Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | para kazanma | earning money n. | ||
Being an orphan, my father had to start earning money at ten. Bir yetim olan babam, on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı. More Sentences |
||||
General | para kazanma | moneymaking n. | ||
She is always thinking of moneymaking schemes. Her zaman para kazanmak için planlar düşünür. More Sentences |
||||
General | para kazanma | money-making n. | ||
We do not see money-making institutions taking swift measures to try to monitor their methods. Para kazanan kurumların kendi yöntemlerini denetlemek için hızlı tedbirler aldığını görmüyoruz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | para kazanma | money making n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | para kazanma hırsı | ambition to make money n. |
General | çok para kazanma yeteneği olan kimse | midas n. |
Idioms | ||
Idioms | çok para kazanma yeteneği | golden touch n. |
Idioms | hızlıca çok para kazanma | get-rich-quick n. |
Idioms | çok para kazanma yeteneğine sahip olmak | have (the) golden touch v. |
Idioms | bu işten para kazanma şansı yüksek | there's gold in them there hills expr. |
Idioms | bu işten para kazanma şansı yüksek | there's gold in them thar hills expr. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | sahte evrakla para kazanma veya kredi alma | kiteflying n. |
Trade/Economic | sahte evrakla para kazanma veya kredi alma | kiting n. |
Trade/Economic | komisyon üzerinden (para kazanma) | on commission adv. |
Education | ||
Education | yöneticileri tarafından para kazanma amacıyla kurulmuş özel kurumlar | proprietary college n. |
Archaic | ||
Archaic | para kazanma yöntemi | snap n. |