more and more - Turkish English Dictionary

more and more

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "more and more" in Turkish English Dictionary : 4 result(s)

English Turkish
Common Usage
more and more adv. gitgide
The world is changing more and more quickly.
Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.

More Sentences
General
more and more adv. arttıkça
As demand increases, we expect more and more solutions to hit the market, such as the SanDisk Ultra USB Type-C Flash Drive.
Talep arttıkça, SanDisk Ultra USB C Tipi flaş sürücü gibi daha çok çözümü pazarda göreceğimizi umuyoruz, dedi.

More Sentences
more and more adv. gittikçe
It is costing more and more to land fewer and fewer fish.
Gittikçe daha az balığı karaya çıkarmak gittikçe daha pahalıya mal oluyor.

More Sentences
Music
more and more adv. gitgide

Meanings of "more and more" with other terms in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

English Turkish
General
become more and more important v. gittikçe önem kazanmak
and what's more adv. ayrıca
and what's more adv. bir de
and what's more adv. hem de
and what's more adv. üstelik
and a lot more adv. çok daha fazlasıyla
and what is more adv. hem de
and what is more adv. üstelik
and what is more adv. ayrıca
and what is more adv. bir de
the more and less adv. fellik fellik
the more and less adv. dört bir yanda
the more and less adv. her yerde
Phrases
enough and more than enough expr. elverir
and more of the same expr. ve benzeri
and there is something more expr. ve şunları da söylemek gerekir ki
enough and more than enough expr. yeter de artar
Colloquial
and one more for luck expr. bir tane de benden/bizden
and one more for luck expr. bu da benden/bizden
more than flesh and blood can stand expr. çekilmez
more than flesh and blood can stand expr. dayanılmaz
more than flesh and blood can stand expr. dayanılır gibi değil
one more strike and (one's) out expr. bir hata daha yaparsa sonu olur
one more strike and (one's) out expr. bu onun son şansı
one more strike and (one's) out expr. bir suç daha işlerse bu onun sonu olur
one more strike and (one's) out expr. bir hata daha yaparsa atılır
one more strike and (one's) out expr. bir hata daha yaparsa her şey biter
one more strike and (one's) out expr. bir hata daha yaparsa/bir suç daha işlerse kovulur
one more strike and (one's) out expr. tek bir hatada kovulur/atılır
one more strike and (one's) out expr. bundan sonraki ilk hatasında kovulur/atılır
one more strike and (one's) out expr. kovulması/atılması tek bir hata daha yapmasına bakar
Idioms
more than flesh and blood can bear adv. insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
more than flesh and blood can bear adv. insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
more than flesh and blood can bear adv. insanı öldürecek kadar çok
more than flesh and blood can bear adv. can dayanmaz
more than flesh and blood can bear adv. iliğini kurutacak kadar
more than flesh and blood can bear adv. kanını kurutacak kadar
more than flesh and blood can bear adv. canından bezdirecek kadar
more than flesh and blood can bear adv. etinden et koparılmış kadar
more than flesh and blood can stand adv. insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
more than flesh and blood can stand adv. insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
more than flesh and blood can stand adv. insanı öldürecek kadar çok
more than flesh and blood can stand adv. can dayanmaz
more than flesh and blood can stand adv. iliğini kurutacak kadar
more than flesh and blood can stand adv. kanını kurutacak kadar
more than flesh and blood can stand adv. canından bezdirecek kadar
more than flesh and blood can stand adv. etinden et koparılmış kadar
more than flesh and blood can endure expr. insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
more than flesh and blood can endure expr. insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
more than flesh and blood can endure expr. insanı öldürecek kadar çok
more than flesh and blood can endure expr. can dayanmaz
more than flesh and blood can endure expr. iliğini kurutacak kadar
more than flesh and blood can endure expr. kanını kurutacak kadar
more than flesh and blood can endure expr. canından bezdirecek kadar
more than flesh and blood can endure expr. etinden et koparılmış kadar
more than flesh and blood can endure expr. dayanılır gibi değil
more than flesh and blood can endure expr. çekilmez
more than flesh and blood can endure expr. dayanılmaz
Speaking
and many more expr. daha birçokları
and thousands more expr. ve binlerce daha
Trade/Economic
amounts becoming due and payable after more than one year n. bir yıldan daha uzun bir sürede ödenecek olanlar
other significant matters effecting to or making financial statements more clear, interpretable and understandable should be disclosed n. mali tabloları önemli ölçüde etkileyen ya da mali tabloların açık, yorumlanabilir ve anlaşılabilir olması açısından açıklanması gerekli olan diğer hususlar