English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | strongman n. | diktatör | ||
The dictator was known as a ruthless strongman. Adam, acımasız bir diktatör olarak biliniyordu. More Sentences |
||||
General | strongman n. | (sirkte gösteri yapan) iri yarı adam | ||
The circus featured a strongman who lifted heavy weights with ease. Sirkte kolaylıkla ağır sıklet kaldırabilen iri yarı bir adam vardı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | strongman n. | sirkte gösteri yapan iri yarı adam | ||
General | ||||
General | strongman n. | sirklerde güç gösterileri yapan adam |