tetiklemek - Turkish English Dictionary

tetiklemek

Meanings of "tetiklemek" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
Common Usage
tetiklemek trigger v.
His resignation triggered a chain of events in the office.
İstifası ofiste bir olaylar zincirini tetikledi.

More Sentences
General
tetiklemek set off v.
The avalanche was set off by skiers.
Çığı kayakçılar tetikledi.

More Sentences
tetiklemek trigger off v.
This goes to show that one disaster can trigger off the next.
Bu, bir felaketin diğerini tetikleyebileceğini göstermektedir.

More Sentences
tetiklemek stimulate v.
It stimulated a debate, and society itself took charge of it.
Bir tartışmayı tetikledi ve toplumun kendisi bu tartışmanın sorumluluğunu üstlendi.

More Sentences
tetiklemek spark v.
It provides for public and private investment to spark growth and employment.
Büyüme ve istihdamı tetiklemek için kamu ve özel sektör yatırımları sağlar.

More Sentences
Technical
tetiklemek trigger v.
Such events often trigger this kind of reaction.
Bu tür olaylar genellikle bu tür tepkileri tetikler.

More Sentences
Telecom
tetiklemek trigger v.
The message which came out of Luxembourg last Monday has triggered insecurity in the candidate countries.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Lüksemburg'dan gelen mesaj aday ülkelerde güvensizliği tetikledi.

More Sentences
General
tetiklemek induce v.
tetiklemek catalyse v.
tetiklemek catalyze v.
tetiklemek tricker [dialect] v.
tetiklemek detonate v.
tetiklemek ignite v.
tetiklemek solicit v.
Phrasals
tetiklemek draw on v.
tetiklemek kick up v.
Idioms
tetiklemek put a bomb under v.

Meanings of "tetiklemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 51 result(s)

Turkish English
General
bir reaksiyon tetiklemek set off a reaction v.
çığı tetiklemek trigger the avalanche v.
erken doğumu tetiklemek trigger an early labor v.
depremi tetiklemek trigger the earthquake v.
(aktarıcıya veya bilgisayara) uygun yanıtı tetiklemek için sinyal göndermek interrogate v.
(fiziksel reaksiyonu) tetiklemek provoke v.
aşırı tetiklemek superstimulate v.
Phrasals
(birinde bir tepkiyi, duyguyu) tetiklemek/tahrik etmek elicit (something) from (someone) v.
birden başka bir durumu/sorunu tetiklemek erupt into (something) v.
başka bir durumu/sorunu tetiklemek escalate into (something) v.
birinin bir konuya merakını tetiklemek excite someone about something v.
(birini) tetiklemek provoke (one) to v.
bir ruh halini tetiklemek whip into v.
içinde (bir duyguyu) tetiklemek strike (something) into v.
içinde bir duyguyu tetiklemek strike into v.
bir şeyi tetiklemek call something forth v.
(birinde bir tepkiyi, duyguyu) tetiklemek/tahrik etmek elicit from v.
-i tetiklemek erupt into v.
birinde bir şeyi tetiklemek excite something in someone v.
(birinde bir şeyi) tetiklemek excite (something) in (one) v.
(bir şeyi) tetiklemek set (something) off v.
Idioms
karşılıklı yaratıcılığı/heyecanı tetiklemek strike sparks off each other v.
(birinde bir hissi) tetiklemek pique (one's) (emotion) v.
duygularını harekete geçirmek/tetiklemek hit me (right) in the feels v.
tartışmayı/anlaşmazlığı tetiklemek stir the possum [australia] v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch to (do something) v.
(bir hastalığın) krizini tetiklemek produce an attack (of some illness) v.
(bir hastalığın) atağını tetiklemek produce an attack (of some illness) v.
bir krizi tetiklemek produce an attack v.
bir atağı tetiklemek produce an attack v.
(birinin) yaratıcılığını/hayal gücünü tetiklemek capture (one's) imagination v.
yaratıcılığını/hayal gücünü tetiklemek capture imagination v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
bir şeyi tetiklemek give rise to something v.
Telecom
aktarıcıyı tetiklemek için sinyal yayan verici challenger n.
Psychology
uyku halini tetiklemek hypnoidize v.
uyku halini tetiklemek hypnoidise v.
Physics
bölünmeyi tetiklemek için atom çekirdeğine eklenen parçacık bullet n.
Agriculture
tohum ekme aletinin mekanizmasını tetiklemek için kullanılan tel check wire n.
tomurcuktan dal oluşumunu tetiklemek için tomurcuk üzerindeki kabukların çıkarılması notching n.
tarım ve bahçecilikte bitki büyümesini tetiklemek amacıyla elektrik kullanımı electroculture n.