kayırmak - Turkish English Dictionary

kayırmak

Meanings of "kayırmak" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
Common Usage
kayırmak favor v.
Our teacher favors only the girl students.
Öğretmenimiz sadece kız öğrencileri kayırıyor.

More Sentences
kayırmak favour v.
Those countries and companies that use a lot of nuclear or hydroelectric power are being favoured.
Çok fazla nükleer ya da hidroelektrik enerji kullanan ülkeler ve şirketler kayırılıyor.

More Sentences
Law
kayırmak favor v.
A referee should not favor either side.
Hakem iki tarafı da kayırmamalıdır.

More Sentences
kayırmak favour v.
Those countries and companies that use a lot of nuclear or hydroelectric power are being favoured.
Çok fazla nükleer ya da hidroelektrik enerji kullanan ülkeler ve şirketler kayırılmaktadır.

More Sentences
General
kayırmak sponsor v.
kayırmak show favour v.
kayırmak back v.
kayırmak enlist v.
kayırmak protect v.
kayırmak support v.
kayırmak pre-elect v.
kayırmak preference [us] v.
Idioms
kayırmak make chalk of one and cheese of the other v.
kayırmak make fish of one and flesh of another v.
kayırmak single out v.
Archaic
kayırmak inlist v.
Slang
kayırmak pinch v.

Meanings of "kayırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
General
birini kayırmak bestow a privilege on v.
birini kayırmak bestow a privilege upon v.
birilerini kayırmak respect the person v.
aşırı derecede kayırmak overfavour v.
aşırı derecede kayırmak overfavor v.
Phrasals
(birini ya da bir şeyi) kayırmak prize (someone or something) above (someone or something else) v.
birini ya da bir şeyi kayırmak prize someone or something above someone or something v.
birini ya da bir şeyi kayırmak put (someone or something) above (someone or something) v.
birini ya da bir şeyi kayırmak put someone or something above someone or something v.
-i kayırmak prize above v.
-i kayırmak put above v.
Idioms
diğerine göre birini kayırmak make chalk of one and cheese of the other v.
birini ya da bir şeyi kayırmak put (someone or something) in front of (someone or something) v.
diğerine göre birini kayırmak make fish of one and flesh of another v.
birini/bir şeyi başka birine/bir şeye karşı kayırmak make fish of one and fowl of another v.
birini/bir şeyi başka birine/bir şeye karşı kayırmak make fish of one and fowl of the other v.
birini/bir şeyi kayırmak play favourites [uk] v.