sessizce

Meanings of "sessizce" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	sessizce	quietly adv.
He was quietly released when the world stopped looking. Dünya bakmayı bıraktığında sessizce serbest bırakıldı. More Sentences
2	Common Usage	sessizce	silently adv.
Tom silently shut the door. Tom sessizce kapıyı kapattı. More Sentences
3	Common Usage	sessizce	in silence adv.
There is another element which I would not like to pass over in silence. Sessizce geçiştirmek istemediğim bir başka unsur daha var. More Sentences
General
4	General	sessizce	noiselessly adv.
Much to my surprise, the door opened noiselessly. Kapının sessizce açılması beni şaşırdı. More Sentences
5	General	sessizce	tiptoe adv.
You don't have to tiptoe around me. Etrafımda sessizce dolaşmana gerek yok. More Sentences
6	General	sessizce	soundlessly adv.
The rain fell soundlessly upon the jungle. Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü. More Sentences
Common Usage
7	Common Usage	sessizce	in quiet adv.
General
8	General	sessizce	on tiptoe adv.
9	General	sessizce	whisperingly adv.
10	General	sessizce	saturninely adv.
11	General	sessizce	quiescently adv.
12	General	sessizce	mutely adv.
13	General	sessizce	speechlessly adv.
14	General	sessizce	hushedly adv.
15	General	sessizce	voicelessly adv.
16	General	sessizce	reticently adv.
17	General	sessizce	mutedly adv.
18	General	sessizce	unspeakingly adv.
19	General	sessizce	mumchance adv.
20	General	sessizce	tranquilly adv.
21	General	sessizce	underbreath adv.
22	General	sessizce	whistly adv.
23	General	sessizce	fairly [obsolete] adv.
24	General	sessizce	lowly adv.
25	General	sessizce	lurkingly adv.
26	General	sessizce	still adv.
27	General	sessizce	stilly adv.
Slang
28	Slang	sessizce	sneaky beaky like expr.
Modern Slang
29	Modern Slang	sessizce	aloue adv.

Meanings of "sessizce" with other terms in English Turkish Dictionary : 90 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	sessizce izlemek	watch silently v.
Tom watched silently. Tom sessizce izledi. More Sentences
2	General	sessizce oturmak	sit silently v.
He sat silently with his legs crossed. Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu. More Sentences
3	General	sessizce dinleme	lurking n.
4	General	gizlenerek sessizce dinleme	tapinage [obsolete] n.
5	General	kartlarla sessizce oynanan bir risk oyunu	mum-chance n.
6	General	sessizce osurma	fizzle [obsolete] n.
7	General	sessizce yürüyen kimse	pussyfoot n.
8	General	yılan gibi sessizce ilerlemek	snake v.
9	General	sessizce gitmek	slide v.
10	General	dikkati çekmeden sessizce gitmek	slip out v.
11	General	sessizce ve kayıyormuş gibi gitmek	glide v.
12	General	sessizce hareket etmek	creep v.
13	General	sessizce sokulmak	sneak v.
14	General	kedi gibi sessizce yürümek	pussyfoot v.
15	General	sessizce yürümek	pad v.
16	General	sessizce geçmek	slide v.
17	General	dikkati çekmeden sessizce girmek	slip in v.
18	General	sessizce yaklaşmak	stalk v.
19	General	sessizce ağlamak	cry softly v.
20	General	sessizce yürümek	pussyfoot v.
21	General	sinsice ve sessizce ilerlemek/gitmek	sneak v.
22	General	dikkati çekmeden sessizce gitmek	slip away v.
23	General	sessizce seyretmek	watch silently v.
24	General	sessizce okumak	read silently v.
25	General	sessizce hareket etmek	move sliently v.
26	General	sessizce sokulmak	slive v.
27	General	sessizce ve dikkatle hareket etmek	tiptoe v.
28	General	sessizce sokulmak	meach [dialect] v.
29	General	sinsice ve sessizce ilerlemek	meech v.
30	General	sinsice ve sessizce ilerlemek	mich [dialect] v.
31	General	sessizce izlemek	hint [scotland] v.
32	General	sessizce dolanmak	ghost v.
33	General	sessizce konuşmak	inkle v.
34	General	sessizce dolanmak	peak [obsolete] v.
35	General	sessizce gaz çıkarmak	fizzle [obsolete] v.
36	General	sessizce sokulmak	scunge v.
37	General	sessizce gitmek	shirl [uk] [dialect] v.
38	General	sessizce saklanmak	sit tight v.
39	General	sessizce fısıldamak	whisper softly v.
40	General	sessizce hareket etmek	sloom [dialect] [uk] v.
41	General	sessizce sokulmak	snake [dialect] [uk] v.
42	General	sessizce söylenen	underbreath adj.
43	General	sessizce yürüyen	pussyfoot adj.
44	General	sessizce yürüyen	pussyfooted adj.
Phrasals
45	Phrasals	sessizce/çaktırmadan hareket etmek	slink about v.
46	Phrasals	birine sessizce/sinsice yaklaşmak	steal up on someone v.
47	Phrasals	sessizce/gizlice/sinsice yanaşmak	slip up on v.
48	Phrasals	sessizce yaklaşmak	creep up on v.
49	Phrasals	(sessizce) yerine koymak/geri vermek	slip something back v.
50	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep across something v.
51	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep over someone or something v.
52	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep under something v.
53	Phrasals	(bir yerden) sessizce kaçmak/çıkmak	sneak away (from some place) v.
54	Phrasals	(bir yerden) sessizce sıvışmak	sneak away (from some place) v.
55	Phrasals	sessizce çıkmak	slip out v.
56	Phrasals	bir giysiyi sessizce çıkarmak	slip out v.
57	Phrasals	sessizce çıkarmak	slip out v.
58	Phrasals	(pim, çivi) sessizce yerinden çıkmak	slip out (of something) v.
59	Phrasals	bir giysiyi sessizce çıkarmak	slip out of v.
60	Phrasals	habersizce/sessizce çıkmak	slough off v.
61	Phrasals	sessizce girmek	slink in v.
62	Phrasals	(bir şeye) sessizce girmek	slink into (something) v.
63	Phrasals	(bir şeye) sessizce girmek	slink in (something) v.
64	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep across (something) v.
65	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep across something v.
66	Phrasals	sessizce aşırmak/ortadan yok etmek	slip out v.
67	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep across v.
68	Phrasals	sessizce hareket etmek	creep under v.
69	Phrasals	sessizce yaklaşmak	creep up v.
70	Phrasals	(birine/bir şeye) sessizce yaklaşmak	creep up on (someone or something) v.
71	Phrasals	sessizce ayrılmak	ease out v.
72	Phrasals	sessizce ayrılmak	ease on out v.
73	Phrasals	birisine sessizce yaklaşmak	sneak up on someone v.
74	Phrasals	(bir yerden) sessizce çıkmak	sneak out (of some place) v.
75	Phrasals	sessizce sıvışmak	steal away v.
76	Phrasals	(birine/bir şeye) sessizce yaklaşmak	steal up on (someone or something) v.
Idioms
77	Idioms	sessizce alkışlamak	golf clap v.
78	Idioms	çıt çıkarmadan/kaplan gibi sessizce	as stealth as a tiger expr.
79	Idioms	sessizce gidelim	(let us) fold our tents expr.
Speaking
80	Speaking	bu sabah odasında sessizce çalıştı	he studied in his room silently this morning expr.
Law
81	Law	(roma hukuku ve medeni hukukta) vasiyet sahibinin muhtemel varisi sessizce es geçmesi	pretermission n.
Politics
82	Politics	başkan nixon'un politikalarını sessizce destekleyen abd vatandaşları	silent majority n.
Linguistics
83	Linguistics	sözcükleri sessizce telaffuz etmek	subvocalise [uk] v.
84	Linguistics	sözcükleri sessizce telaffuz etmek	subvocalize [us] v.
Religious
85	Religious	(musevilikte) sessizce ve ayakta kılınan öğle namazı	amidah n.
86	Religious	(musevilikte) sessizce ve ayakta kılınan öğle namazı	shemona esrei n.
87	Religious	(musevilikte) sessizce ve ayakta kılınan namazlar	amidoth n.
88	Religious	(musevilikte) sessizce ve ayakta kılınan namazlar	amidot n.
Cinema
89	Cinema	filmlerin ünlü sahneleri arka planda sessizce gösterilirken alt yazı ve seyircilerin yardımıyla insanların sırayla sahneyi canlandırdığı oyun	movieoke n.
British Slang
90	British Slang	sessizce yapılan ancak kokusu katlanılmaz olan osuruk	s.b.d. (silent but deadly) n.