English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | one-horse adj. | tek atlı (araba vb) | ||
Tom grew up in a one-horse town and was overwhelmed when he moved to the big smoke. Tom tek atlı bir kasabada büyümüş ve büyük şehre taşındığında bunalmıştır. More Sentences |
||||
General | one-horse adj. | adi | ||
General | one-horse adj. | ikinci derecede | ||
General | one-horse adj. | küçük | ||
General | one-horse adj. | önemsiz | ||
General | one-horse adj. | tek atla çekilen | ||
General | one-horse adj. | tek at kullanan | ||
General | one-horse adj. | tek atı bulunan | ||
General | one-horse adj. | kaynakları kısıtlı, küçük ve taşra karakteri olan | ||
General | one-horse adj. | küçük ve geri kalmış | ||
General | one-horse adj. | köhne | ||
General | one-horse adj. | tecrit edilmiş |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | one horse n. | tek atlı |
Idioms | ||
Idioms | a one-horse race n. | kazananı baştan belli olan yarışma/seçim |
Idioms | one-horse town n. | küçük ve geri kalmış kasaba |
Idioms | a one-horse town n. | küçük ve sakin kasaba |
Agriculture | ||
Agriculture | one-horse cultivator n. | tek atla çekilen bir tarım aleti |