usher

Meanings of "usher" in Turkish English Dictionary : 21 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	usher n.	yer gösterici
Tonight I should like to point out specifically the important task of Parliamentary ushers. Bu akşam özellikle Parlamento yer göstericilerinin önemli görevine dikkat çekmek istiyorum. More Sentences
General
2	General	usher v.	getirmek
Indeed, given that it ushers in a new order, the one previously in place is bound to collapse. Aslında yeni bir düzen getirdiğine göre, daha önce yürürlükte olan düzenin çökmesi kaçınılmazdır. More Sentences
3	General	usher v.	götürmek
Tom ushered Mary into his office. Tom, Mary'yi ofisine götürdü. More Sentences
4	General	usher v.	açmak
If adopted, it will usher in further reforms in the management of the common agricultural policy. Kabul edilmesi halinde, ortak tarım politikasının yönetiminde daha ileri reformlara yol açacaktır. More Sentences
5	General	usher v.	başlatmak
I was among those who believed that the election of President Obasanjo some years ago would usher in change. Birkaç yıl önce Başkan Obasanjo'nun seçilmesinin değişimi başlatacağına inananlar arasındaydım. More Sentences
6	General	usher v.	yol göstermek
He ushered me to the hall. O bana salona kadar yol gösterdi. More Sentences
7	General	usher v.	eşlik etmek
Tom ushered Mary into his office. Tom Mary'ye ofisine kadar eşlik etti. More Sentences
Theatre
8	Theatre	usher n.	yer gösterici
See if you can find an usher to take this gentleman to his seat. Bu beyefendiyi yerine oturtacak bir yer gösterici bulmaya çalışın. More Sentences
General
9	General	usher n.	teşrifatçı
10	General	usher n.	mübaşir
11	General	usher n.	kapıcı
12	General	usher n.	yer gösteren kimse (kilisede/tiyatroda)
13	General	usher n.	gözcü
14	General	usher n.	(sinemada) yer gösterici
15	General	usher n.	düğünlerde yer gösteren genç erkek
16	General	usher v.	yerini göstermek
17	General	usher v.	içeri getirmek
18	General	usher v.	yer göstermek
Law
19	Law	usher n.	mübaşir
Tourism
20	Tourism	usher n.	yer görevlisi
Archaic
21	Archaic	usher n.	asistan öğretmen

Meanings of "usher" with other terms in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

	Category	English	Turkish
Phrasals
1	Phrasals	usher in v.	öncülük etmek
The revolution ushered in a new era. Devrim yeni bir döneme öncülük etti. More Sentences
General
2	General	usher [obsolete] [uk] n.	öğretmen
3	General	gentleman usher n.	soylulara ziyaretçileri takdim eden uşak
4	General	usher in a new age v.	yeni bir çağ açmak
5	General	usher in a new era of v.	de yeni bir dönemi başlatmak
Phrasals
6	Phrasals	usher someone or something out v.	birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
7	Phrasals	usher someone into some place v.	birine bir yere kadar eşlik etmek
8	Phrasals	usher someone or something in v.	birine bir yere kadar eşlik etmek
9	Phrasals	usher someone or something out of some place v.	birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
10	Phrasals	usher someone into some place v.	(konser/sinema vb) birini bir yere getirmek
11	Phrasals	usher someone or something in v.	(konser/sinema vb) birini bir yere getirmek
12	Phrasals	usher out v.	birinin/bir şeyin sonuna, bitişine, değişimine işaret etmek
13	Phrasals	usher out v.	geride bırakmak
14	Phrasals	usher out v.	yerini almak
15	Phrasals	usher out v.	yerine geçmek
16	Phrasals	usher out v.	(iki kişinin) karşılaşmasını engellemek
17	Phrasals	usher (someone or something) from (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek
18	Phrasals	usher (someone or something) from (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek
19	Phrasals	usher (someone or something) from (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı yönlendirmek
20	Phrasals	usher (someone or something) into (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek
21	Phrasals	usher (someone or something) into (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri yol göstermek
22	Phrasals	usher (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) içeri yönlendirmek
23	Phrasals	usher (someone or something) into (something) v.	(birini/bir şeyi belli bir döneme) getirmek/sokmak
24	Phrasals	usher (someone or something) out of (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek
25	Phrasals	usher (someone or something) out of (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek
26	Phrasals	usher (someone or something) out of (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı yönlendirmek
27	Phrasals	usher (someone or something) out of (something) v.	(birini/bir şeyi belli bir dönemden) çıkarmak
28	Phrasals	usher (someone or something) to (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek
29	Phrasals	usher (someone or something) to (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru yol göstermek
30	Phrasals	usher (someone or something) to (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) yönlendirmek
31	Phrasals	usher into some place v.	bir yere kadar eşlik etmek
32	Phrasals	usher into some place v.	bir yere getirmek
33	Phrasals	usher into some place v.	bir yerden içeri eşlik etmek
34	Phrasals	usher into some place v.	bir yerden içeri yol göstermek
35	Phrasals	usher into some place v.	bir yerden içeri yönlendirmek
36	Phrasals	usher out of some place v.	bir yerden dışarı eşlik etmek
37	Phrasals	usher out of some place v.	bir yerden dışarı yol göstermek
38	Phrasals	usher out of some place v.	bir yerden dışarı yönlendirmek
39	Phrasals	usher to v.	bir yere doğru eşlik etmek
40	Phrasals	usher to v.	bir yere doğru yol göstermek
41	Phrasals	usher to v.	bir yere yönlendirmek
Idioms
42	Idioms	usher in v.	habercisi olmak
43	Idioms	usher in v.	müjdesi olmak
44	Idioms	usher in v.	müjdelemek
Politics
45	Politics	gentleman usher of the black rod n.	ana görevi lordlar kamarasına ulaklık yapmak olan şövalye
46	Politics	gentleman-usher of the black rod n.	meclis başkanı
Psychology
47	Psychology	usher syndrome n.	usher sendromu