mahkum - Turkish English Dictionary

mahkum

Meanings of "mahkum" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
Common Usage
mahkum inmate n.
You have the opportunity to help someone here, a fellow inmate.
Burada birine, bir mahkum arkadaşınıza yardım etme fırsatınız var.

More Sentences
General
mahkum prisoner n.
The more money the prisoner was able to offer, the more ear the surgeon permitted to remain intact.
Mahkum ne kadar çok para teklif edebilirse cerrah da o kadar çok kulağın sağlam kalmasına izin veriyordu.

More Sentences
mahkum bound to be n.
You're bound to be discovered.
Keşfedilmeye mahkumsunuz.

More Sentences
mahkum forced to adj.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
Mahkumlar tek bir hücrede, çoğu zaman yan yatarak uyumaya zorlanmıştır.

More Sentences
mahkum doomed adj.
Whatever happens in our region is doomed to affect the whole world.
Bölgemizde ne olursa olsun tüm dünyayı etkilemeye mahkumdur.

More Sentences
mahkum condemned adj.
It takes 15 to 20 minutes before the condemned person finally dies.
Mahkûmun nihayet ölmesi 15 ila 20 dakika sürer.

More Sentences
mahkum confined to prep.
He was confined to a bed for three months.
Üç ay boyunca yatağa mahkûm kaldı.

More Sentences
Law
mahkum convicted adj.
We were convicted together and now we ask you to reach a decision for us all.
Birlikte mahkûm edildik ve şimdi sizden hepimiz için bir karara varmanızı istiyoruz.

More Sentences
Common Usage
mahkum convict n.
General
mahkum obliged to n.
mahkum convict n.
mahkum con n.
mahkum détenu n.
mahkum in chains adj.
mahkum imprisoned adj.
mahkum captive adj.
mahkum jailed adj.
Colloquial
mahkum vic (convict) n.
Idioms
mahkum hanging in chains adj.
Law
mahkum prison inmate n.
mahkum convict n.
mahkum termer n.
mahkum bane n.
mahkum sentenced adj.
History
mahkum canary n.
Archaic
mahkum convict adj.
Slang
mahkum lag n.
mahkum yard bird n.
mahkum yardbird n.

Meanings of "mahkum" with other terms in English Turkish Dictionary : 312 result(s)

Turkish English
Common Usage
mahkum etmek condemn v.
Her royal title condemned her to a life in secrecy.
Hanedan mensubu oluşu onu gizlilik içinde geçen bir hayata mahkum etmişti.

More Sentences
General
idama mahkum etmek condemn to death v.
In Iran last week, a woman was condemned to death by stoning for adultery.
Geçtiğimiz hafta İran'da bir kadın zina yaptığı gerekçesiyle taşlanarak idama mahkum edildi.

More Sentences
mahkum etmek sentence v.
The murderer was sentenced to life imprisonment.
Katil ömür boyu hapse mahkum edildi.

More Sentences
mahkum olmak be sentenced v.
Yesterday Mary was sentenced to two years eight months in jail for investment fraud.
Dün Mary yatırım dolandırıcılığından iki yıl sekiz ay hapse mahkum oldu.

More Sentences
mahkum etmek condemn v.
The traitor was condemned to life imprisonment.
Vatan haini şahıs ömür boyu hapse mahkum edildi.

More Sentences
mahkum etmek convict v.
Naturally, the principle that it should not be possible to convict someone twice for the same crime is fundamental.
Doğal olarak bir kişinin aynı suçtan iki kez mahkum edilemeyeceği ilkesi esastır.

More Sentences
mahkum etmek doom v.
Is it true that, in so doing, we are busy dooming the whole of this peace process to failure?
Bu şekilde barış sürecinin tamamını başarısızlığa mahkum etmekle meşgul olduğumuz doğru mu?

More Sentences
mahkum edilmek be convicted v.
Tom was convicted of manslaughter.
Tom adam öldürmeden mahkum edildi.

More Sentences
mahkum edilmek be sentenced v.
In July 2004, Fadil was sentenced to 24 years in jail.
Temmuz 2004'te Fadıl 24 yıl hapse mahkum edildi.

More Sentences
mahkum edilmiş convicted adj.
Tom was tried and convicted.
Tom yargılandı ve mahkum edildi.

More Sentences
ölüme mahkum doomed adj.
You're all doomed.
Hepiniz ölüme mahkumsunuz.

More Sentences
başarısızlığa mahkum doomed to failure adj.
There have been some attempts at proposals to change the situation, but these are doomed to failure.
Bu durumu değiştirmeye yönelik bazı teklif girişimleri olmuştur, ancak bunlar başarısızlığa mahkumdur.

More Sentences
Phrasals
(birini bir şeye) mahkum etmek condemn (someone) to (something) v.
This could result in them being condemned to long-term poverty and deprivation.
Bu da onların uzun vadeli yoksulluk ve yoksunluğa mahkum edilmesiyle sonuçlanabilir.

More Sentences
(bir şeyden) mahkum edilmek convict of (something) v.
Tom was never convicted of the crime.
Tom asla suçtan mahkum edilmedi.

More Sentences
(birini/bir şeyi bir şeye) mahkum etmek doom (someone or something) to (something) v.
Women and children are being traded like goods and doomed to prostitution.
Kadınlar ve çocuklar mal gibi alınıp satılıyor ve fuhuşa mahkum ediliyor.

More Sentences
Law
eski mahkum ex-con n.
The ex-con struggled to reintegrate into society.
Eski mahkum, topluma yeniden entegre olurken epey çaba sarf ediyor.

More Sentences
ölüme mahkum etme sentence to death n.
Sami was later sentenced to death.
Sami daha sonra ölüme mahkum edildi.

More Sentences
mahkum etmek condemn v.
We do not agree with the exclusive determinism for women, which condemns them for the rest of their lives.
Kadınları hayatlarının geri kalanı boyunca mahkum eden dışlayıcı determinizmi kabul etmiyoruz.

More Sentences
mahkum etmek sentence v.
It is in Serbia’s interests to be allowed to sentence some war criminals in Serbia itself.
Bazı savaş suçlularının Sırbistan'da mahkum edilmesine izin verilmesi Sırbistan'ın çıkarına olacaktır.

More Sentences
mahkum olmuş convicted adj.
We were convicted together and now we ask you to reach a decision for us all.
Hep birlikte mahkum olduk ve şimdi sizden hepimiz adına bir karar vermenizi istiyoruz.

More Sentences
ölüme mahkum edilmiş condemned adj.
Thousands of innocent people have been condemned to death and executed.
Binlerce masum insan ölüme mahkum edilmiş ve idam edilmiştir.

More Sentences
Politics
siyasi mahkum political prisoner n.
He spent six years as a political prisoner in South Africa.
Altı yılını Güney Afrika'da siyasi mahkum olarak geçirdi.

More Sentences
Common Usage
mahkum etmek damn v.
General
mahkum psikolojisi prison psychology n.
ingiliz mahkum yazıları english prisoners' writings n.
mahkum yazıları prisoners' writings n.
mahkum etme conviction n.
mahkum etme condemnation n.
mahkum etme damnation n.
hasta mahkum sick prisoner n.
mahkum fonu inmate fund n.
yargılanmayı bekleyen mahkum awaiting-trial prisoner n.
mahkum etme ban n.
kral tantalus'un sonsuz açlık ve susuzluğa mahkum edilmesi gibi ağır ceza tantalism n.
yeniden mahkum etme reimprisonment n.
eski mahkum jailbird n.
mahkum eden kimse jailer n.
mahkum arabası wagon [us/canada] n.
(mahkum kıyafetlerini işaretlemek için kullanılan) ok ucu işareti broad arrow n.
çalılıkta yaşayan kaçak mahkum bushranger [australia] n.
kaçak mahkum hayatı bushranging n.
kadın mahkum détenue n.
(mahkum tarafından ödenen) tek kişilik hücre parası chummage [obsolete] n.
deneyimli mahkum old chum [obsolete] n.
siyasi mahkum political n.
felakete mahkum olma fatality n.
yatağa mahkum kimse sick-abed n.
ilk kez hapse giren mahkum star [uk] n.
mahkum etmek adjudge v.
mahkum olmak be condemned v.
yatağa mahkum olmak be laid up with v.
mahkum olmak be doomed v.
mahkum etmek rap v.
mahkum olmak be obliged v.
mahkum etmek imprison v.
kötü bir şeye mahkum olmak be doomed to v.
hapse mahkum etmek commit to prison v.
mahkum olmak be obliged to do something v.
mahkum etmek oblige v.
(mahkum vb) salıverilmiş olmak be released v.
başarısızlığa mahkum olmak be condemned to fail v.
ölüme mahkum edilmek be sentenced to death v.
mahkum kalmak be confined to v.
mahkum edilmek receive sentence v.
unutulmaya mahkum olmak be doomed to be forgotten v.
unutulmaya mahkum olmak be condemned to be forgotten v.
birini cinayetten mahkum etmek convict someone of murder v.
altı yıla mahkum olmak be sentenced to six years v.
üç yıla mahkum edilmek be sentenced to three years v.
5 yıla mahkum edilmek be sentenced to five years v.
beş yıla mahkum edilmek be sentenced to five years v.
6 yıla mahkum olmak be sentenced to six years v.
beş yıla mahkum olmak be sentenced to five years v.
altı yıla mahkum edilmek be sentenced to six years v.
6 yıla mahkum edilmek be sentenced to six years v.
3 yıla mahkum olmak be sentenced to three years v.
3 yıla mahkum edilmek be sentenced to three years v.
5 yıla mahkum olmak be sentenced to five years v.
üç yıla mahkum olmak be sentenced to three years v.
doğal/kaçınılmaz/mahkum olmak be bound v.
mahkum olmak get v.
yeniden mahkum etmek reimprison v.
mahkum etmek emprison [obsolete] v.
işaretlercesine seçmek, tayin etmek veya mahkum etmek mark v.
mahkum etmek dempne v.
mahkum etmek detest [obsolete] v.
mahkum etmek consecrate [obsolete] v.
mahkum etmek constrain v.
önceden mahkum etmek foredoom v.
mahkum edilen convicted adj.
maaşa mahkum slave to wage adj.
mahkum olmuş sentenced adj.
kaçmış mahkum on the loose adj.
başarısızlığa mahkum foredoomed adj.
başarısızlığa mahkum condemned to fail adj.
başarısızlığa mahkum ill-fated adj.
eli mahkum doomed adj.
mahkum edilebilir condemnable adj.
başarısızlığa mahkum destined to fail adj.
mahkum edilmemiş unconvicted adj.
mahkum edilmeyen unconvicted adj.
mahkum olmamış undampned [obsolete] adj.
mahkum olmayan undoomed adj.
eli mahkum olmayan undoomed adj.
ölüme mahkum olmayan undoomed adj.
prangaya mahkum edilmemiş unironed adj.
cehenneme mahkum olan helldoomed adj.
(briçte) kaybetmeye mahkum olan off adj.
yok olmaya mahkum ruined adj.
başarısızlığa mahkum done adj.
yenilmeye mahkum done adj.
ölmeye mahkum done adj.
ölüme mahkum fatal [obsolete] adj.
ölüme mahkum fated adj.
yıkıma mahkum fated adj.
mahvolmaya mahkum fated adj.
eli mahkum fated adj.
mahkum edilebilir convictible adj.
ölüme mahkum dead adj.
yok olmaya mahkum finished adj.
önceden mahkum edilmiş foredoomed adj.
kendini açlığa mahkum eden starveling adj.
Phrasals
-den mahkum etmek convict someone of something v.
birini bir şeye mahkum etmek condemn someone to something v.
-a mahkum etmek doom to v.
-e mahkum etmek condemn to v.
'-den mahkum edilmek convict of v.
mahkum etmek clap up v.
Colloquial
yenilmeye mahkum boksör tomato can n.
başarısızlığa mahkum plan a house of cards n.
başarısızlığa mahkum a blind alley n.
(tarihte) mahkum olmayıp özgür göçmene verilen ad pure merino n.
hüküm giymiş kişileri asarak ölüme mahkum etme veya olağandışı derecede sert cezalara çarptırmakla ün salmış hakim hanging judge n.
yeterli delil olmadan birini mahkum etmek railroad v.
başarısızlığa mahkum olmak be on a hiding to nothing v.
hezimete mahkum olmak be on a hiding to nothing v.
kaybetmeye mahkum olmak be on a hiding to nothing v.
yeterli delil olmadan (birini) mahkum etmek railroad (one) v.
el mahkum must needs expr.
Idioms
sürgüne gönderilen mahkum barrow man [obsolete] [uk] n.
sürgünle cezalandırılan mahkum barrow man [obsolete] [uk] n.
(bir şeyin/yerin) başarısızlığa mahkum kısmı/yeri the sick man of (something or somewhere) n.
başarısız olmaya mahkum bir mücadele a losing battle n.
başarısızlığa mahkum proje dead duck n.
dalında solmaya mahkum olmak be doomed to die on the vine v.
dalında solmaya mahkum olmak be doomed to wither on the vine v.
başarısız olmaya mahkum bir mücadele vermek be fighting a losing battle v.
bir şey yapmaya mahkum olmak bound to do something v.
yapmaya mahkum olmak be bound to do v.
(bir şeye) mahkum destined for (something) adj.
başarısızlığa mahkum hiding to nothing adj.
hezimete mahkum hiding to nothing adj.
kaybetmeye mahkum hiding to nothing adj.
idam edilmek üzere infaz alanına yürüyen erkek mahkum dead man walking [us/south africa] expr.
başarısızlığa mahkum on a fool's errand expr.
kaybetmeye mahkum on a fool's errand expr.
başarısızlığa mahkum on a hiding to nothing expr.
kaybetmeye mahkum on a hiding to nothing expr.
Speaking
eli mahkum there is no choice expr.
Law
yeniden mahkum etme reconviction n.
iskoç mahkemelerinde sanık aleyhine mevcut olan delilin sanığı mahkum etmek için yetersiz olduğunu gösteren karar not proven n.
ağır hapis cezası bitmiş mahkum expiree n.
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse bail above n.
cezaevinde para karşılığı seks yapan mahkum sister n.
eski mahkum former inmate n.
eski mahkum ex-inmate n.
ıslah edilmeyen mahkum nonrestorable prisoner n.
işledikleri ağır cürümler nedeniyle mahkum olmuş kişilerin seçme hakkından mahrum bırakılması felony disenfranchisement n.
mahkum arabası police wagon n.
mahkum arabası black maria n.
mahkum çalışma izni work release n.
mahkum arabası paddy wagon n.
mahkum arabası patrol wagon n.
lezbiyen mahkum sissy n.
mahkum arabası police van n.
mahkum etme condemnation n.
mahkum disiplin raporu mickey mouse ticket n.
mahkum edici kanıt damning evidence n.
mahkum edici delil damning evidence n.
ölüme mahkum etme giving death penalty n.
sanığın daha önceden de aynı suç nedeniyle mahkum olduğunu gösteren defi plea of autrefois convict n.
tekrar mahkum etme resentence n.
tekrar mahkum etme secondary sentence n.
eski ingiliz hukukunda kurbanın bir yıldan bir gün fazla yaşaması halinde suçlunun mahkum edilmemesi kuralı year and a day n.
firar etmiş mahkum escapado n.
yeniden mahkum etmek reconvict v.
göz hapsine mahkum etmek bind over v.
gıyabında mahkum etmek sentence in absentia v.
idama mahkum etmek condemn to death v.
mahkum etmek sentence or convict v.
mahkum olmak be doomed to v.
müebbet hapse mahkum etmek life sentence v.
mahkum etmek confine v.
ömür boyu hapse mahkum edilmek be sentenced to life imprisonment v.
ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmek be sentenced to life imprisonment v.
tazminata mahkum olmak be sentenced to pay indemnification to someone v.
tekrar mahkum etmek resentence v.
tazminat ödemeye mahkum olmak be ordered by the court to pay indemnification v.
tazminata mahkum olmak be convicted to indemnity v.
vatan hainliği suçuyla idama mahkum olmak be sentenced to death for treason v.
(mahkum, zanlı) üstünü aramak body search v.
mahkum etmek forejudge [obsolete] v.
(mahkum) salıverilebilir remittable adj.
evvelce mahkum olmuş previously convicted adj.
mahkum olmayan unimprisoned adj.
mahkum edilebilir jailable adj.
mahkum edilmemiş unsentenced adj.
mahkum çalışma izni programına ait veya ilgili work-release adj.
Marine Biology
mahkum balığı sheepshead (archosargus probatocephalus) n.
Social Sciences
mahkum sınıflandırılması classification n.
History
serbest bırakılmış mahkum emancipist n.
serbest bırakılmış mahkum emancipist [australia] n.
kaçak mahkum bolter n.
(19. yüzyılda) mahkum government man [australia] n.
(roma hukukunda) tazminata mahkum etme damnation n.
Religious
mesih'e yaptığı zulüm dolayısıyla, mesih dünyaya tekrar gelene kadar yeryüzünde dolaşmaya mahkum edilmiş hayali şahsiyet the wandering jew n.
(hristiyanlık'ta) cehennemde sonsuz azaba mahkum edilme (hristiyanlık'ta) tanrı tarafından lanetlenme reprobation n.
(hristiyanlık'ta) cehennemde sonsuz azaba mahkum edilmenin varlığına inanan kimse reprobationer n.
ebedi cezaya mahkum etmek damn v.
cehennem azabına mahkum etmek damn v.
(hristiyanlık'ta) ebedi cehennem cezasına mahkum edilmiş reprobate adj.
Military
askeri hakları iade edilen mahkum restorable prisoner n.
hasta mahkum koğuşu detention ward n.
mahkum çalıştırma subayı employment officer n.
mahkum çalıştırma memuru employment officer n.
elle yapılan bazı görevleri yapmak üzere atanan bir grup asker/mahkum working party n.
mahkum olarak kabul etmek give quarter v.
Football
yedek kulübesine mahkum olmak be stuck on the bench v.
Mythology
(yunan mitolojisinde) zeus'un göğü omuzlarında taşımaya mahkum ettiği bir titan atlas n.
kral olan dayısı creon'a itaatsizlikten ölüme mahkum edilen mitolojik karakter antigone n.
Latin
mahkum etme condemnatio n.
mahkum edilip mahkumiyetini kaldırmayana karşı açılan icra davası actio judicatio n.
mahkum olmuş judicatus adj.
Archaic
yabancı mahkemeye başvurmaktan mahkum etmek praemunire [uk] v.
önceden mahkum etmek predoom v.
Slang
ömür boyu hapis cezası almış mahkum long rider n.
afro-amerikalı mahkum rughead n.
akıl hastası mahkum wobble head n.
akıl hastası mahkum loogan n.
arkası sağlam mahkum hardrock n.
başkaları önünde ispiyonculuk yapan mahkum dry snitch n.
başkaları önünde ispiyonculuk yapan mahkum dry rat n.
beyaz mahkum wood n.
birine yamuk yapan mahkum punking out n.
beyaz mahkum veya memur chuck n.
cezaevinde herhangi bir bölümün huzurundan sorumlu mahkum tank boss n.
çete üyesi mahkum tipped up n.
çocuk tacizcisi mahkum short eyes n.
çömez mahkum on the new n.
diğer mahkumların getir götür işlerini gören mahkum june bug n.
çömez mahkum fish n.
çömez mahkum waterhead n.
çömez mahkum fresh fish n.
çömez mahkum veya cezaevi görevlisi skinner n.
dövme yapan mahkum ink slinger n.
dövmeci mahkum ink slinger n.
dindar mahkum rev n.
gözcülük yapan mahkum hawk n.
gözcü mahkum hawk n.
güçsüz mahkum rumdum n.
genç veya deneyimsiz mahkum green n.
hapishaneye yeni gelmiş mahkum fresh fish n.
hapishane sisteminde yetkilendirilmiş mahkum convict boss n.
hapishaneye mahkum götüren polis aracı paddywagon n.
hapishaneye mahkum götüren polis aracı black maria n.
hep kaybetmeye mahkum olan zavallı kişi pathetic loser n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse lawyer n.
ikinci derece cinayetten yatan mahkum serving a second n.
karısı tarafından aldatılan mahkum jody n.
kadın hapishane görevlisini dikizleyerek mastürbasyon yapan mahkum gunslinger n.
kadın hapishane görevlisini dikizleyerek mastürbasyon yapan mahkum gunner n.
kadın hapishane görevlisini dikizleyerek mastürbasyon yapan mahkum sniper n.
kendinden güçsüz mahkuma şiddet uygulayarak istediğini elde eden mahkum bull dog n.
kavgacı mahkum hog n.
mahkumların kendilerini siper ederek mahkum arkadaşının sevgilisiyle cinsel ilişkiye girmesini sağlamaları hot rail n.
ömür boyu hapis cezası çeken mahkum lifer n.
ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış mahkum x-cat n.
saldırıya uğramamak için cezaevi görevlileriyle iyi geçinen mahkum rider shield n.
sert çocuğu oynayan ceza evine yeni düşmüş acemi mahkum gunslinger n.
sert çocuğu oynayan ceza evine yeni düşmüş acemi mahkum gunsel n.
sert/güçlü mahkum hardrock n.
sert mahkum toosh hog n.
sürekli memurlarla konuşan mahkum on the leg n.
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum old head n.
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum old-timer n.
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum old school n.
yalnız takılan mahkum walkalone n.
(mahkum içerideyken) kız arkadaşının takıldığı tip sport's coat n.
zayıf bir mahkuma arka çıkan ve onu koruyan güçlü mahkum war daddy n.
10 seneye mahkum olma dime n.
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) kadın beyaz mahkum featherwood n.
zorla ilişkiye giren mahkum punking out n.
(tecavüz etmek amacıyla) duş alan mahkumlara saldıran mahkum shower hawk n.
zayıf veya güçsüz mahkum herb n.
(mahkum içerideyken) kız arkadaşının takıldığı tip sport coat n.
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) beyaz mahkum peckerwood n.
zenci mahkum rughead n.
başından ve yüzünden yaralanmış mahkum pumpkin head n.
başına ve yüzüne vurularak feci şekilde dövülmüş mahkum pumpkin head n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse attorney n.
hukuki konularda kendini veya başkasını savunabilecek veya yardımcı olabilecek/tavsiye verebilecek kadar bilgi sahibi olmuş mahkum jailhouse attorney n.
(genelde zencilerin söylediği) beyaz mahkum wood [us] n.
mahkum arabası paddy wagon [obsolete] n.
taze mahkum fish n.
mahkum etmek lag v.
mahkum arkadaşını satmak roll over v.
(iki mahkum) evlenmek jump the broom v.
üzeri dolu mahkum (uyuşturu, silah vb.) packin' adj.
tecavüz mağduru mahkum pillow biter expr.
uyuşturucu testi yapılmış (mahkum) on the bottle expr.
Star Wars
jx-09 güvenli mahkum nakliyesi jx-09 secured prisoner transport n.
kalist vi imparatorluk mahkum kolonisi kalist vi imperial penal colony n.