam execution n.
Numerous newspapers are being closed down daily and unfortunately the number of executions has increased significantly.
Her gün çok sayıda gazete kapatılmakta ve ne yazık ki idamların sayısı önemli ölçüde artmaktadır.

More Sentences
idam death penalty n.
The death penalty is still carried out in democracies such as the United States.
İdam cezası, Amerika Birleşik Devletleri gibi demokrasilerde hala uygulanmaktadır.

More Sentences
General
idam dispatch n.
idam rope n.
Idioms
idam cramp words [obsolete] n.
Law
idam capital punishment n.
idam penalty of death n.
idam rope n.
Archaic
idam hemp n.

Meanings of "idam" with other terms in English Turkish Dictionary : 176 result(s)

Turkish English
Common Usage
idam etmek execute v.
So they know his conviction is unsafe, but he could still be executed.
Yani mahkumiyetinin güvenli olmadığını biliyorlar ama yine de idam edilebilir.

More Sentences
General
idam cezası capital punishment n.
The first world congress against capital punishment was held in Strasbourg in June.
İdam cezasına karşı ilk dünya kongresi Haziran ayında Strasbourg'da düzenlendi.

More Sentences
idam cezası death sentence n.
These death sentences must not be allowed to be carried out; the verdicts must be reviewed on the basis of a fair trial.
Bu idam cezalarının uygulanmasına izin verilmemeli; kararlar adil yargılama temelinde gözden geçirilmelidir.

More Sentences
idam mangası firing squad n.
He was shot by a firing squad.
Bir idam mangası tarafından vuruldu.

More Sentences
idam sehpası gallows n.
The criminal was sent to the gallows.
Suçlu idam sehpasına gönderildi.

More Sentences
idam etmek hang v.
He was hanged for murder.
O, cinayetten idam edildi.

More Sentences
giyotinle idam etmek guillotine v.
The criminal was sentenced to be guillotined for his crime.
Suçlunun işlediği suçtan dolayı giyotinle idam edilmesine karar verildi.

More Sentences
idam etmek put to death v.
He was put to death finally.
Sonunda idam edildi.

More Sentences
idam cezası almak get the death v.
Tom definitely should have gotten the death sentence.
Tom kesinlikle idam cezası almalıydı.

More Sentences
idam edilmek execute v.
He was executed for first-degree murder.
Birinci derece cinayetten idam edildi.

More Sentences
Law
idam mahkumları death row inmates n.
Sami is a death row inmate.
Sami bir idam mahkumuydu.

More Sentences
idam cezası capital punishment n.
They are currently facing capital punishment.
Şu anda idam cezasıyla karşı karşıyalar.

More Sentences
idam cezası capital punishment n.
Of course, I do not need to remind you that the European Union is opposed to capital punishment.
Elbette Avrupa Birliği'nin idam cezasına karşı olduğunu hatırlatmama gerek yok.

More Sentences
General
idam mahkumu bekçisi deathwatch n.
idam etme dispatch n.
elektrik vererek idam etme electrocuting n.
elektrikle idam electrocution n.
idam sehpası gallowses n.
idam hükmü death sentence n.
idam hükmü death warrant n.
asarak idam etme gallows n.
boğarak idam garrotte n.
idam etme veya af yetkisi power of life and death n.
boğarak idam garroting n.
platform (idam mahkumlarının başının kesildiği yüksek) scaffold n.
idam eden executer n.
boğarak idam garotte n.
idam ipi halter n.
boğarak idam etme garroting n.
idam mangası firing party n.
idam mangası execution squad n.
idam mahkumu bekçisi death-watch n.
asarak idam etme nubbing cheat [obsolete] n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm tow [dialect] n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's halter n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's knot n.
insanları idam etme yöntemleri üzerinde çalışan bilim dalı ktenology n.
hüküm giymiş kimsenin hücresinden idam edileceği yere kadar yürüdüğü mesafe last mile n.
idam edilebilecek kimse waghalter [obsolete] n.
idam edilebilecek kimse wag-halter n.
idam edilme halter n.
celladın idam mahkumlarını asarken kullandığı ip hempen necktie n.
elektrik vererek idam etme burning n.
yakarak idam etme burning n.
yakarak idam etme burning at the stake n.
idam aracı garotte n.
idam aracı garrote n.
idam aracı garrotte n.
idam edilen mahkumların asıldığı zincirli direk gibbet n.
idam edilen mahkumların asıldığı zincirli direk gibbet tree n.
diri diri gömme yoluyla uygulanan idam cezası immurement n.
hükümlü birini idam etme aracı instrument of execution n.
kurbanı boğan bir idam aleti iron collar n.
idam cezası scaffold n.
(idam öncesi) mahkuma verilen tövbe etme süresi short shrift n.
eski bir idam yöntemi crushing n.
idam ipi poiser [obsolete] n.
boğarak idam etmek garrotte v.
idam etmek gibbet v.
elektrikli sandalyede idam etmek fry v.
boğarak idam etmek garotte v.
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaldırmak attaint v.
birini idam etmek put someone to death v.
elektrikle idam etmek electrocute v.
asarak idam etmek execute by hanging v.
giyotin ile idam etmek guillotine v.
boğarak idam etmek garrote v.
elektrikli sandalyede idam etmek electrocute v.
idam etmek dispatch v.
asılarak idam edilmek be executed by hanging v.
idam cezası almak get the death penalty v.
idam almak get the death penalty v.
idam almak be sentenced to death v.
idam almak get the death v.
asarak idam etmek hang v.
idam edilmeyi beklemek await execution v.
idam cezasını kaldırmak remove the death penalty v.
idam cezasını kaldırmak abolish the death penalty v.
idam cezasını kaldırmak abolish the capital punishment v.
idam edilmek get hanged v.
asarak idam etmek nub [obsolete] v.
tekerleğe bağlayıp çekerek idam etmek break upon a wheel v.
idam etmek do to death v.
asarak idam etmek top v.
kazığa vurarak idam etmek empale v.
yakarak idam etmek için etrafını çalı çırpıyla çevrelemek faggot v.
yakarak idam etmek için etrafını çalı çırpıyla çevrelemek fagot v.
idam etmek mortify [obsolete] v.
idam etmek dislive [obsolete] v.
boğarak idam edilmiş garroted adj.
elektrik vererek idam etmeye ait electrocutional adj.
elektrikle idam edilmiş electrocuted adj.
idam edilmemiş unhanged adj.
asılarak idam edilmemiş unhanged adj.
idam edilebilir hangable adj.
asılarak idam edilmiş hanged adj.
aslıarak idam edilmeyi hak eden gallous adj.
aslıarak idam edilmeyi hak eden gallows adj.
aslıarak idam edilmeyi hak eden gallus adj.
Colloquial
elektrikli idam sandalyesi the chair n.
elektrikli sandalyede idam etmek burn v.
elektrikli sandalyede idam edilmek burn v.
idam edilmek be put to death v.
Idioms
idam cezası gerektiren hata/suç/yersizlik hanging offense n.
idam cezası gerektiren hata/suç/yersizlik a hanging offence n.
idam sehpası sheriff's picture frame [obsolete] n.
idam cezası gerektiren suç/hata/yanlışlık hanging offense n.
idam hükmü cramp words [obsolete] n.
idam cezası cramp words [obsolete] n.
yakın mesafeden (infaz/idam) execution style n.
idam cezası gerektiren hata/suç a hanging offence n.
asılmak (idam edilmek) bless the world with (one's) heels v.
elektrikli sandalyede idam etmek give (someone) the chair [us/south africa] v.
elektrikli sandalye ile idam etmek give (someone) the chair [us/south africa] v.
baltayla kafası kesilerek idam edilmek go to the block v.
elektrikli sandalyede/sandalye ile idam edilmek ride the lightning v.
idam edilmek go to the block v.
darağacına asılıp idam edilmek ride a horse foaled by an acorn [obsolete ] v.
elektrikli sandalyede idam etmek give (one) the chair v.
(birini) idam etmek put (one) to death v.
darağacına asılıp idam edilmek ride a horse foaled of an acorn [obsolete] v.
idam edilmek take a ride to tyburn [obsolete] v.
asılmak (idam) take a ride to tyburn [obsolete] v.
idam edilmek üzere infaz alanına yürüyen erkek mahkum dead man walking [us/south africa] expr.
Law
asarak idam etme hanging n.
başını keserek idam etme beheading n.
başını keserek idam etme decapitation n.
elektrikli sandalyeyle idam etme electrocution n.
idam kararının tecili reprieve n.
idam hükmü death warrant n.
idam hükmünün ertelenmesi reprieve n.
idam cezasının kaldırılması abolishment of death penalty n.
idam hükmü verilmesi üzerine medeni hukukun kaldırılması attainture n.
idam hükmü sentence of death n.
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi attainder n.
idam kararı sentence of death n.
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi attainture n.
idam hükmü verilmesi üzerine medeni hukukun kaldırılması attaintment n.
idam fermanı death warrant n.
idam cezasının infazı execution n.
idam kararı death warrant n.
idam hükmü a death-warrant n.
idam fermanı execution warrant n.
kurşuna dizerek idam execution by firing squad n.
kurşuna dizilerek idam edilme execution by firing squad n.
kurşuna dizerek idam fusilading n.
kurşuna dizilerek idam edilme fusilading n.
yakın mesafeden infaz/idam execution-style killing n.
yakın mesafeden infaz/idam chicago-style murder n.
yakın mesafeden infaz/idam execution-style murder n.
yargıcın idam kararını okurken giydiği kep black cap n.
yazılı idam emri a death-warrant n.
dini idam töreni auto de fé n.
elektrikle idam eden infaz memuru electrocutioner n.
haksız idam cezası judicial murder n.
(eskiden) hakimin idam cezası verirken taktığı siyah başlık blackcap [uk] n.
asarak idam etmek hang v.
elektrikli sandalyeyle idam etmek electrocute v.
idam hükmü sonucu hükümlünün medeni hukukunu kaldırmak attaint v.
idam kararını iptal etmek vacate a death sentence v.
idam kararı vermek decide death penalty v.
idam kararı vermek sentence to death v.
idam cezasına çarptırılmış condemned adj.
Politics
idam cezası capital sentence n.
Technical
elektrik ile idam electrocution n.
History
dini idam töreni auto n.
dini idam töreni auto–da–fé n.
giyotinle idam the guillotine n.
Military
suçlunun kolluk kuvvetlerince vurulmasıyla verilen idam cezası firing squad n.
Archaic
asarak idam etme nubbing n.
idam sehpası bough n.
asarak idam etmek stretch v.
asarak idam etmeyle ilgili hempen adj.
Slang
elektrikli sandalyede idam edilmek sizzle v.
asılarak idam edilmek swing v.
(asılarak) idam edilmek dance on nothing v.