Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ihtiyaçları karşılamak | satisfy the needs v. | ||
To satisfy the need for transparency, the Commission needs to submit regular reports. Şeffaflık ihtiyacını karşılamak için Komisyonun düzenli raporlar sunması gerekmektedir. More Sentences |
||||
General | ihtiyaçları karşılamak | meet the needs v. | ||
Will this super-State meet the needs of an enlarged Europe? Bu süper devlet genişlemiş bir Avrupa'nın ihtiyaçlarını karşılayabilecek mi? More Sentences |
||||
General | ihtiyaçları karşılamak | address the needs v. | ||
General | ihtiyaçları karşılamak | fulfil the needs v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | temel ihtiyaçları karşılamak | meet basic needs v. |
Idioms | ||
Idioms | tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak | tick all the boxes v. |
Idioms | tüm ihtiyaçları/gereksinimleri karşılamak | tick all the (right) boxes [uk] v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması | affluence trap n. |