nesil - Turkish English Dictionary

nesil

Meanings of "nesil" in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
Common Usage
nesil generation n.
It must not result in unnecessary civilian casualties creating another generation of terrorists.
Yeni bir terörist nesli yaratarak gereksiz sivil kayıplara yol açmamalıdır.

More Sentences
General
nesil breed n.
The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
Sıcak havalarda sadece erkek yavru üreten timsahın nesli de, üreyecek dişi kalmayacağı için, tükenebilir.

More Sentences
nesil generation n.
We have as it were moved on a generation.
Bir nesil ilerlemiş durumdayız.

More Sentences
Technical
nesil generation n.
When will we finally have a generation of democratic leaders in Africa?
Afrika'da ne zaman demokratik liderlerden oluşan bir nesle sahip olacağız?

More Sentences
Telecom
nesil generation n.
It is the generation which suffered under the most violent ideologies of the twentieth century.
Bu nesil, yirminci yüzyılın en şiddetli ideolojileri altında acı çeken nesildir.

More Sentences
Food Engineering
nesil generation n.
We are now talking about an improved generation of catalytic converters that are about to be used.
Şu anda kullanılmak üzere olan gelişmiş bir katalitik konvertör neslinden bahsediyoruz.

More Sentences
General
nesil descendants n.
nesil extract n.
nesil lineage n.
nesil parentage n.
nesil flesh and blood n.
nesil descent n.
nesil pedigree n.
nesil extraction n.
nesil flesh n.
nesil bloodline n.
nesil loins n.
nesil blood line n.
nesil progeny n.
nesil issue n.
nesil posterity n.
nesil race n.
nesil stock n.
nesil birth n.
nesil strain n.
nesil origin n.
nesil team [obsolete] n.
nesil age n.
nesil bed n.
nesil get n.
nesil offspring [obsolete] n.
nesil stirp n.
nesil success [obsolete] n.
nesil succession [obsolete] n.
Trade/Economic
nesil origin n.
Law
nesil posterity n.
nesil descendants n.
nesil lineage n.
Archaic
nesil original n.

Meanings of "nesil" with other terms in English Turkish Dictionary : 83 result(s)

Turkish English
General
eski nesil old generation n.
They have nothing in common with the older generation.
Onların eski nesille hiç ortak yanları yok.

More Sentences
gelecek nesil next generation n.
That would be good for us, and I hope it would be good for the next generation of leaders in Latin America.
Bu bizim için iyi olur ve umarım Latin Amerika'daki gelecek nesil liderler için de iyi olur.

More Sentences
üçüncü nesil third generation n.
We must help the troubled third generation mobile communications business, not restrain it.
Sorunlu üçüncü nesil mobil iletişim sektörüne yardım etmeliyiz, onu kısıtlamamalıyız.

More Sentences
gelecek nesil future generation n.
What kind of world community, however, should we propose to future generations?
Bununla birlikte gelecek nesillere nasıl bir dünya toplumu önermeliyiz?

More Sentences
Telecom
dördüncü nesil fourth generation n.
This was the fourth generation multi-annual guidance programme, a series of programmes dating back to 1983.
Bu, 1983 yılına kadar uzanan bir dizi programdan oluşan dördüncü nesil çok yıllı rehberlik programıydı.

More Sentences
ikinci nesil (2n) second generation (2g) n.
With regard to new cars, the second generation of catalytic converters will be compulsory in 2005.
Yeni otomobillerle ilgili olarak, ikinci nesil katalitik konvertörler 2005 yılında zorunlu hale gelecektir.

More Sentences
üçüncü nesil hizmetleri third generation services n.
Will developing third generation services or European operational systems resolve the problem?
Üçüncü nesil hizmetlerin ya da Avrupa operasyonel sistemlerinin geliştirilmesi sorunu çözecek mi?

More Sentences
üçüncü nesil third generation n.
This sector of the third generation, however, seems to be in difficulties.
Ancak üçüncü neslin bu sektörü zorluklar içinde görünüyor.

More Sentences
Marine Biology
yeni nesil new generation n.
It allows us to recruit the new generation of scientists and technologists.
Bu sayede yeni nesil bilim insanları ve teknoloji uzmanlarını bünyemize katabiliyoruz.

More Sentences
General
büyüyen nesil rising generation n.
genç nesil rising generation n.
yeni nesil rising generation n.
nesil kopukluğu generation gap n.
kayıp nesil lost generation n.
tüm nesil whole generation n.
genç nesil posterity n.
eski nesil teknoloji last generation technology n.
dindar nesil pious generation n.
(çin'de) kırsal alanlardan kitleler halinde şehre göç etmiş genç nesil ant tribe n.
mandela'nın çok ırklı güney afrika'nın ilk başkanı olduğu 1994 yılı civarında doğan nesil madiba generation [south africa] n.
unisys şirketinin geliştirdiği bir dördüncü nesil programlama dili mapper (maintaining, preparing and processing executive reports) n.
genç nesil succession [obsolete] n.
nesil testiyle (ata hayvanın) değerini belirlemek prove v.
(belirtilen akrabalık derecesinden) bir nesil daha yaşlı veya genç great adj.
birden fazla nesil ile ilişkili multigenerational adj.
birinci nesil göçmenlere ait veya ilgili first-generation adj.
birinci nesil mülteci çocuklarına ait veya ilgili first-generation adj.
birinci nesil başarılı aile üyelerine ait veya ilgili first-generation adj.
(akrabalıkta) iki üst nesil anlamı veren ön ek grand- pref.
(akrabalıkta) iki alt nesil anlamı veren ön ek grand- pref.
Phrases
zenginlik zar zor üç nesil devam eder clogs to clogs in three generations [uk] expr.
Colloquial
yeni nesil younger generation n.
yeni nesil next-gen n.
Idioms
şimdiki nesil now generation n.
şu anki nesil now generation n.
yeni nesil gibi takılmak down with the kids v.
yeni nesil gibi hareket etmek down with the kids v.
yeni nesil gibi davranmak down with the kids v.
gençler/genç nesil dikkate alınmalı (the) youth must be served expr.
Law
jalisco yeni nesil karteli jalisco new generation cartel (cjng) n.
Politics
margeret thatcher döneminde büyüyen nesil thatcher's children n.
ikinci nesil avrupası europe of the secondary generation n.
Technical
optera connect yeni nesil optik anahtarlama optera connect next-generation optical switching n.
yeni nesil optik anahtarlama next-generation optical switching n.
nesil (ürün) generation n.
Computer
dördüncü nesil bir programlama dili powerhouse n.
Telecom
üçüncü nesil ortaklık projesi 3rd generation partnership project (3gpp) n.
birinci nesil first generation n.
ikinci nesil kablosuz telefon second generation cordless telephone n.
üçüncü nesil (3N) third generation (3G) n.
üçüncü nesil hücresel şebekeler third generation cellular networks n.
üçüncü nesil hücre şebekeleri third-generation cellular networks n.
yeni nesil şebekeler next generation networks n.
yeni nesil geçit anahtarı next-generation gateway switch n.
2.5 nesil (2.5 N) second and a half generation n.
Pharmaceutics
yeni nesil bir antidepresif ilaç paroxetime n.
Physics
ikinci nesil element fermiyonlarından olan negatif yüklü bir lepton mu lepton n.
Chemistry
yeni nesil polimerik katkılar new generation polymeric additives n.
Biology
eşeysiz üreme yapabilen üçüncü nesil zooit tritozooid n.
(genetik) nesil değişimi alternation of generations n.
birkaç nesil boyunca görülmeyen bir özelliğin daha sonraki nesillerden birinde yeniden ortaya çıkması atavism n.
çift kromozom sayısı ile nitelenen nesil diploid n.
seçili iki kendilenmiş hat arasında heterotik açıdan birinci nesil hibrid single cross n.
iki kendilenmiş hat arasındaki birinci nesil hibrit single-cross n.
birinci nesil hibriti ebeveyn ile melezlemek backcross v.
bir mevsimde bir nesil veren ve kış uykusuna yatma eğilimli olan univoltine adj.
Zoology
yıl boyunca çok sayıda nesil veren tür multivoltine n.
Agriculture
özel kişilerin çabalarıyla birkaç nesil boyunca varlığını sürdüren bir bahçecilik çeşidi heirloom n.
Breeding
çiftleşerek daha iyi nesil üretmek nick v.
Social Sciences
ekonomik ihtiyaç nedeniyle beraber yaşayan üç nesil extended financial family n.
(nesil veya çağ) ilkel degenerous adj.
(nesil veya çağ) bir önceki çağın gerisinde bulunan degenerous adj.
Military
miG-25 rus mikoyan gurevich tasarım bürosu tarafından geliştirilip üretilmiş üçüncü nesil bir avcı/ önleyici ve yüksek hızlı keşif uçağı foxbat n.
yeni nesil savaş uçağı new generation fighter aircraft n.
Art
bir sanatçının sonraki nesil tarafından taklit edilmesi epigonism n.
Music
1970-80'lerde new york'taki ilk nesil rap sanatçılarının kaydettiği rap müzik old-school rap n.
Entomology
yıl boyunca ikiden fazla nesil veren (organizma) multivoltine adj.
Modern Slang
yeni nesil oyuncu (bilgisayar oyunları oynayan kimse) a garrick n.
eski bilgisayar oyunlarından anlamayan/zevk almayan yeni nesil oyuncu a garrick n.
Star Wars
nesil gemisi generation ship n.
Technology
birinci nesil teknolojiye ait veya ilgili first-generation adj.
(teknoloji, ürün) birinci nesil first-generation adj.
birinci nesil ürüne ait veya ilgili first-generation adj.