English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | inscribe v. | kazımak | ||
I asked the jeweler to inscribe my initials on the back my watch. Kuyumcudan saatimin arkasına ismimin baş harflerini kazımasını istedim. More Sentences |
||||
General | inscribe v. | yazmak | ||
I asked the jeweler to inscribe my initials on the back my watch. Kuyumcudan saatimin arkasına baş harflerimi yazmasını istedim. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | inscribe v. | yazmak | ||
I inscribed 2,000 English words into my memory. Hafızama 2,000 İngilizce kelime yazdım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | inscribe v. | atfetmek | ||
General | inscribe v. | hakketmek | ||
General | inscribe v. | yazmak (yazıt) | ||
General | inscribe v. | içine çizmek | ||
General | inscribe v. | kaydetmek | ||
General | inscribe v. | (kriptolojide) belirli bir formatta yazmak | ||
General | inscribe v. | (düz metin harfleri veya karakterlerini) belirlenen örüntüde yazmak | ||
General | inscribe v. | yazıt oluşturmak | ||
General | inscribe v. | (yazarak, kazıyarak) tarihi eser niteliğinde yapıt üretmek | ||
General | inscribe v. | damga vurmak | ||
General | inscribe v. | kaşe basmak | ||
General | inscribe v. | damgalamak | ||
General | inscribe v. | adamak | ||
General | inscribe v. | ithaf etmek | ||
General | inscribe v. | referansta bulunmak | ||
General | inscribe v. | yöneltmek | ||
General | inscribe v. | (başka şeklin içine sınırlara temas edecek şekilde) şekil çizmek | ||
General | inscribe v. | (bir şeklin içine) şekil yerleştirmek | ||
General | inscribe v. | (hediye verilen kitaba) imzalı kısa not yazmak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | inscribe v. | tescil etmek | ||
Technical | ||||
Technical | inscribe v. | kaydetmek | ||
Math | ||||
Math | inscribe v. | içine çizmek |