Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kıyaslama | comparing n. | ||
I should like to warn against trivialising the Iraq problem by comparing Iraq with various other countries. Irak'ı diğer çeşitli ülkelerle kıyaslayarak Irak sorununu önemsizleştirmeye karşı uyarmak isterim. More Sentences |
||||
General | kıyaslama | comparison n. | ||
This means that, in comparison, this 1 billion is really peanuts. Bu, kıyaslandığında bu 1 milyarın gerçekten çerez parası olduğu anlamına gelmektedir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | kıyaslama | benchmarking n. | ||
He also calls for benchmarking to spread best practices across the EU. Ayrıca en iyi uygulamaların AB genelinde yaygınlaştırılması için kıyaslama yapılması çağrısında bulunuyor. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | kıyaslama | benchmark n. | ||
MODINIS is the financial instrument to monitor, benchmark and disseminate these best practices. MODINIS, bu en iyi uygulamaları izlemek, kıyaslamak ve yaygınlaştırmak için finansal bir araçtır. More Sentences |
||||
Telecom | kıyaslama | benchmarking n. | ||
It is also clear from the benchmarking exercise, that unmetered access is growing rapidly in the EU. Kıyaslama çalışmasından da anlaşılacağı üzere ölçülmemiş erişim AB'de hızla büyümektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kıyaslama | equating n. | ||
General | kıyaslama | paralleling n. | ||
General | kıyaslama | equiparation n. | ||
General | kıyaslama | parallelism n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | kıyaslama | benchmarketing n. | ||
Technical | ||||
Technical | kıyaslama | analogy n. | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | kıyaslama | dissimile n. | ||
Linguistics | kıyaslama | syncrisis [obsolete] n. |