uyanık - Turkish English Dictionary

uyanık

Meanings of "uyanık" in English Turkish Dictionary : 90 result(s)

Turkish English
Common Usage
uyanık awake adj.
We are used to meeting close to midnight, so it is splendid to be here today and see everyone awake.
Gece yarısına yakın saatlerde toplanmaya alışkınız, bu nedenle bugün burada olmak ve herkesi uyanık görmek muhteşem.

More Sentences
uyanık vigilant adj.
Our citizens expect and are entitled to a vigilant and positive response.
Vatandaşlarımız uyanık ve olumlu bir yanıt beklemekte ve buna hak kazanmaktadır.

More Sentences
General
uyanık guarded adj.
Be on your guard against pickpockets, Ken.
Yankesicilere karşı uyanık ol, Ken.

More Sentences
uyanık alert adj.
And where the protection of minors and human dignity are concerned, we cannot be alert enough.
Ve küçük yaştakilerin korunması ve insan onuru söz konusu olduğunda, ne kadar uyanık olsak azdır.

More Sentences
uyanık wide awake adj.
I don't see how Tom can stay up all night and then be so wide awake at work.
Tom'un bütün gece uyumayıp sonra da işte nasıl bu kadar uyanık olduğunu anlamıyorum.

More Sentences
uyanık alive adj.
The beast is alive, awake and hungry.
Canavar yaşıyor, uyanık ve aç.

More Sentences
uyanık aware adj.
We must make politicians and the public in the countries affected more aware and more vigilant.
Etkilenen ülkelerdeki siyasetçileri ve kamuoyunu daha bilinçli ve daha uyanık hale getirmeliyiz.

More Sentences
uyanık sharp adj.
Tom looked sharp.
Tom uyanık görünüyordu.

More Sentences
uyanık vigilant adj.
We must be vigilant, disciplined, and always looking out for one another.
Uyanık, disiplinli olmalı ve her zaman birbirimizi kollamalıyız.

More Sentences
uyanık awake adj.
For its sake one must stay awake all day.
Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerek.

More Sentences
Common Usage
uyanık waking adj.
General
uyanık wake n.
uyanık uptake n.
uyanık argus n.
uyanık bright adj.
uyanık prudent adj.
uyanık as sharp as a needle adj.
uyanık shrewd adj.
uyanık nimble adj.
uyanık wakeful adj.
uyanık hep adj.
uyanık hip adj.
uyanık heady adj.
uyanık woken adj.
uyanık sleepless adj.
uyanık watchful adj.
uyanık leery adj.
uyanık arguseyed adj.
uyanık awoken adj.
uyanık cagey adj.
uyanık enterprising adj.
uyanık woke adj.
uyanık wary adj.
uyanık waking adj.
uyanık conscious adj.
uyanık smart adj.
uyanık waked adj.
uyanık canny adj.
uyanık astir adj.
uyanık unwinking adj.
uyanık fly adj.
uyanık crisp adj.
uyanık as fresh as a daisy adj.
uyanık leerier adj.
uyanık resourceful adj.
uyanık awaked adj.
uyanık shrewdest adj.
uyanık on the ball adj.
uyanık open-eyed adj.
uyanık wide-awake adj.
uyanık knowing adj.
uyanık argus-eyed adj.
uyanık acknowne adj.
uyanık ready-witted adj.
uyanık nimble-minded adj.
uyanık nimblewitted adj.
uyanık needle-sharp adj.
uyanık trig [scottish] adj.
uyanık uncandid adj.
uyanık ywar adj.
uyanık lidless adj.
uyanık hawk-eyed adj.
uyanık bright-eyed adj.
uyanık guardful [obsolete] adj.
uyanık conny adj.
uyanık fendy [dialect] adj.
uyanık slippy adj.
uyanık slumberless adj.
uyanık snack adj.
uyanık sprack [dialect] [uk] adj.
uyanık with prep.
Colloquial
uyanık heads up [us] adj.
uyanık heads-up adj.
Idioms
uyanık a fast worker n.
uyanık box clever n.
uyanık a smart cookie n.
uyanık a smart cookie [us] n.
uyanık one smart cookie [us] n.
uyanık fresh as a daisy adj.
uyanık on the job adv.
uyanık on the watch expr.
uyanık on the ball expr.
uyanık with it expr.
uyanık on the alert expr.
uyanık on toes expr.
uyanık on watch expr.
Archaic
uyanık breme adj.
uyanık brim adj.
uyanık sprag adj.
Slang
uyanık switched on adj.

Meanings of "uyanık" with other terms in English Turkish Dictionary : 191 result(s)

Turkish English
General
uyanık kalmak keep awake v.
I'm trying to keep awake.
Uyanık kalmaya çalışıyorum.

More Sentences
hala uyanık olmak be still awake v.
I saw your light was on and knew you were still awake.
Işığının açık olduğunu gördüm ve hala uyanık olduğunu anladım.

More Sentences
uyanık kalmak wake v.
A strong cup of coffee helps me wake up.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.

More Sentences
tamamen uyanık wide awake adj.
Tom is wide awake.
Tom tamamen uyanık.

More Sentences
yarı uyanık half-awake adj.
I'm often only half-awake.
Ben genellikle sadece yarı uyanığım.

More Sentences
Phrasals
(bir saate) kadar uyanık kalmak stay up until (some hour) v.
Tom stays up until after midnight almost every night.
Tom neredeyse her gece gece yarısına kadar uyanık kalır.

More Sentences
Colloquial
uyanık kal stay awake expr.
Just hope we can stay awake long enough to enjoy it.
Umarım tadını çıkaracak kadar uzun süre uyanık kalabiliriz.

More Sentences
Common Usage
uyanık olma waking n.
General
uyanık olma being awake n.
uyanık olma vigil n.
uyanık kalma vigil n.
uyanık olma consciousness n.
uyanık olma durumu wakefulness n.
uyanık olma waking n.
uyanık olma vigilance n.
uyanık olma tenseness n.
uyanık rüya waking dream n.
uyanık ve zeki kimse nimblewit n.
uyanık olmama unwatchfulness n.
uyanık olmak know what's what v.
karşı uyanık olmak get hip to v.
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak live by one's wits v.
uyanık olmak got hip to v.
yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak be asleep at the switch v.
uyanık olmamak be asleep at the switch v.
uyanık olmak be on the alert v.
uyanık olmak be awake v.
gece geç saatlere kadar uyanık kalmak stay up late v.
uyanık olmak come to attention v.
uyanık tutmak keep awake v.
uyanık davranmamak be unwary v.
uyanık tutmak bewake v.
gece boyu uyanık kalmak overwatch [obsolete] v.
geç saatlere kadar uyanık kalmak sleep in v.
uyanık olmayan unenterprising adj.
yarı uyanık semiconscious adj.
en uyanık leeriest adj.
uyanık olmayan unwary adj.
en uyanık sharpest adj.
daha uyanık shrewder adj.
tamamen uyanık wide-awake adj.
daima uyanık/ihtiyatlı ever-vigilant adj.
daima uyanık/dikkatli ever alert adj.
uyanık olmayan unalert adj.
uyanık olmayan unvigilant adj.
uyanık olmayan unwatchful adj.
uyanık olmayan unalive adj.
uyanık olmayan unawake adj.
uyanık olmayan unenergetic adj.
uyanık olmayan slowgoing adj.
uyanık olmayan unenterprising adj.
uyanık olmayan unguarded adj.
uyanık olmayan unobservant adj.
uyanık olmayan unvigilant adj.
uyanık olmayan unwatchful adj.
uyanık olmayan unalert adj.
kısmen uyanık half-conscious adj.
uyanık ve tetikte open-eyed adj.
aşırı uyanık overcunning adj.
son derece uyanık overknowing adj.
uyanık bir şekilde enterprisingly adv.
uyanık bir biçimde warily adv.
uyanık bir şekilde watchfully adv.
uyanık bir şekilde uncandidly adv.
uyanık olmadan unwatchfully adv.
uyanık bir şekilde unwinkingly adv.
dikkatli, özenli ve uyanık bir şekilde observingly adv.
uyanık bir şekilde politicly adv.
uyanık bir şekilde slippily adv.
Phrasals
uyanık olmak look about one v.
uyanık olmak leave up v.
(bir şey) konusunda uyanık olmak look out for (something) v.
(bir şeye) karşı uyanık olmak tune in (to something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak wise up to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmasını sağlamak/uyandırmak wise up to (someone or something) v.
Proverb
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak hayırlıdır foresight is better than hindsight
korkulu rüya görmektense uyanık olmak yeğdir foresight is better than hindsight
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir better (be) safe than sorry [cliché]
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir better safe than sorry
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir it's better to be safe than sorry
Colloquial
uyanık, yetenekli avukat legal-eagle n.
bütün gece uyanık olan kimse all-nighter n.
birine/bir şeye karşı uyanık onto someone/something adj.
uyanık ol don't take any wooden nickels expr.
(birine/bir şeye karşı) uyanık on the alert (for someone or something) expr.
(birine/bir şeye karşı) uyanık on the alert (for someone or something) expr.
Idioms
uyanık, yetenekli avukat legal eagle n.
uyanık olmak be a tiptoe v.
uyanık olmak take care v.
dikkatli ve uyanık olmak be on the qui vive v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have something on the ball v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak be on the ball v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have on the ball v.
uyanık/tetikte olmak keep one's eye out (for something) v.
uyanık/tetikte olmak have one's eye out (for something) v.
uyanık olmak know what's what v.
uyanık olmak be with it v.
uyanık olmak have one's eyes open v.
uyanık/tetikte olmak keep an eye out for v.
(uyku anlamında) uyanık olmak be in the land of the living v.
uyanık/tetikte olmak have an eye out v.
uyanık olmak be on the ball v.
uyanık/tetikte olmak have an eye out (for something) v.
uyanık olmak know what's going on v.
uyanık/tetikte olmak keep an eye out (for something) v.
uyanık olmak know the score v.
uyanık olmak keep an eye open v.
(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak have an eye out for (someone or something) v.
(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak have (one's) eye out for (someone or something) v.
yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak be sleeping at the switch v.
uyanık olmamak be sleeping at the switch v.
yeterince uyanık olmadığından fırsatı kaçırmak be sleeping at the wheel v.
uyanık olmamak be sleeping at the wheel v.
uyanık olmak have one's ear to the ground v.
uyanık olmak have (or keep) an ear to the ground v.
uyanık olmak keep your ear (close) to the ground v.
uyanık olmak have your ear (close) to the ground v.
uyanık olmak keep an ear (close) to the ground v.
uyanık olmak have an ear (close) to the ground v.
daima uyanık olmak always be on (one's) guard v.
daima uyanık olmak always be on (one's) guard v.
uyanık tutmak keep someone up v.
uyanık olmak be boxing clever [uk] v.
uyanık olmak be looking over (one's) shoulder v.
uyanık olmak be looking over your shoulder v.
uyanık olmak be no (or nobody's) fool v.
uyanık olmak be nobody's fool v.
uyanık olmak be no fool v.
uyanık olmak be on guard v.
yeterince uyanık olmamak be sleeping on the job v.
yeterince uyanık olmamak be asleep on the job v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak be wise to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak be/get wise to somebody/something v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak get hip to (someone or somebody) v.
(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak have (one's) eye out for (someone or something) v.
(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak have an eye out for (someone or something) v.
uyanık olmak keep an ear (close) to the ground v.
uyanık olmak keep your ear (close) to the ground v.
uyanık olmak have an ear (close) to the ground v.
uyanık olmak have your ear (close) to the ground v.
uyanık/tetikte olmak have eye out v.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak have something/a lot on the ball [us] v.
uyanık olmak hold jiggers [us] v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak keep (one's) eye out for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak keep (one's) eyes out (for someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak keep (one's) eyes skinned (for someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak keep (one's) eye skinned (for someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak keep a sharp lookout (for something or someone) v.
uyanık olmak keep an eye out v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak keep an eye out for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak keep an eye peeled (for something or someone) v.
uyanık/tetikte olmak keep eye out v.
uyanık ol/olmak keep your ear to the ground v.
uyanık ol/olmak have your ear to the ground [uk] v.
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak live by wits v.
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak live by your wits v.
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak live on your wits v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmak pay attention (to someone or something) v.
uyanık olmak stand jiggers [us] v.
yeterince uyanık olmayan sleeping at the switch adj.
uyanık olmayan sleeping at the switch adj.
korkulu rüya görmektense uyanık kalmak evladır better be sure than sorry expr.
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir better to be safe than sorry expr.
korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir better safe than sorry expr.
çok uyanık no flies on expr.
çok uyanık no flies on one expr.
çok uyanık no flies on somebody expr.
Medical
spontan soluyan uyanık hasta spontaneously breathing awake patient n.
uyanık sedasyon conscious sedation n.
uyanık hasta awake patient n.
yarı uyanık semicomatose adj.
Anatomy
uyanık fakat rahatlamış ve uykulu olan kimsenin ensefalogramındaki normal beyin dalgası theta rhythm n.
uyanık fakat rahatlamış ve uykulu olan kimsenin ensefalogramındaki normal beyin dalgası theta wave n.
Psychology
uyanık varsanı hypnopompic hallucinations n.
uyanık görülen canlı rüya wake initiated lucid dream n.
uyanık koma coma vigil n.
uyanık bilinç waking consciousness n.
Physiology
genellikle uyanık bir gevşeme durumu ile ilişkilendirilen elektriksel ritim alpha n.
genellikle uyanık bir gevşeme durumu ile ilişkilendirilen elektriksel ritim alpha wave n.
genellikle uyanık bir gevşeme durumu ile ilişkilendirilen elektriksel ritim alpha rhythm n.
Religious
(hinduizm'de) uyanık olma jagra n.
ibadet olarak uyanık kalınan bir dini bayramın arifesi vigil n.
uyku saatleri sırasında uyanık kalma vigil n.
Slang
uyanık tip player (playa) (rap slang) n.
zeki/uyanık olmak know shit from shinola v.
zeki/uyanık olmak tell shit from shinola v.
uyanık olmak know one's ass from a hole in the ground v.
yarı uyanık half under adj.
çok uyanık too far north adj.
çok uyanık cunning as a dunny rat expr.
uyanık mısın? you up exclam.