English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | optimism n. | iyimserlik | ||
We are obliged to work in a spirit of optimism. İyimserlik ruhu içerisinde çalışmak zorundayız. More Sentences |
||||
Philosophy | ||||
Philosophy | optimism n. | iyimserlik | ||
I also said in my speech, however, that the optimism I had felt had been shattered by the events of last week. Ancak konuşmamda, hissettiğim iyimserliğin geçen hafta yaşanan olaylarla yerle bir olduğunu da ifade ettim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | optimism n. | optimizm | ||
General | optimism n. | nikbinlik | ||
General | optimism n. | ümitli olma | ||
General | optimism n. | olumlu düşünme | ||
General | optimism n. | güven | ||
General | optimism n. | inanç | ||
General | optimism n. | en iyisi olma | ||
General | optimism n. | en iyisine hizmet etme | ||
General | optimism n. | ihtimal dahilindeki en iyi durum | ||
Philosophy | ||||
Philosophy | optimism n. | leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisi | ||
Philosophy | optimism n. | evrenin sürekli geliştiği ve sonunda iyi niyetin kötülüğe galip geleceği inancı | ||
Philosophy | optimism n. | gerçekliğin özünde iyi, bütünüyle iyi veya mümkün mertebe iyi olduğu fikri |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | excessive optimism n. | aşırı iyimserlik | ||
I believe that this report suffers from excessive optimism. Bu raporun aşırı iyimserlikten muzdarip olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
General | mood of optimism n. | iyimser hava | ||
General | mood of optimism n. | olumlu hava | ||
General | mood of optimism n. | iyimser atmosfer | ||
General | tragic optimism n. | trajik iyimserlik | ||
Idioms | ||||
Idioms | cautious optimism n. | ihtiyatlı iyimserlik | ||
Idioms | cautious optimism n. | tedbirli iyimserlik | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | elasticity optimism n. | esneklik iyimserliği | ||
Medical | ||||
Medical | unnecessary anxiety or optimism n. | gereksiz anksiyete ya da iyimserlik | ||
Psychology | ||||
Psychology | learned optimism n. | öğrenilmiş iyimserlik | ||
Psychology | tragic optimism n. | trajik optimizm |