istifade etmek

Meanings of "istifade etmek" in English Turkish Dictionary : 31 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	istifade etmek	take advantage of v.
He probably figured we were too shy to take advantage of an old army friend. Muhtemelen eski askerlik arkadaşımızdan istifade edemeyecek kadar utangaç olduğumuzu düşündü. More Sentences
2	General	istifade etmek	benefit v.
Members of illegal organisations who provide information to the State benefit from a witness protection programme. Devlete bilgi sağlayan yasa-dışı örgüt üyeleri bir tanık koruma programından istifade etmektedirler. More Sentences
3	General	istifade etmek	utilize v.
It is important to utilize the remaining resources in the best way possible. Elde kalan kaynaklardan mümkün olan en iyi şekilde istifade etmek mühim. More Sentences
4	General	istifade etmek	make use of v.
We are just making use of the opportunity. Fırsattan istifade ediyoruz. More Sentences
5	General	istifade etmek	profit by v.
A wise person profits by his mistakes. Akıllı bir insan hatalarından istifade eder. More Sentences
Common Usage
6	Common Usage	istifade etmek	exploit v.
General
7	General	istifade etmek	touch v.
8	General	istifade etmek	draw advantage from v.
9	General	istifade etmek	make use v.
10	General	istifade etmek	imposed upon v.
11	General	istifade etmek	tap into v.
12	General	istifade etmek	avail v.
13	General	istifade etmek	reap the benefit of v.
14	General	istifade etmek	make a good thing of v.
15	General	istifade etmek	utilise v.
16	General	istifade etmek	take v.
17	General	istifade etmek	tap v.
18	General	istifade etmek	make much of v.
19	General	istifade etmek	mind one's chances v.
20	General	istifade etmek	harness v.
21	General	istifade etmek	fee [dialect] [uk] v.
22	General	istifade etmek	skill v.
Phrasals
23	Phrasals	istifade etmek	capitalize upon v.
24	Phrasals	istifade etmek	capitalize on v.
25	Phrasals	istifade etmek	capitalize on v.
26	Phrasals	istifade etmek	call upon v.
Colloquial
27	Colloquial	istifade etmek	milk it v.
Idioms
28	Idioms	istifade etmek	make capital out of v.
Trade/Economic
29	Trade/Economic	istifade etmek	make use of v.
Archaic
30	Archaic	istifade etmek	vail v.
Slang
31	Slang	istifade etmek	dick (over) v.

Meanings of "istifade etmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 52 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	fırsattan istifade etmek	snatch v.
2	General	fırsattan istifade etmek	make hay while the sun shines v.
3	General	sunduğu avantajlardan istifade etmek	make use of the advantages provided by v.
4	General	sunduğu avantajlardan istifade etmek	benefit from the advantages provided by v.
5	General	sunduğu avantajlardan istifade etmek	benefit from the advantages being offered by v.
6	General	sunduğu avantajlardan istifade etmek	benefit from the advantages of v.
7	General	-den istifade etmek	take advantage of v.
8	General	fırsattan istifade etmek	take advantage of the situation v.
9	General	imkanlarından istifade etmek	benefit from the opportunities of something v.
10	General	durumdan istifade etmek	make use of the situation v.
11	General	durumdan istifade etmek	take advantage of the situation v.
12	General	durumdan istifade etmek	make the most of an opportunity v.
13	General	tecrübesinden istifade etmek	benefit from someone's experience v.
14	General	hizmetlerden istifade etmek	benefit from the services v.
15	General	(birinin yeteneğinden) maddi başarı elde etmek için istifade etmek	parlay v.
Phrasals
16	Phrasals	bir şeyden istifade etmek	benefit from something v.
17	Phrasals	bir şeyden istifade etmek	benefit by something v.
18	Phrasals	fırsattan istifade etmek	pounce at v.
19	Phrasals	bir fırsattan istifade etmek	pounce on (something) v.
20	Phrasals	fırsattan istifade etmek	pounce on v.
21	Phrasals	'-den istifade etmek	benefit by v.
22	Phrasals	(bir şeyden) istifade etmek	call upon (something) v.
23	Phrasals	(bir şeyden) istifade etmek	capitalize on (something) v.
24	Phrasals	(fırsattan) istifade etmek	pounce on (something) v.
25	Phrasals	(birinden/bir şeyden) yararlanmak/istifade etmek	presume on (someone or something) v.
26	Phrasals	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	prey upon (someone or something) v.
27	Phrasals	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	prey on (someone or something) v.
28	Phrasals	(bir şeyden) istifade etmek	tap into (something) v.
Colloquial
29	Colloquial	fırsattan istifade etmek	make use of an opportunity v.
30	Colloquial	fırsattan istifade etmek	use an opportunity v.
31	Colloquial	-den istifade etmek	tap v.
32	Colloquial	olabildiğince istifade etmek	make the most of it v.
Idioms
33	Idioms	fırsattan istifade etmek	take time by the forelock v.
34	Idioms	(bir şeyden) istifade etmek	get the advantage of (something) v.
35	Idioms	bir şeyden istifade etmek/yararlanmak	get some kind of mileage out of something v.
36	Idioms	başkasının boş anından istifade etmek	fish in troubled waters v.
37	Idioms	fırsattan istifade etmek	make hay while the sun shines v.
38	Idioms	birinden/bir şeyden istifade etmek	get one over on somebody/something v.
39	Idioms	birinden/bir şeyden istifade etmek	put one over on somebody/something v.
40	Idioms	fırsattan istifade etmek	make hay v.
41	Idioms	(bir şeyden) istifade etmek	cash in on (something) v.
42	Idioms	-den istifade etmek/yararlanmak	get mileage out of v.
43	Idioms	-den istifade etmek/yararlanmak	get some kind of mileage out of v.
44	Idioms	birinden/bir şeyden istifade etmek	get/put one over on somebody/something v.
45	Idioms	bir şeyden istifade etmek	make capital of of something v.
46	Idioms	bir şeyden istifade etmek	make capital out of something v.
47	Idioms	fırsattan istifade etmek	make hay while the sun is shining v.
48	Idioms	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	make use of (someone or something) v.
49	Idioms	(bir şeyden) sonuna kadar faydalanmak/istifade etmek	play (something) for all (something) is worth v.
50	Idioms	(birinden/bir şeyden) istifade etmek	take advantage of (someone or something) v.
Trade/Economic
51	Trade/Economic	ayrıcalıktan istifade etmek	to enjoy a privilege v.
Slang
52	Slang	başkasının saflığından istifade etmek	have a lend of someone v.