Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tüm ülkenin | whole country's n. | ||
Military units must be disbanded and the State administration must be extended to cover the whole country. Askeri birlikler dağıtılmalı ve Devlet idaresi tüm ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmelidir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | bir ülkenin tüm erkekleri | manhood n. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bir yıl içinde ülkenin dış dünya ile yaptığı tüm ekonomik işlemlerin sistematik bir biçimde tutulan kaydı | balance of international payments n. |
Politics | ||
Politics | ülkenin tüm siyasi partilerinin üyelerinden oluşan | all-party adj. |