racket - Turkish English Dictionary

racket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "racket" in Turkish English Dictionary : 30 result(s)

English Turkish
Common Usage
racket n. raket
He put down his racket.
Raketini yere bıraktı.

More Sentences
racket n. curcuna
I can't sleep with all this racket going on.
Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.

More Sentences
General
racket n. gürültü
I can assure you that these boats make a hell of a racket and produce an awful lot of exhaust, much more so than cars.
Sizi temin ederim ki bu tekneler çok gürültü çıkarıyor ve arabalardan çok daha fazla egzoz üretiyor.

More Sentences
Sport
racket n. raket
I can't remember which is my racket.
Hangisinin benim raket olduğunu hatırlayamıyorum.

More Sentences
Common Usage
racket n. şamata
General
racket n. şantaj
racket n. şamatacı
racket n. patırtı
racket n. kar raketi
racket n. velvele
racket n. haraç
racket n. kar ayakkabısı
racket n. eğlence
racket n. cümbüş
racket n. şantajla para alma
racket n.
racket n. telaş
racket n. dolandırıcılık
racket n. haraççılık
racket n. tenis raketi
racket v. gürültü etmek
racket v. gününü gün etmek
racket v. aktif bir yaşam sürmek
racket v. aktif bir sosyal yaşam sürmek
Sport
racket v. raket ile vurmak (topa)
Music
racket n. bas perdeli nefesli çalgı
racket n. bas perdeli ortaçağ zamanından (tahtadan yapılmış) nefesli çalgı
Slang
racket n. kolay, karlı geçim kaynağı
racket n. meslek
racket n. ticaret

Meanings of "racket" with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

English Turkish
General
tennis racket n. tenis raketi
Someone has stolen my tennis racket.
Birisi tenis raketimi çaldı.

More Sentences
make a racket v. gürültü yapmak
Now's no time to make a racket!
Şimdi gürültü yapmanın sırası değil!

More Sentences
Sport
tennis racket n. tenis raketi
I left my tennis racket at the club.
Tenis raketimi kulüpte bıraktım.

More Sentences
General
protection racket n. mala ve cana zarar vermekle tehdit ederek haraç isteme
racket about v. gününü gün etmek
stand the racket v. dayanmak
Idioms
land too poor to raise a racket on n. çorak toprak/arazi
land too poor to raise a racket on n. çorak arazi
land too poor to raise a racket on n. verimsiz toprak
juice racket n. yüksek faizle yasa dışı borç verme
juice racket n. el altından yüksek faizle ödünç para verme
juice racket n. tefecilik
juice racket n. faizcilik
juice racket n. vurgunculuk
juice racket n. murabahacılık
juice racket n. kredilere astronomik faizlerin uygulandığı dolandırıcılık
Trade/Economic
racket effect n. tek yönlü etki
Law
protection racket n. koruma şantajı
extortion racket n. haraç alma
extortion racket n. haraççılık
protection racket n. güvenlik sağlama karşılığında alınan haraç
Politics
racket collecting n. haraç toplama
Technical
retro-racket n. test tepmeli soket
Zoology
racket-tail n. raket kuyruklu kuş türü
racket-tailed adj. raket kuyruklu
racket-tailed adj. raket şekinde kuyruğu olan
racket-tailed adj. uzun, spatula veya raket şeklinde, kuyruk tüylerine sahip
Sport
badminton racket n. badminton raketi
racket sports n. raket sporları
racket handle grip n. raket tutuşu
racket court n. raket sahası
racket club n. raket sporları kulübü
racket press n. rakete sabitlenmiş veya monte edilmiş çerçeve
racket court n. raket oyunları oynanan saha
squash racket n. squash raketleri
squash racket n. squash raketi
Wagering
numbers racket n. sayı piyangosu
numbers racket n. borsa, maç sonucu gibi şeyleri önceden tahmin etmeye dayalı bir bahis oyunu