|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
ekonomik koşullar |
economic conditions n.
|
|
Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
Lander, isyan ve çete davranışlarının yoksulluk ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu varsayıyor.
More Sentences
|
2 |
General |
sosyal koşullar |
social conditions n.
|
|
The same applies for certain social conditions and constraints.
Aynı durum belirli sosyal koşullar ve kısıtlamalar için de geçerlidir.
More Sentences
|
3 |
General |
genel koşullar |
general conditions n.
|
|
This does not, however, detract from the need to improve the general conditions for transporting oil by sea.
Ancak bu, petrolün deniz yoluyla taşınmasına ilişkin genel koşulların iyileştirilmesi ihtiyacını ortadan kaldırmaz.
More Sentences
|
4 |
General |
kötü koşullar |
poor conditions n.
|
|
Women are often easy prey, given the poor conditions they live under.
Kadınlar, yaşadıkları kötü koşullar göz önüne alındığında genellikle kolay avdır.
More Sentences
|
5 |
General |
mevcut koşullar |
current circumstances n.
|
|
In the current circumstances, no change is clearly not an option, but two principles must guide us.
Mevcut koşullarda hiçbir değişiklik yapılmaması kesinlikle bir seçenek değildir ancak iki ilke bize yol göstermelidir.
More Sentences
|
6 |
General |
yeni koşullar |
new conditions n.
|
|
The authorities therefore also have the time required to adjust to the new conditions.
Dolayısıyla yetkililer de yeni koşullara uyum sağlamak için gerekli zamana sahiptir.
More Sentences
|
7 |
General |
yeni koşullar |
new circumstances n.
|
|
He is quick to adapt to new circumstances.
Yeni koşullara çabuk uyum sağlıyor.
More Sentences
|
8 |
General |
tehlikeli koşullar |
dangerous conditions n.
|
|
The miners work in dangerous conditions.
Madenciler tehlikeli koşullarda çalışırlar.
More Sentences
|
9 |
General |
normal (koşullar) |
normality n.
|
|
After the chaos, they longed for a return to normality.
Yaşanan kaosun ardından normale dönmeyi arzuluyorlardı.
More Sentences
|
10 |
General |
bu koşullar altında |
in the circumstances adv.
|
|
In the circumstances, the Commission recommends the adoption of this without amendment.
Bu koşullar altında, Komisyon bunun değişiklik yapılmaksızın kabul edilmesini tavsiye etmektedir.
More Sentences
|
|
Trade/Economic |
|
11 |
Trade/Economic |
ekonomik koşullar |
economic conditions n.
|
|
Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
Lander, ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu varsayıyor.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
en uygun koşullar |
optimum conditions n.
|
|
The Council attaches particular importance to the implementation of the Galileo programme under optimum conditions.
Konsey, Galileo programının en uygun koşullar altında uygulanmasına özel önem atfetmektedir.
More Sentences
|
Education |
|
13 |
Education |
ön koşullar |
prerequisites n.
|
|
In many ways, the prerequisites differ from one Member State to another.
Ön koşullar birçok açıdan bir Üye Devletten diğerine farklılık göstermektedir.
More Sentences
|
General |
|
14 |
General |
lenf dokularının genişlemesiyle çıkan koşullar |
lymphomatoses n.
|
|
15 |
General |
kötü koşullar |
rigour n.
|
|
16 |
General |
şimdiki koşullar |
present conditions n.
|
|
17 |
General |
değişen koşullar |
changing conditions n.
|
|
18 |
General |
varolan koşullar |
present conditions n.
|
|
19 |
General |
kötü koşullar |
rigor n.
|
|
20 |
General |
kullanım koşullar |
terms of use n.
|
|
21 |
General |
genel koşullar |
general terms n.
|
|
22 |
General |
termofilik koşullar |
thermophilic conditions n.
|
|
23 |
General |
tarihsel koşullar |
historical conditions n.
|
|
24 |
General |
denk koşullar |
equal conditions n.
|
|
25 |
General |
genel koşullar |
general requirements n.
|
|
26 |
General |
ürüne bağlı koşullar |
product-related conditions n.
|
|
27 |
General |
ön koşullar |
outline specifications n.
|
|
28 |
General |
hüküm süren koşullar |
prevailing circumstances n.
|
|
29 |
General |
sakin koşullar |
settled conditions n.
|
|
30 |
General |
yerleşik koşullar |
settled conditions n.
|
|
|
31 |
General |
kalitesiz koşullar |
poor conditions n.
|
|
32 |
General |
uygun koşullar |
appropriate conditions n.
|
|
33 |
General |
uygun koşullar |
suitable conditions n.
|
|
34 |
General |
uygun koşullar |
proper conditions n.
|
|
35 |
General |
sözkonusu koşullar |
the given conditions n.
|
|
36 |
General |
belirtilen koşullar |
the given conditions n.
|
|
37 |
General |
sözkonusu koşullar |
the given circumstances n.
|
|
38 |
General |
belirtilen koşullar |
the given circumstances n.
|
|
39 |
General |
nesnel koşullar |
objective conditions n.
|
|
40 |
General |
kötü/zayıf/olumsuz koşullar |
poor conditions n.
|
|
41 |
General |
sosyal ve ekonomik koşullar |
social and economic conditions n.
|
|
42 |
General |
geçerli koşullar |
conditions applying n.
|
|
43 |
General |
geçerli koşullar |
valid conditions/terms n.
|
|
44 |
General |
tehlikeli koşullar |
hazardous conditions n.
|
|
45 |
General |
makul olmayan koşullar |
unreasonable conditions n.
|
|
46 |
General |
temel koşullar |
principle conditions n.
|
|
47 |
General |
insanlık dışı koşullar |
inhuman conditions n.
|
|
48 |
General |
bir kişinin doğumu veya buna eşlik eden koşullar |
natals n.
|
|
49 |
General |
doğal durum veya koşullar |
naturals [obsolete] n.
|
|
50 |
General |
mevcut koşullar |
time n.
|
|
51 |
General |
ordunun işleyişini ve birlik komutanının kararlarını etkileyen koşullar ve durumlar |
uncertain environment n.
|
|
52 |
General |
güneşlenme veya yüzmeye uygun koşullar |
bathing n.
|
|
53 |
General |
içinde yetişilen koşullar |
lap n.
|
|
54 |
General |
doğal koşullar dışında bitki yetiştirme yöntemi |
mangonism [obsolete] n.
|
|
55 |
General |
belirli koşullar altında eski biçimine dönen metalik malzeme |
marmem n.
|
|
56 |
General |
güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer |
haven n.
|
|
57 |
General |
çiftleşmeye uygun koşullar |
breeding n.
|
|
58 |
General |
zorlu koşullar altında kaçma |
hijra n.
|
|
59 |
General |
zorlu koşullar altında kaçma |
hijrah n.
|
|
60 |
General |
içgözlemsel analizde deneycinin belirlediği fiziksel koşullar altında deneyimlerini anlatan kimse |
observer n.
|
|
61 |
General |
acımasız koşullar |
rigours n.
|
|
62 |
General |
zorlu koşullar |
rigours n.
|
|
63 |
General |
sert koşullar |
rigours n.
|
|
64 |
General |
acımasız koşullar |
rigors n.
|
|
65 |
General |
zorlu koşullar |
rigors n.
|
|
66 |
General |
sert koşullar |
rigors n.
|
|
67 |
General |
daha avantajlı koşullar elde etme umuduyla bir sözleşmeyi imzalamayı geciktiren kimse |
holdout n.
|
|
68 |
General |
belirli koşullar altında elde edilebilecek en iyi sonuç |
optimum n.
|
|
69 |
General |
genel koşullar |
rough (in) n.
|
|
70 |
General |
çeki hayvanlarının çekme güçlerinin standart koşullar altında test edildiği bir yarışma |
draw n.
|
|
|
71 |
General |
değişen koşullar ve yeni fikirlerden bihaber kimse |
dodo n.
|
|
72 |
General |
toz pembe koşullar |
romance n.
|
|
73 |
General |
kızak kullanımına elverişli koşullar |
sledding n.
|
|
74 |
General |
aşırı soğuk koşullar için tasarlanmış |
arctic adj.
|
|
75 |
General |
büyüme için uygun koşullar gerektiren |
miffy adj.
|
|
76 |
General |
kötü koşullar sunan |
hostile adj.
|
|
77 |
General |
kötü koşullar altında |
god-forsaken adj.
|
|
78 |
General |
denk koşullar altında |
under equal conditions adv.
|
|
79 |
General |
normal koşullar altında |
under normal conditions adv.
|
|
80 |
General |
koşullar münasip olduğunda |
when conditions are suitable adv.
|
|
81 |
General |
kötü koşullar altında |
under bad conditions adv.
|
|
Phrases |
|
82 |
Phrases |
koşullar ne olursa olsun |
by hell or high water expr.
|
|
83 |
Phrases |
koşullar ne olursa olsun |
hell or high water expr.
|
|
84 |
Phrases |
bu koşullar altında |
as a result of these circumstances expr.
|
|
85 |
Phrases |
Bu koşullar göz önüne alındığında |
given these circumstances expr.
|
|
86 |
Phrases |
olumsuz koşullar altında |
under adverse circumstances expr.
|
|
87 |
Phrases |
koşullar el verdiğinde |
when circumstances allow expr.
|
|
88 |
Phrases |
koşullar ne olursa olsun |
no matter what happens expr.
|
|
89 |
Phrases |
koşullar ne olursa olsun |
whatever may come expr.
|
|
90 |
Phrases |
diğer koşullar sabitken |
all other things (else) being equal expr.
|
|
91 |
Phrases |
aynı koşullar altında |
all other things (else) being equal expr.
|
|
92 |
Phrases |
diğer koşullar sabitken |
all other things (else) being equal expr.
|
|
93 |
Phrases |
aynı koşullar altında |
all other things (else) being equal expr.
|
|
94 |
Phrases |
bu koşullar altında |
at this rate expr.
|
|
95 |
Phrases |
bu koşullar altında |
at that rate expr.
|
|
Colloquial |
|
96 |
Colloquial |
koşullar çok iyi olmasa da elinden gelenin en iyisini yapmak |
make the best of it v.
|
|
97 |
Colloquial |
(zor koşullar vb.) belini bükmek |
bite v.
|
|
98 |
Colloquial |
(mecaz) çalkantılı koşullar |
white-water adj.
|
|
Idioms |
|
99 |
Idioms |
hayali koşullar |
never-never land n.
|
|
100 |
Idioms |
rahat koşullar |
comfortable circumstances n.
|
|
101 |
Idioms |
rahat koşullar |
comfortable circumstances n.
|
|
102 |
Idioms |
çok rahat koşullar |
bed of roses n.
|
|
103 |
Idioms |
daha iyi iş/yaşam/koşullar |
greener pastures n.
|
|
104 |
Idioms |
değişken koşullar |
shifting sands n.
|
|
105 |
Idioms |
insanın elini kolunu bağlayan ekonomik koşullar/getiriler |
golden handcuffs n.
|
|
106 |
Idioms |
kişinin işten ayrılmaması için sunulan ekonomik koşullar |
golden handcuffs n.
|
|
107 |
Idioms |
bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar |
a fair field and no favor [dated] n.
|
|
108 |
Idioms |
genel koşullar/şartlar |
a state of affairs n.
|
|
109 |
Idioms |
ilgili koşullar |
strings attached n.
|
|
110 |
Idioms |
koşullar uygun olduğunda harekete geçmek |
hoist your sail when the wind is fair v.
|
|
111 |
Idioms |
zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak |
make the best of a bad situation v.
|
|
112 |
Idioms |
beklenmedik koşullar yüzünden ortadan kalkmak |
be ruled out of court v.
|
|
113 |
Idioms |
koşullar gerektiğinde istisna yapmak |
make allowance for (someone or something) v.
|
|
114 |
Idioms |
koşullar gerektiğinde istisna yapmak |
make allowances for (someone or something) v.
|
|
115 |
Idioms |
zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak |
make the best of a bad bargain v.
|
|
116 |
Idioms |
koşullar gerektiğinde biri için istisna yapmak |
make allowances for somebody v.
|
|
117 |
Idioms |
diğer koşullar sabitken |
all other things being equal expr.
|
|
118 |
Idioms |
koşullar ne olursa olsun |
come hell or high water expr.
|
|
119 |
Idioms |
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek |
on the wallaby (track) expr.
|
|
120 |
Idioms |
koşullar ne olursa olsun |
come hell and high water expr.
|
|
121 |
Idioms |
belirli koşullar sağlanana kadar başkasının kontrolünde/başkasına emanet |
in escrow expr.
|
|
122 |
Idioms |
belirli koşullar sağlanana kadar el süremeyeceği durumda |
in escrow expr.
|
|
Trade/Economic |
|
123 |
Trade/Economic |
belirli koşullar altında yürürlüğe girecek sözleşmeler |
executory contract n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
bir alım satım sözleşmesinde fiyat ve öteki koşullar |
terms of exchange n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
cazip koşullar |
attractive terms n.
|
|
126 |
Trade/Economic |
daha uygun koşullar |
more favorable terms n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
daha düzgün koşullar |
more favorable terms n.
|
|
128 |
Trade/Economic |
emsal koşullar |
conditions precedent n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
ekonomik koşullar |
economic climate n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
geçerli ekonomik koşullardan bağımsız olan ve ekonomik koşullar değiştikçe sabit tutulan politikalar |
nonactivist policy n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
firma dışından kaynaklanan işçi başarısını etkileyen koşullar |
macro motivation n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
gerekli koşullar |
qualifying conditions n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
genel koşullar |
general terms and conditions n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
hüküm ve koşullar |
terms and conditions n.
|
|
135 |
Trade/Economic |
hükümler ve koşullar |
terms and conditions n.
|
|
136 |
Trade/Economic |
istisnai koşullar |
exceptional conditions n.
|
|
137 |
Trade/Economic |
işin dışsal çevre ortamı yerine doğrudan doğruya işin kendisine ve işçinin o işi yerine getirmesine ait koşullar |
job content n.
|
|
138 |
Trade/Economic |
ödemeye ilişkin şart ve koşullar |
terms and conditions of payment n.
|
|
139 |
Trade/Economic |
rekabetçi koşullar altında satıcıların fiyatları belirlemeleri |
competitive bidding n.
|
|
140 |
Trade/Economic |
referans koşullar |
reference conditions n.
|
|
141 |
Trade/Economic |
sosyoekonomik koşullar |
socioeconomic circumstances n.
|
|
142 |
Trade/Economic |
toplumsal koşullar |
social conditions n.
|
|
143 |
Trade/Economic |
üzerinde özel koşullar yazılı tahvil |
stamped bond n.
|
|
144 |
Trade/Economic |
yasal koşullar |
legal requirements n.
|
|
145 |
Trade/Economic |
yasal koşullar |
legal requirement n.
|
|
146 |
Trade/Economic |
zorunlu koşullar |
mandatory stipulations n.
|
|
147 |
Trade/Economic |
mevcut koşullar |
weathers n.
|
|
148 |
Trade/Economic |
mevcut koşullar altında ek fon ödünç almaya izin veren |
open-end adj.
|
|
149 |
Trade/Economic |
belirli koşullar dahilinde sözleşmeye ek borçlanmaya izin veren |
open-ended adj.
|
|
Law |
|
150 |
Law |
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar |
chapter 11 [usa] n.
|
|
151 |
Law |
abd iflas kanununda iflas eden şirketin mahkeme gözetimi altında işini yeniden düzenleyebilmesi için gereken koşullar |
chapter xi n.
|
|
152 |
Law |
belirli koşullar altında fesh etme hakkı |
right to terminate under certain conditions n.
|
|
153 |
Law |
cezai koşullar |
penal conditions n.
|
|
154 |
Law |
şartlar ve koşullar |
terms and conditions n.
|
|
155 |
Law |
(eskiden) mahkumu belirli koşullar altında bir günlüğüne serbest bırakan mahkeme kararı |
day rule n.
|
|
156 |
Law |
koşullar değiştiği takdirde |
things thus standing expr.
|
|
Politics |
|
157 |
Politics |
ağır koşullar |
aggravated circumstances n.
|
|
158 |
Politics |
ağırlaşmış koşullar |
aggravated circumstances n.
|
|
159 |
Politics |
ekonomik koşullar |
economic conditions n.
|
|
160 |
Politics |
hafifletici koşullar |
attenuating circumstances n.
|
|
161 |
Politics |
sınırlı koşullar |
streamlined conditionality n.
|
|
162 |
Politics |
tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar |
unfair terms in consumer contracts n.
|
|
163 |
Politics |
ulusal siyasal koşullar |
national political conditions n.
|
|
164 |
Politics |
uygun koşullar |
favorable conditions n.
|
|
165 |
Politics |
yasal koşullar |
legal conditions n.
|
|
166 |
Politics |
öngörülen koşullar uyarınca |
subject to the conditions expr.
|
|
Insurance |
|
167 |
Insurance |
asli koşullar |
original conditions n.
|
|
168 |
Insurance |
elde olmayan nedenler ve koşullar altında anlaşmanın yerine getirilememesi sonucu sözleşmenin iptali |
frustration n.
|
|
Technical |
|
169 |
Technical |
asgari koşullar |
minimum conditions n.
|
|
170 |
Technical |
bir sistemi dengede tutan sıcaklık ve basınç gibi dış koşullar |
potential equilibrium n.
|
|
171 |
Technical |
çevresel koşullar |
environmental conditions n.
|
|
172 |
Technical |
durağan koşullar |
static conditions n.
|
|
173 |
Technical |
doğurucu koşullar |
germanative conditions n.
|
|
174 |
Technical |
oksitlemeyen koşullar |
nonoxidizing conditions n.
|
|
175 |
Technical |
standart koşullar |
standard conditions n.
|
|
176 |
Technical |
teknik koşullar |
technical conditions n.
|
|
177 |
Technical |
teknik koşullar |
technical requirements n.
|
|
178 |
Technical |
sıkı belirlenmiş koşullar altında ölçülebilir cihaz özelliği |
device characteristic n.
|
|
179 |
Technical |
barışçıl koşullar altında abd ve dost bir ülkenin hükümeti arasındaki işbirliğine dayalı lojistik uygulamalarına ilişkin usul ve uygulama anlaşmaları |
cooperative logistic support arrangements n.
|
|
180 |
Technical |
belirli koşullar altında karakteristik olarak oluşan |
typomorphic adj.
|
|
181 |
Technical |
belirlenmiş koşullar altında |
under specified conditions expr.
|
|
Computer |
|
182 |
Computer |
dayanak koşullar |
reference conditions n.
|
|
Mechanic |
|
183 |
Mechanic |
elverişsiz koşullar |
unfavourable conditions n.
|
|
184 |
Mechanic |
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül |
modulus of a machine n.
|
|
185 |
Mechanic |
makinenin yapımıyla ilgili koşullar altında yapabileceği işi belirten formül |
the efficiency of the machine n.
|
|
Construction |
|
186 |
Construction |
değişen koşullar |
changed conditions n.
|
|
187 |
Construction |
strüktürel koşullar |
structural requirements n.
|
|
188 |
Construction |
yapısal koşullar |
structural requirements n.
|
|
Dyeing |
|
189 |
Dyeing |
tropikal koşullar altında kullanım için uygun ağartıcı |
tropical bleach n.
|
|
Automotive |
|
190 |
Automotive |
rahat koşullar |
relaxed conditions n.
|
|
Aeronautic |
|
191 |
Aeronautic |
görerek meteorolojik koşullar |
visual meteorological conditions n.
|
|
192 |
Aeronautic |
hava aracının belirli koşullar altında gidebileceği süre |
endurance n.
|
|
Mining |
|
193 |
Mining |
oluştuğu koşullar nedeniyle karakteristik mineral yüzeyine sahip olmayan metamorfik mineral |
xenoblast n.
|
|
Medical |
|
194 |
Medical |
yetersiz hijyenik koşullar |
inadequate hygienic conditions n.
|
|
Food Engineering |
|
195 |
Food Engineering |
kararlı koşullar |
steady state n.
|
|
196 |
Food Engineering |
yatışkın koşullar |
steady state n.
|
|
Math |
|
197 |
Math |
belirli koşullar altında çarpım veya integralleri toplamı sıfıra veya 1'e eşit olan |
orthogonal adj.
|
|
Logic |
|
198 |
Logic |
bir ifadenin doğru olduğu koşullar |
truth-condition n.
|
|
Chemistry |
|
199 |
Chemistry |
(kimyasal sistemi) kontrollü koşullar altında reaksiyon geliştirmek için sürdürmek |
incubate v.
|
|
Biology |
|
200 |
Biology |
hayvanların gnotobiyotik koşullar altında yetiştirilmesini inceleyen biyoloji dalı |
gnotobiotics n.
|
|
201 |
Biology |
(çevresel koşullar etkisi ile) genetik varyasyon kopyalamak |
phenocopy v.
|
|
202 |
Biology |
(çevresel koşullar etkisi ile) genetik varyasyon yaratmak |
phenocopy v.
|
|
203 |
Biology |
farklı koşullar altında yaşayabilen |
euryoecious adj.
|
|
204 |
Biology |
yaşam için uygun koşullar sağlayan |
biophile adj.
|
|
Botanic |
|
205 |
Botanic |
bakterinin uygun olmayan koşullar altında aldığı pasif hal |
endospore n.
|
|
206 |
Botanic |
bitkilerdeki hastalık belirtilerinin bazı çevresel koşullar altında baskılanması |
masking n.
|
|
Agriculture |
|
207 |
Agriculture |
sulu koşullar |
irrigated conditions n.
|
|
208 |
Agriculture |
(soğan) olumsuz koşullar sebebiyle sert dış tabaka oluşturmak |
scallion v.
|
|
Tobacco |
|
209 |
Tobacco |
ek koşullar |
additional conditions n.
|
|
210 |
Tobacco |
özel koşullar |
special conditions n.
|
|
Forestry |
|
211 |
Forestry |
federal hükümetin koruduğu, yalnızca kontrollü koşullar altında ekilip biçilebilen veya avlanılabilen büyük orman alanı |
national forest n.
|
|
Social Sciences |
|
212 |
Social Sciences |
sosyo-ekonomik koşullar bakımından farklılık gösteren bireylerin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerindeki farklılık |
digital gap n.
|
|
213 |
Social Sciences |
davranış şeklini etkileyen koşullar |
situation n.
|
|
Education |
|
214 |
Education |
lisans diploması için gerekli koşullar |
conditions for award of bachelor’s diploma n.
|
|
Environment |
|
215 |
Environment |
havasız koşullar |
anaerobic conditions n.
|
|
216 |
Environment |
meşru koşullar |
allowable criterion n.
|
|
217 |
Environment |
bitkilerin kontrollü koşullar altında büyük ölçekte yetiştirilebildiği yapı |
phytotron n.
|
|
Geography |
|
218 |
Geography |
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi |
begin morning nautical twilight n.
|
|
219 |
Geography |
atmosferik koşullar ile ilgili |
epedaphic adj.
|
|
220 |
Geography |
sabah uygun koşullar altında askeri operasyonların sınırlı da olsa yapılabildiği zaman dilimi |
bmnt (begin morning nautical twilight) abrev.
|
|
Meteorology |
|
221 |
Meteorology |
meteorolojik koşullar |
meteorological conditions n.
|
|
Geology |
|
222 |
Geology |
tamamen yerel koşullar altında belirlenen |
autogenous adj.
|
|
223 |
Geology |
tamamen yerel koşullar altında gelişen |
autogenous adj.
|
|
Military |
|
224 |
Military |
kuvvetlerin düşman birlikleriyle karşılaşması durumunda hangi sınırlamalar ve koşullar altında muharebeyi başlatıp sürdüreceklerini tarif eden bir askeri direktif |
rule of engagement n.
|
|
225 |
Military |
belirli koşullar altında hedefe yapılan bir dizi atış |
course n.
|
|
Abbreviation |
|
226 |
Abbreviation |
diğer tüm koşullar sabit kaldığında |
cet. par. (ceteris paribus) adv.
|
|
Latin |
|
227 |
Latin |
koşullar değiştiği takdirde |
rebus sic stantibus expr.
|
|
Engineering |
|
228 |
Engineering |
devrenin uygun koşullar olmaksızın çalışmamasını sağlayan güvenlik cihazı |
interlock n.
|
|
Entomology |
|
229 |
Entomology |
olumsuz koşullar nedeniyle kesintiye uğrayana kadar sürekli birbiri ardına gelen nesiller üreten |
homodynamic adj.
|
|
Slang |
|
230 |
Slang |
belirsiz koşullar dizisi |
ball of wax n.
|
|