English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | parasite n. | asalak | ||
Tom is a parasite who lives at the expense of others who earn money through hard work. Tom, çok çalışarak para kazanan başkalarının sırtından geçinen bir asalak. More Sentences |
||||
Common Usage | parasite n. | parazit | ||
What should our attitude be towards coccidiostats as a remedy against parasites for use with poultry? Kümes hayvanlarında kullanılan parazitlere karşı bir ilaç olarak koksidiyostatlara karşı tutumumuz ne olmalıdır? More Sentences |
||||
Mining | ||||
Mining | parasite n. | parazit | ||
Hookworm is a worm, a parasite of man, that sticks to the small intestine. Kancalı kurt, ince bağırsağa yapışan bir insan paraziti olan bir solucandır. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | parasite n. | parazit | ||
You're nothing more than a social parasite! Sen sosyal bir parazitten başka bir şey değilsin! More Sentences |
||||
General | ||||
General | parasite n. | sığıntı | ||
General | parasite n. | konuk | ||
General | parasite n. | beleşçi | ||
General | parasite n. | tufeyli | ||
General | parasite n. | anaforcu | ||
General | parasite n. | lüpçü | ||
General | parasite n. | dalkavuk | ||
General | parasite n. | yalaka | ||
General | parasite n. | şakşakçı | ||
General | parasite v. | parazitlik yapmak | ||
General | parasite v. | parazit olarak hareket etmek | ||
General | parasite v. | parazitleştirmek | ||
General | parasite v. | parazit haline getirmek | ||
Computer | ||||
Computer | parasite n. | kullanıcı fark etmeden bilgisayara yüklenen teklifsiz yazılım | ||
Medical | ||||
Medical | parasite n. | asalak | ||
Medical | parasite n. | konak | ||
Biology | ||||
Biology | parasite n. | parazitik ses | ||
Biology | parasite n. | parazitik harf | ||
Biochemistry | ||||
Biochemistry | parasite n. | asalak | ||
Botanic | ||||
Botanic | parasite n. | asalak | ||
Literature | ||||
Literature | parasite n. | tırmanıcı bitki | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | parasite n. | yapışık ikizlerin daha kusurlu gelişen tarafı | ||
History | ||||
History | parasite n. | (antik yunan'da) kurban kesildikten sonra rahip ile akşam yemeği yiyen yardımcı grubu | ||
History | parasite n. | (özellikle antik yunan'da) yağcılık yaparak bedava yemek alan kimse |