liberal - Turkish English Dictionary

liberal

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "liberal" in Turkish English Dictionary : 41 result(s)

English Turkish
General
liberal adj. cömert
Tom is very liberal with his money.
Tom parası konusunda çok cömerttir.

More Sentences
liberal adj. liberal
That is why Liberals in this House insist that the inspectors be allowed to continue their work.
Bu nedenle bu Meclisteki Liberaller müfettişlerin çalışmalarına devam etmelerine izin verilmesi konusunda ısrarcıdır.

More Sentences
liberal adj. özgür
He's had a liberal upbringing.
O özgür bir ortamda yetiştirilmiş.

More Sentences
liberal n. erkin
liberal n. liberal görüşlü kimse
liberal n. erkinci
liberal n. liberalizm
liberal n. vasi
liberal n. liberal kimse
liberal n. yaklaşık
liberal adj. özgür düşünceli
liberal adj. hür
liberal adj. geniş görüşlü
liberal adj. oldukça büyük
liberal adj. genel
liberal adj. bol
liberal adj. eli açık
liberal adj. geniş gönüllü
liberal adj. serbest fikirli
liberal adj. serbest
liberal adj. hoşgörülü
liberal adj. eliaçık
liberal adj. özgürlükçü
liberal adj. din ve siyasette ilerleme yanlısı
liberal adj. monarşi karşıtı
liberal adj. düşünce ve ifade özgürlüğünden yana
liberal adj. hoşgörülü
liberal adj. bereketli
liberal adj. ihtisaslaşmamış
Trade/Economic
liberal n. libere
liberal adj. geniş fikirli
liberal adj. özgürlükçü
liberal adj. serbest piyasa ekonomisinden yana olan
liberal adj. serbest
Politics
liberal adj. alicenap
liberal adj. hür
liberal adj. serbest
Technical
liberal adj. açık fikirli
Geography
liberal n. missouri eyaletinde şehir
liberal n. kansas eyaletinde şehir
Ottoman Turkish
liberal adj. mükrim

Meanings of "liberal" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
General
liberal liberal adj.
The negative effect of a liberal drugs policy has the effect of drawing people into certain other areas.
Liberal bir uyuşturucu politikasının olumsuz etkisi, insanları başka alanlara çekme etkisine sahiptir.

More Sentences
liberal liberalist n.
liberal permissive adj.
liberal catholic adj.
liberal broad adj.
liberal liberalistic adj.
liberal open adj.
Colloquial
liberal verlig [south africa] adj.
liberal herbivorous adj.
liberal grit adj.
Religious
liberal catholical adj.
Slang
liberal lib (liberal) abrev.

Meanings of "liberal" with other terms in English Turkish Dictionary : 71 result(s)

English Turkish
General
very liberal adj. çok liberal
It was a very liberal declaration, but the fire has gone out of it.
Çok liberal bir deklarasyondu ancak ateşi söndü.

More Sentences
Trade/Economic
liberal profession n. serbest meslek
Tomorrow’s agenda includes a vote on a resolution on the liberal professions.
Yarınki gündemde serbest mesleklere ilişkin bir karar tasarısının oylanması da yer alıyor.

More Sentences
Politics
liberal democrat n. liberal demokrat
The Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party is particularly concerned about the human rights situation.
Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu özellikle insan hakları konusunda endişe duymaktadır.

More Sentences
General
liberal vocational education model n. piyasa mesleki eğitim modeli
liberal state n. liberal devlet
liberal state n. özgürlükçü devlet
liberal arts and sciences n. lliberal sanat ve bilimler
liberal education n. genel kültür
liberal arts n. sosyal bilimler
liberal capitalism n. liberal kapitalizm
liberal economy n. liberal ekonomi
liberal art n. liberal sanat
liberal-mindedness n. liberal görüşlülük
make liberal v. özgürleştirmek
become liberal v. liberalleşmek
liberal-minded adj. liberal görüşlü
liberal-minded adj. liberal görüş ve politikaları benimseyen
Colloquial
liberal education n. genel kültür
armchair liberal n. idealleri uğruna hiçbir eylemde bulunmayan liberal kimse
knee jerk liberal n. belirli konularda çabuk tetiklenen duygusal ve koyu liberal kimse
Trade/Economic
liberal construction n. geniş tefsir
liberal construction n. geniş yorum
liberal school n. klasik liberalizm
liberal economics n. liberal ekonomi/iktisat
liberal trade n. liberal ticaret
liberal school n. liberal okul
liberal-labour n. liberallerle emekçiler arasındaki ittifak
liberal investment climate n. liberal yatırım ortamı
liberal school n. liberal doktrin
liberal competition n. özgürlükçü rekabet
liberal arts n. serbest meslekler
liberal trade n. serbest ticaret
on a liberal scale expr. bol miktarda
Law
liberal individualist theory n. liberal-bireyci görüş
liberal interpretation n. liberal yorum
liberal interpretation n. serbest yorum
Politics
liberal parties n. liberal partiler
liberal nationalism n. liberal milliyetçilik
liberal school n. liberal okul
liberal thought n. liberal görüş
liberal views n. liberal görüşler
liberal citizenship n. liberal vatandaşlık
liberal strategy n. liberal strateji
neo-liberal n. yeni liberal
liberal democrat party n. liberal demokrat parti
liberal democrats n. liberal demokratlar
liberal party n. liberal parti
liberal unionist [uk] n. 19. yüzyılda liberallerden ayrılarak ayrı parti kuran siyasi bir gruba mensup kimse
sld (social and liberal democratic party) n. (britanya'da) sosyal ve liberal demokratik parti
sld (social and liberal democratic party) n. (britanya'da) liberal demokratlar
right liberal n. sağ liberal
left liberal n. sol liberal
social and liberal democratic party n. (britanya'da) 1988'de kurulan merkeziyetçi bir parti
lib dem (liberal democrat) abrev. liberal demokrat
Institutes
liberal and radical youth movement of the european community n. avrupa topluluğu liberal ve radikal gençlik hareketi
european liberal, democrat and reform party n. avrupa liberal demokrat ve reformist parti
Social Sciences
sexually liberal feminism n. seks yanlısı feminizm
sexually liberal feminism n. seks-pozitif feminizm
liberal elite n. toplumun üst düzey eğitim almış ve özgürlükçü düşünceleri benimsemiş kesimi
Education
liberal arts n. beşeri ilimler
liberal arts n. temel bilimler
liberal arts and career combination n. temel lisans eğitimi ile meslek kombinasyonu
bla (bachelor of liberal arts) n. temel bilimler lisans programı
liberal education n. temel bilimlere dayalı olup mesleki beceriler kazandırmak yerine zihinsel becerilerin gelişimini destekleyen eğitim
liberal studies [uk] n. bilimsel, teknik veya mesleki alanlarda uzmanlaşanlara verilen tamamlayıcı bir sanat dersi
mals (master of arts in liberal studies) abrev. liberal çalışmalar mastırı
mals (master of arts in liberal studies) abrev. liberal çalışmalar alanında yüksek lisans derecesi
Abbreviation
nlc (national liberal club) n. ulusal liberal kulüp
Slang
limousine liberal n. varlıklı solcu
lib (liberal) abrev. liberal
lib (liberal) abrev. demokrat