| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | punitive adj. | cezalandırıcı | ||
|
All extrajudicial executions and all punitive demolition of homes must stop. Tüm yargısız infazlar ve cezalandırma amaçlı ev yıkımları durdurulmalıdır. More Sentences |
||||
| General | punitive adj. | cezai | ||
|
This must also include a properly functioning control system with strict punitive measures. Bu aynı zamanda sıkı cezai önlemler içeren ve düzgün işleyen bir kontrol sistemini de içermelidir. More Sentences |
||||
| General | punitive adj. | ceza | ||
| General | punitive adj. | cezayı gerektiren | ||
| General | punitive adj. | ceza gerektiren | ||
| Law | ||||
| Law | punitive adj. | ceza niteliğinde | ||
| Law | punitive adj. | cezai | ||
| Law | punitive adj. | cezaya ait | ||
| Politics | ||||
| Politics | punitive adj. | ceza gerektirici | ||
