keman - Turkish English Dictionary

keman

Meanings of "keman" in English Turkish Dictionary : 9 result(s)

Turkish English
Common Usage
keman violin n.
She practices the violin every day.
Her gün keman çalışıyor.

More Sentences
General
keman fiddle n.
Tom loves playing Irish tunes on the fiddle.
Tom kemanla İrlanda ezgileri çalmaya bayılır.

More Sentences
Art
keman violin n.
Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Tom, Mary'ye çalıntı bir keman satmayı teklif etti.

More Sentences
Music
keman violin n.
Tom was good at violin.
Tom kemanda iyiydi.

More Sentences
General
keman gid [obsolete] n.
Colloquial
keman fiddle n.
Music
keman violine n.
keman croud n.
Slang
keman box n.

Meanings of "keman" with other terms in English Turkish Dictionary : 76 result(s)

Turkish English
General
keman kutusu violin case n.
Tom had his violin case under his arm.
Tom'un kolunun altında keman kutusu vardı.

More Sentences
keman çalmak play the violin v.
Are you sure that Midori plays the violin well?
Midori'nin iyi keman çaldığına emin misin?

More Sentences
Art
birinci keman first violin n.
The first violins need to play together.
Birinci kemanların birlikte çalması gerekiyor.

More Sentences
ikinci keman second violin n.
The second violins need to play together.
İkinci kemanların birlikte çalması gerekiyor.

More Sentences
Music
keman dersi violin lesson n.
I have a violin lesson on Monday.
Pazartesi günü bir keman dersi var.

More Sentences
keman çalmak play the fiddle v.
Tom wants to be able to play the fiddle as well as Mary.
Tom, Mary kadar iyi keman çalabilmek istiyor.

More Sentences
General
keman şekilli yaprak panduriform leaf n.
keman yayı violin bow n.
keman sapının ucu tailpiece n.
keman şekilli yaprak pandurate leaf n.
keman yayı fiddlestick n.
keman yayı string n.
yay (keman) string n.
keman kafası head n.
keman yayının dibi heel n.
keman biçimindeki şey fiddleback n.
keman çalmak fiddle v.
keman çalmak play on the violin v.
keman çalmak violin v.
keman şeklinde pandurate adj.
keman şeklinde panduriform adj.
Phrasals
amaçsızca keman çalmak fiddle away v.
Colloquial
keman çalmak fiddle v.
Law
yazı yazma, keman çalma, telgraf gönderme gibi işlerin aşırı yapılmasından ötürü parmak kaslarında oluşan ağrılı spazm writer of the tallies n.
yazı yazma, keman çalma, telgraf gönderme gibi işlerin aşırı yapılmasından ötürü parmak kaslarında oluşan ağrılı spazm scrivener's palsy n.
Furniture
sırt kısmı keman biçimli sandalye fiddle-back n.
History
sapları keman şeklinde olan çatal ve kaşık stili fiddle pattern n.
Religious
(katolik kilisesi'nde) önü keman şeklinde olan kolsuz papaz cübbesi fiddle-back n.
Art
ikinci keman grup şefi principal second violin n.
Music
keman yayının alt ucundaki telleri sıkmaya yarayan hareketli parça nut n.
bacaklar arasında tutulan ve tenor sesine karşılık gelen orta büyüklükte keman tenor viol n.
(çello, keman veya piyano gibi) telli çalgılar the string section n.
(çello, keman veya piyano gibi) telli enstrümanları çalan müzisyen the string section n.
françois tourte tarafından yapılmış keman yayı tourte bow n.
nicolo amati veya bir aile üyesi tarafından yapılmış keman amati n.
keman çalıcısı fiddler n.
keman benzeri üç telli bir çalgı rebec n.
keman benzeri üç telli bir çalgı rebeck n.
keman bölümü violin section n.
keman yastığı shoulder rest n.
stradivari veya ailesi tarafından yapılan keman veya diğer yaylı çalgılar stradivarius n.
üç telli ufak keman kit n.
keman yayının tahta bölümü baguet n.
keman yayının tahta bölümü baguette n.
keman cinsi müzik aletlerinin ortasındaki dikdörtgen tahta parçası bar n.
keman konçertosu violin concerto n.
keman yapan kimse violin maker n.
keman sonatı violin sonata n.
keman ustası (keman yapan) violinmaker n.
keman yapan kimse violinmaker n.
keman ailesinden olan tiz sesli yaylı bir müzik aleti viola d'amore n.
keman gibi enstrümanları çalarken parmakları yarım kaydırma half shift n.
keman sesi çıkarıp piyano işlevi gören dik piyano benzeri bir müzik enstrümanı harmonichord n.
keman yayı bow n.
keman yayı vuruşu bow n.
keman yayı kılı bowstring n.
tenor keman bratsche n.
shetland'da kullanılan bir keman türü gju n.
keman yayı veya çekiç yardımıyla müzik aleti olarak çalınan el testeresi musical saw n.
17. ve 18. yüzyıllarda italya'da yapılmış bir keman guarneri n.
17. ve 18. yüzyıllarda italya'da yapılmış bir keman guarnerius n.
17. ve 18. yüzyıllarda italya'da yapılmış bir keman guarnieri n.
hızlı ve kısa keman yayı darbeleriyle kesik sesler çıkarma saltando n.
hızlı ve kısa keman yayı darbeleriyle kesik sesler çıkarma saltato n.
keman yayı fiddle bow n.
hayvan bağırsağından yapılmış keman teli fiddlestring n.
gıy gıy ses çıkararak keman çalan kimse scraper n.
yaylı çalgılar dörtlüsünde ikinci keman second fiddle n.
keman yayı stick n.
keman ile ilgili violinistic adj.
keman çalma ile ilgili violinistic adj.
keman yayını hızlıca sıçratarak yapılan saltando adj.
keman yayını hızlıca sıçratarak yapılan saltato adj.
keman çalarak violinistically adv.
keman yayını hızlıca sıçratarak saltando adv.
keman yayını hızlıca sıçratarak saltato adv.