English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | wear down v. | aşınmak | ||
As it wears down, the protective space between the bones decreases. Aşındıkça kemikler arasındaki koruyucu boşluk azalır. More Sentences |
||||
General | wear down v. | aşındırmak | ||
Time withers the roses, but wears down the thorns. Zaman gülleri soldurur ama dikenleri aşındırır. More Sentences |
||||
General | wear down v. | yıpranmak | ||
As it wears down, the protective space between the bones decreases. Yıprandıkça kemikler arasındaki koruyucu boşluk azalıyor. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | wear down v. | yıpranmak | ||
Tires wear down because of friction between the rubber and the road surface. Lastikler, lastik ve yol yüzeyi arasındaki sürtünme nedeniyle yıpranır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | wear down v. | yenmek | ||
General | wear down v. | yıpratmak | ||
General | wear down v. | azar azar gücünü tüketmek | ||
General | wear down v. | yavaş yavaş yıpratmak | ||
General | wear down v. | yavaş yavaş yıpranmak | ||
General | wear down v. | birini yormak | ||
General | wear down v. | eskimek | ||
General | wear down v. | azar azar tüketmek | ||
General | wear down v. | yıpramak | ||
General | wear down v. | eskitmek | ||
General | wear down v. | zayıflatmak | ||
General | wear down v. | devamlı ısrarla kırmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | wear oneself down to a shadow v. | erim erim erimek | ||
General | wear oneself down to a shadow v. | kendini helak etmek | ||
General | wear the enemy down v. | düşmanı yormak | ||
General | wear the enemy down v. | düşmanı bitap düşürmek | ||
Speaking | ||||
Speaking | don't let them wear you down expr. | onların seni bezdirmesine izin verme | ||
Speaking | don't let the bastards wear you down expr. | onların seni ezmesine izin verme | ||
Technical | ||||
Technical | wear down gauge n. | aşınma ölçer |