sacrifice - Turkish English Dictionary

sacrifice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "sacrifice" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
sacrifice n. kurban
He offered the beast as a sacrifice to the gods.
Hayvanı tanrılara kurban olarak sundu.

More Sentences
sacrifice v. kurban etmek
The villagers sacrificed a sheep in the temple.
Köylüler tapınakta bir koyun kurban ettiler.

More Sentences
sacrifice v. feda etmek
You don't need to sacrifice your career for your children.
Çocuklarınız için kariyerinizi feda etmek zorunda değilsiniz.

More Sentences
General
sacrifice n. feda
The plan requires major sacrifices on both sides, as well as courage.
Bu plan her iki taraf için de büyük fedakârlıklar ve cesaret gerektiriyor.

More Sentences
sacrifice n. fedakarlık
The European Union has demanded many sacrifices from the working classes in Poland.
Avrupa Birliği Polonya'daki emekçi sınıflardan pek çok fedakarlık talep etmiştir.

More Sentences
sacrifice n. feragat
We must all be aware, however, that we cannot sacrifice the other fundamental rights in order to achieve it.
Ancak hepimiz, bunu başarmak için diğer temel haklarımızdan feragat edemeyeceğimizin farkında olmalıyız.

More Sentences
sacrifice n. fedakârlık
As parents, they often had to make sacrifices for their children.
Ebeveynler olarak çocukları için sıklıkla fedakârlık yapmak zorunda kalıyorlardı.

More Sentences
sacrifice v. kurban kesmek
Sami bought a ram to sacrifice for Eid.
Sami kurbanda kesmek için koç aldı.

More Sentences
sacrifice v. kurban etmek
But cowards do not knowingly sacrifice themselves for a greater cause.
Fakat korkaklar kendilerini bile bile yüce bir dava uğruna kurban etmez.

More Sentences
sacrifice v. feda etmek
Therefore, there have to be very good reasons for sacrificing it.
Bu nedenle, bunu feda etmek için çok iyi nedenler olmalıdır.

More Sentences
sacrifice v. ödün vermek
Sami sacrificed his anonymity.
Sami anonimliğinden ödün verdi.

More Sentences
sacrifice v. fedakarlık yapmak
They have made great sacrifices, but they are now essentially ready.
Büyük fedakarlıklar yaptılar ama artık esasen hazırlar.

More Sentences
Trade/Economic
sacrifice n. fedakarlık
More sacrifices have been made by that fleet than any other fleet in the European Union.
Bu filo tarafından Avrupa Birliği'ndeki diğer tüm filolardan daha fazla fedakarlık yapılmıştır.

More Sentences
Technical
sacrifice v. feda etmek
We will not sacrifice all our social heritage which has been acquired at such a high price.
Bu kadar yüksek bedeller ödeyerek elde ettiğimiz tüm sosyal mirasımızı feda etmeyeceğiz.

More Sentences
General
sacrifice n. feda etme
sacrifice n. tanrıya sunma
sacrifice n. kurban etme
sacrifice n. özveri
sacrifice n. zararına satış
sacrifice n. yok pahasına satma
sacrifice v. harcamak
sacrifice v. uğrunda harcamak
sacrifice v. kurban olarak kesmek
sacrifice v. fedakarlıkta bulunmak
sacrifice v. kıymak
sacrifice v. gözden çıkarmak
sacrifice v. zararına satmak
sacrifice v. yok pahasına satmak
Trade/Economic
sacrifice n. maaşlı izin dönemi
sacrifice n. özveri
sacrifice n. zarar
Technical
sacrifice v. gözden çıkarmak
Medical
sacrifice v. sakrifiye etmek
Religious
sacrifice n. mesih'in çarmıha gerilmesi
sacrifice n. mesih'in tüm insanlık uğruna kendini feda etmesi
Baseball
sacrifice n. koşucu ilerletme
sacrifice n. feda vuruşu
sacrifice v. feda vuruşu yapmak
sacrifice v. kasten bunting vurarak koşucuya avantaj sağlamak
Chess
sacrifice n. stratejik amaçlarla taş feda etme
sacrifice n. taş fedası
Wagering
sacrifice v. rakibin taş ele geçirmesine izin vermek
sacrifice v. stratejik olarak rakibi taş yemeye zorlamak

Meanings of "sacrifice" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

English Turkish
General
make sacrifice v. fedakarlık yapmak
We must all make sacrifices in order to achieve this goal.
Bu hedefe ulaşmak için hepimiz fedakarlık yapmalıyız.

More Sentences
Phrasals
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
In other words, the Chechens were sacrificed for Iraq.
Başka bir deyişle Çeçenler, Irak için feda edildi.

More Sentences
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) kurban etmek
Not only people and their environment but also animal welfare is sacrificed to the free market.
Sadece insanlar ve çevreleri değil, hayvan refahı da serbest piyasaya kurban edilmektedir.

More Sentences
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
They were sacrificed to ensure that the timetable for British entry was kept on track.
İngiltere'nin AB'ye giriş takviminin aksamaması için feda edilmişlerdir.

More Sentences
Common Usage
self sacrifice n. fedakarlık
festival of the sacrifice n. kurban bayramı
General
self sacrifice n. özveride bulunma
self sacrifice n. özveri
sacrifice holiday n. kurban bayramı
sacrifice sale n. zararına satış
self sacrifice n. fedakarlık etme
feast of sacrifice n. kurban bayramı
self-sacrifice n. özveri
self-sacrifice n. esirgemezlik
social self-sacrifice n. sosyal fedakarlık
self-sacrifice n. fedakarlık
self-sacrifice n. feragat
worship of sacrifice n. kurban ibadeti
sacrifice for common safety n. ortak çıkar için fedakarlık
feast of the sacrifice holiday n. kurban bayramı tatili
the feast of the sacrifice n. kurban bayramı
ritual sacrifice n. kurban töreni
proportional equal sacrifice n. orantılı eşit fedakarlık
the feast of sacrifice n. kurban bayramı
festival of sacrifice n. kurban bayramı
unbloody sacrifice n. kansız kurban
unbloody sacrifice n. kurbanın katledilmediği bir kurban etme şekli
human sacrifice n. insan kurban etme
supreme sacrifice n. hayatını feda etme
supreme sacrifice n. kendini kurban etme
make a sacrifice v. fedakarlık yapmak
be prepared to sacrifice v. gözden çıkarmak
sacrifice an animal v. kan akıtmak
make a sacrifice v. özveride bulunmak
sacrifice a sheep v. koyun kurban etmek
spare no sacrifice v. fedakarlıktan kaçınmamak
sacrifice one's interest v. özveride bulunmak
sacrifice blindly v. ateşe atmak
sacrifice one´s fortune v. servetini feda etmek
make the supreme sacrifice v. canını feda etmek
sacrifice an animal for god v. kurban kesmek
sacrifice one's life v. canını vermek
sacrifice oneself for v. kurban olmak
make self-sacrifice v. fedakarlıkta bulunmak
make a self-sacrifice v. özveride bulunmak
make self-sacrifice v. fedakarlık yapmak
make self-sacrifice v. fedakarlık etmek
self-sacrifice v. özveride bulunmak
sacrifice one's interest v. fedakarlık yapmak
impose sacrifice v. fedakarlık gerektirmek
sell at a sacrifice v. zararla satmak
sell at a sacrifice v. zararına satmak
fear no sacrifice v. hiçbir fedakarlıktan kaçınmamak
avoid self-sacrifice v. özveriden kaçınmak
self-sacrifice v. kendinden vermek
sacrifice one's life v. hayatını feda etmek
sacrifice oneself v. kendini feda etmek
sacrifice the prisoner to the gods v. esiri tanrılara kurban etmek
Phrasals
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birine/bir şeye başka biri/bir şey) uğruna kıymak
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) uğruna harcamak
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v. (birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v. (birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
sacrifice to v. -e/uğruna feda etmek
sacrifice to v. -e/uğruna kurban etmek
sacrifice to v. için vazgeçmek
sacrifice to v. için feragat etmek
Colloquial
patriotism requires sacrifice expr. vatanseverlik fedakarlık gerektirir
Idioms
sacrifice something on the altar of something v. uğruna/yolunda bir şeyi feda etmek
sacrifice someone or something on the altar of v. -in uğruna birini/bir şeyi feda/kurban etmek
Trade/Economic
least sacrifice principle n. asgari masraf ilkesi
theory of sacrifice n. fedakarlık kuramı
sacrifice ratio n. fedakarlık oranı
salary-sacrifice arrangements n. maaştan feragat anlaşması
pecuniary sacrifice n. maddi fedakarlık
marginal equal sacrifice principle n. marjinal eşit fedakarlık ilkesi
principle of equal sacrifice n. özveride eşitlik ilkesi
pecuniary sacrifice n. para fedakarlığı
tax sacrifice n. vergi fedakarlığı
sacrifice ratio n. vazgeçme oranı
Law
principle of equal sacrifice n. eşit fedakarlık ilkesi
Insurance
general average sacrifice n. genel avarya fedakarlığı
Computer
sacrifice everything, for victory? gladly expr. kazanmak için herşeyi feda etmek mi? memnuniyetle
Agriculture
sacrifice paddock [new zealand] n. tekrar tekrar ekilip otlatılmasına izin verilen alan
Religious
burnt sacrifice n. yakılmış adak
Military
taf courage and self-sacrifice medal n. tsk üstün cesaret ve feragat madalyası
courage and self-sacrifice medal n. üstün cesaret ve feragat madalyası
medal of distinguished courage and self-sacrifice n. üstün cesaret ve feragat madalyası
sacrifice operation n. intihar saldırısı
sacrifice operation n. intihar bombacılığı
Baseball
sacrifice bunt n. koşucu ilerletme
sacrifice bunt n. koşucunun ilerlemesi için bilerek bunting vurma
sacrifice fly n. feda vuruşu
sacrifice fly n. üçüncü kaledeki koşucunun başlangıç kalesine dönüp sayı yapabilmesi için topu çok uzağa atma
sacrifice hit n. koşucu ilerletme
sacrifice hit n. koşucunun ilerlemesi için bilerek bunting vurma
Star Wars
temple of sacrifice n. kurban tapınağı