Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | iletişim kurmak | communicate v. | ||
We have failed, in my view, to communicate Europe. Bana göre Avrupa ile iletişim kurmakta başarısız olduk. More Sentences |
||||
General | iletişim kurmak | reach v. | ||
Mike could hardly reach Linda; she had been withdrawn and pensive lately. Mike Linda'ya güçlükle iletişim kurabildi, son zamanlarda içine kapanık ve dalgındı. More Sentences |
||||
Statistics | ||||
Statistics | iletişim kurmak | communicate v. | ||
They will enable citizens to commute and to communicate. Vatandaşların gidip gelmelerini ve iletişim kurmalarını sağlayacaklar. More Sentences |
||||
General | ||||
General | iletişim kurmak | communicate with somebody v. | ||
General | iletişim kurmak | make contact with v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | iletişim kurmak | come across v. | ||
Phrasals | iletişim kurmak | get onto v. | ||
Phrasals | iletişim kurmak | commerce (with) v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | iletişim kurmak | get ahold of somebody or something v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | iletişim kurmak | contact with a link to v. |