valiz - Turkish English Dictionary

valiz

Meanings of "valiz" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
General
valiz case n.
I'll get him to carry this case upstairs.
Ona, bu valizi üst kata taşıtacağım.

More Sentences
valiz suitcase n.
After hugging Tom, Mary picked up her suitcase and left.
Tom'a sarıldıktan sonra, Mary valizini aldı ve gitti.

More Sentences
valiz valise n.
A valise of this size is very handy.
Bu büyüklükte bir valiz çok kullanışlı.

More Sentences
valiz baggage n.
I have a lot of baggage, so I can't walk home.
Çok fazla valizim var, bu yüzden eve yürüyemiyorum.

More Sentences
valiz luggage n.
My luggage is missing.
Valizim kayıp.

More Sentences
valiz bag n.
You forgot your bags.
Valizlerini unuttun.

More Sentences
valiz holdall n.
valiz overnight bag n.
valiz traps n.
valiz mail [scotland] n.
valiz dorlach [scotland] n.
valiz dourlach [scotland] n.
valiz port [australia] n.
Colloquial
valiz keester n.
valiz keyster n.
valiz kiester n.
Tourism
valiz traveling bag n.
valiz grip n.
Transportation
valiz traveling case n.
Slang
valiz port n.
valiz plunder [dated] n.

Meanings of "valiz" with other terms in English Turkish Dictionary : 41 result(s)

Turkish English
General
valiz toplamak pack v.
I guess I'd better start packing.
Sanırım valizimi toplamaya başlasam iyi olur.

More Sentences
valiz hazırlamak pack v.
She was able to be ready early this morning, because she finished packing last night.
O dün gece valizini hazırlamayı bitirdiğinden dolayı bu sabah erken hazırlanabildi.

More Sentences
küçük valiz overnight case n.
küçük valiz overnight bag n.
tekerlekli valiz rollaboard n.
valiz taşıyan görevli bellhop n.
valiz kayışı luggage strap n.
valiz kemeri luggage belt n.
(arabada) valiz/çanta rafı rack n.
fazla valiz excess baggage n.
izin verilenden fazla/ağır valiz excess baggage n.
kabin boy valiz flight bag n.
(bavul, valiz, çanta) açıp boşaltan kimse unpacker n.
yük/valiz indiren kimse unpacker n.
valiz toplama packing n.
büyük valiz pullman n.
tekerlekli valiz pullman n.
büyük valiz pullman case n.
tekerlekli valiz pullman case n.
valiz toplamak pack one's bags v.
valiz hazırlamak prepare luggage v.
valiz hazırlamak pack one's bags v.
körüklü valiz expandable luggage v.
yük/valiz indirmek unpack v.
boşaltılmamış (bavul, valiz, çanta) unpacked adj.
Idioms
valiz/bavul hazırlamak pack your bag v.
valiz/bavul toplamak pack your bag v.
valiz/bavul hazırlamak pack your bags v.
valiz/bavul toplamak pack your bags v.
geminin yolcu kabininde taşınamayacak kadar büyük (valiz) not wanted on voyage [obsolete] adj.
gemide kabin bagajı olamayacak kadar büyük (valiz) not wanted on voyage [obsolete] adj.
Tourism
valiz taşıyan otel görevlisi bellhop n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellboy n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellperson n.
valiz taşıyan görevli bellperson n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellman n.
Technical
yumuşak yüzlü valiz soft-top suitcase n.
Transportation
otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte çanta, valiz vb. carry-on n.
Railway
(valiz ve eşyaların bırakıldığı) emanet luggage lockers n.
Aeronautic
valiz bırakma yeri bag drop n.
Modern Slang
valiz hazır all wrapped up expr.