Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | savaş suçu | war crime n. | ||
Those responsible for violations of human rights and war crimes act with complete impunity. İnsan hakları ihlalleri ve savaş suçlarından sorumlu olanlar hiçbir cezayla karşılaşmaksızın hareket etmektedir. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | savaş suçu | war crime n. | ||
With regard to the alleged war crimes, we must now await the outcome of the UN investigation. İddia edilen savaş suçlarıyla ilgili olarak, şimdi BM soruşturmasının sonucunu beklemek durumundayız. More Sentences |
||||
General | ||||
General | savaş suçu | blood guiltiness n. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | savaş suçu işlemek | commit war crime v. | ||
Is it really more important to allow American soldiers to commit war crimes than to build a safer world? Amerikan askerlerinin savaş suçu işlemesine izin vermek, daha güvenli bir dünya inşa etmekten gerçekten daha mı önemli? More Sentences |
||||
General | ||||
General | savaş suçu yargılamaları | war crime trials n. | ||
General | yugoslav savaş suçu yargılamaları | yugoslav war crime trials n. | ||
Law | ||||
Law | savaş suçu yargılamaları | war crime trials n. |