Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kararlılıkla | resolutely adv. | ||
It must, on the other hand, turn the page on the past and resolutely face the future. Öte yandan geçmişe bir sayfa açmalı ve geleceğe kararlılıkla bakmalıdır. More Sentences |
||||
General | kararlılıkla | steadfastly adv. | ||
For all that, let us look steadfastly towards this sector of the future. Tüm bunlara rağmen, geleceğin bu sektörüne kararlılıkla bakalım. More Sentences |
||||
General | kararlılıkla | firmly adv. | ||
All of these Council decisions must be implemented firmly but with discernment. Konsey'in tüm bu kararları kararlılıkla, ancak anlayışla uygulanmalıdır. More Sentences |
||||
General | kararlılıkla | pertinaciously adv. | ||
General | kararlılıkla | unwaveringly adv. | ||
General | kararlılıkla | resolvedly adv. | ||
General | kararlılıkla | fast adv. | ||
General | kararlılıkla | firm adv. | ||
General | kararlılıkla | four-square adv. | ||
Idioms | ||||
Idioms | kararlılıkla | with (the) dunkirk spirit adv. |