Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | nitelendirmek | qualify v. | ||
I should like to qualify these principles by making a few comments on some of the individual issues. Bazı münferit konulara ilişkin birkaç yorum yaparak bu ilkeleri nitelendirmek istiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | nitelendirmek | label v. | ||
The Commission does not label this as information policy, but social policy. Komisyon bunu bilgi politikası olarak değil, sosyal politika olarak nitelendirmektedir. More Sentences |
||||
General | nitelendirmek | characterize v. | ||
Fadil's mother characterized him as a good boy. Fadıl'ın annesi onu iyi bir çocuk olarak nitelendirdi. More Sentences |
||||
General | nitelendirmek | describe v. | ||
To describe storing animal feed in a former chemical works as carelessness is to put it mildly. Hayvan yemlerinin eski bir kimya fabrikasında depolanmasını dikkatsizlik olarak nitelendirmek en hafif tabiridir. More Sentences |
||||
General | nitelendirmek | qualify v. | ||
General | nitelendirmek | characterise v. | ||
General | nitelendirmek | capacify [obsolete] v. | ||
General | nitelendirmek | character v. | ||
General | nitelendirmek | descrive v. | ||
General | nitelendirmek | designate v. | ||
General | nitelendirmek | discrive [obsolete] v. | ||
Technical | ||||
Technical | nitelendirmek | specify v. | ||
Slang | ||||
Slang | nitelendirmek | shake a stick at v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | farklı şekilde nitelendirmek | redescribe v. |
General | eş olarak nitelendirmek | companion [obsolete] v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (birini/bir şeyi bir şey) olarak nitelendirmek | stamp (someone or something) as (something) v. |
Phrasals | olarak nitelendirmek | stamp as v. |