vaat

Meanings of "vaat" in English Turkish Dictionary : 18 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	vaat	pledge n.
This is an illustration of empty pledges not necessarily leading to good results. Bu, boş vaatlerin her zaman iyi sonuçlara yol açmayabileceğinin bir örneğidir. More Sentences
2	General	vaat	promise n.
Do written promises by those concerned provide sufficient guarantees? İlgili tarafların yazılı vaatleri yeterli güvence sağlıyor mu? More Sentences
3	General	vaat	faith n.
4	General	vaat	undertaking n.
5	General	vaat	engagement n.
6	General	vaat	plight n.
7	General	vaat	commitment n.
8	General	vaat	vow n.
9	General	vaat	word n.
10	General	vaat	assurance n.
11	General	vaat	upside n.
12	General	vaat	behest [obsolete] n.
13	General	vaat	pollicitation n.
14	General	vaat	plyght [obsolete] n.
Idioms
15	Idioms	vaat	40 acres and a mule n.
16	Idioms	vaat	forty acres and a mule n.
17	Idioms	vaat	jam tomorrow n.
Latin
18	Latin	vaat	pollicitatio n.

Meanings of "vaat" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	vaat etmek	pledge v.
Tom has pledged to do that. Tom onu yapmayı vaat etti. More Sentences
2	General	gelecek vaat eden	up and coming adj.
He is one of the up and coming young men of the party. Partinin gelecek vaat eden genç adamlarından biri. More Sentences
3	General	yerine getirme (vaat)	redemption n.
4	General	boş vaat	pie in the sky n.
5	General	resmi vaat	formal promise n.
6	General	gelecek vaat eden öğrenci	promising student n.
7	General	kışkırtıcı vaat	tantalizing promise n.
8	General	boş umut/vaat	rainbow n.
9	General	umut vaat eden aday	hopeful n.
10	General	vaat etme	oppignoration n.
11	General	kendine belirli bir konumu vaat etme	committal n.
12	General	umut vaat eden yarışçı	fave n.
13	General	gelecek vaat eden yol	street n.
14	General	gelecek vaat etmek	be promising v.
15	General	vaat etmek	commit v.
16	General	vaat etmek	hold out v.
17	General	gelecek vaat etmek	look bright v.
18	General	yerine getirmek (vaat)	redeem v.
19	General	gelecek vaat etmek	have a promising future v.
20	General	vaat etmek	give one's word v.
21	General	umut vaat etmek	promise hope v.
22	General	umut vaat etmek	bid fair v.
23	General	vaat etmek	covenant v.
24	General	vaat etmek	clap [obsolete] v.
25	General	vaat etmek	oppignorate v.
26	General	vaat içeren	promissory adj.
27	General	çok şey vaat eden	toward adj.
28	General	gelecek vaat eden	up-and-coming adj.
29	General	umut vaat eden	bright adj.
30	General	umut vaat eden	hopeful adj.
Phrasals
31	Phrasals	vaat etmek	stick out v.
32	Phrasals	(vaat veya amacı) yerine getirmemek	fall back v.
Colloquial
33	Colloquial	boş vaat	empty promise n.
34	Colloquial	gelecek vaat etmek	be on the make v.
35	Colloquial	ümit/umut vaat etmek	be on the make v.
36	Colloquial	boş vaat	a pie in the sky expr.
37	Colloquial	bu bir tehdit mi yoksa bir vaat mi?	is that a threat or a promise? expr.
38	Colloquial	tehdit mi yoksa vaat mi ediyorsun?	is that a threat or a promise? expr.
Idioms
39	Idioms	yerine getirilmeyen vaat	40 acres and a mule n.
40	Idioms	yerine getirilmeyen vaat	forty acres and a mule n.
41	Idioms	abd’de iç savaş sırasında kölelikten azat edenlere verileceği vaat edilen küçük bir arsa ve bir katır sözü	40 acres and a mule n.
42	Idioms	boş çıkan vaat	40 acres and a mule n.
43	Idioms	abd’de iç savaş sırasında kölelikten azat edenlere verileceği vaat edilen küçük bir arsa ve bir katır sözü	forty acres and a mule n.
44	Idioms	boş çıkan vaat	forty acres and a mule n.
45	Idioms	asla gerçekleşmeyecek vaat/söz	jam tomorrow n.
46	Idioms	gelecek vaat eden kimse	up-and-comer n.
47	Idioms	bekleneni ya da vaat edileni yapmak	come up with (or deliver or produce) the goods v.
48	Idioms	mükafat vaat ederek bir işi yaptırmaya çalışmak	dangle a carrot in front of (one) v.
49	Idioms	mükafat vaat ederek bir işi yaptırmaya çalışmak	dangle a carrot in front of someone v.
50	Idioms	mükafat vaat ederek bir işi yaptırmaya çalışmak	offer someone a carrot v.
51	Idioms	gelecek vaat etmek	one's future looks bright v.
52	Idioms	(vaat vb) yerine getirmek	make good v.
53	Idioms	vaat olarak kalmak	be dead on the vine v.
Speaking
54	Speaking	sana vaat edilen tek ödül	the only prize they guarantee expr.
Trade/Economic
55	Trade/Economic	şifahi vaat	oral promise n.
56	Trade/Economic	sözlü vaat	oral promise n.
57	Trade/Economic	vaat etmek	bid v.
Law
58	Law	ilanen vaat	public promise n.
59	Law	sözlü vaat	oral promise n.
60	Law	vaat eden	promiser n.
61	Law	(roma hukuku) tek taraflı vaat	pollicitation n.
62	Law	tek taraflı vaat içeren	nude adj.
63	Law	vaat içeren	promissory adj.
Politics
64	Politics	sözlü vaat	oral promise n.
Literature
65	Literature	boş söz/vaat	rash promise n.
66	Literature	boş söz/vaat	blind promise n.
67	Literature	boş söz/vaat	rash boon n.
Religious
68	Religious	inananlara cennette yeniden doğmayı vaat eden budist inancı	amidism n.
69	Religious	inananlara cennette yeniden doğmayı vaat eden budist inancına sahip kimse	amidist n.
70	Religious	inananlara cennette yeniden doğmayı vaat eden budist inancına ait veya ilgili	amidist adj.
Card
71	Card	(briç) rakiplerin deklare/vaat ettiği renkleri söyleme	cue bid n.
72	Card	(briç) rakiplerin deklare veya vaat ettiği renkleri söyleme	cue v.