wreck - Turkish English Dictionary

wreck

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "wreck" in Turkish English Dictionary : 62 result(s)

English Turkish
Common Usage
wreck n. enkaz
Secondly, I believe we must decide what to do with the wreck.
İkinci olarak enkazla ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
wreck n. gemi enkazı
The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.

More Sentences
General
wreck n. kaza
In the case of car wrecks we were almost successful two years ago.
Araba kazaları konusunda iki yıl önce neredeyse başarılı olmuştuk.

More Sentences
wreck n. harabe
Tom's house is a wreck.
Tom'un evi harabeye dönmüş.

More Sentences
wreck n. gemi enkazı
The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.

More Sentences
wreck v. mahvetmek
That peace has been shattered by renewed acts of terror intended to wreck the peace process.
Bu barış, barış sürecini mahvetmeyi amaçlayan yeni terör eylemlerinden ötürü yerle bir olmuştur.

More Sentences
wreck v. yıkmak
It was not the intention of this amendment to wreck the directive.
Bu değişikliğin amacı yönergeyi yıkmak değildi.

More Sentences
Automotive
wreck n. enkaz
Secondly, I believe we must decide what to do with the wreck.
İkinci olarak enkazla ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
Marine
wreck n. enkaz
Secondly, I believe we must decide what to do with the wreck.
İkinci olarak enkazla ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
wreck n. gemi enkazı
The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.

More Sentences
wreck n. harabe
Tom's house is a wreck.
Tom'un evi harabeye dönmüş.

More Sentences
wreck v. harap etmek
President Mugabe and his cronies have wrecked a once prosperous and once stable country.
Başkan Mugabe ve yandaşları ise bir zamanların müreffeh ve istikrarlı ülkesini harap etmişlerdir.

More Sentences
General
wreck n. virane
wreck n. kazaya uğrama
wreck n. trafik kazası
wreck n. gemi kazası
wreck n. haraplık
wreck n. yıkılma
wreck n. enkaz (gemi)
wreck n. harap olma
wreck n. mahvolma
wreck n. enkaz haline gelmiş şey
wreck n. yıkıntı
wreck n. hurda
wreck n. yok olma
wreck n. bitap düşmüş kimse
wreck v. kazaya uğratmak
wreck v. kaza yaptırmak
wreck v. berbat etmek
wreck v. baltalamak
wreck v. rezil etmek
wreck v. kaza geçirmek
wreck v. zarar vermek
wreck v. suya düşürmek
wreck v. imha etmek
wreck v. kundaklamak
wreck v. haşat etmek
wreck v. hasara uğratmak
wreck v. karaya oturtmak
wreck v. kaza yapmak
wreck v. bozmak
wreck v. yok etmek
wreck v. enkaz haline getirmek
wreck v. parçalamak
Idioms
wreck v. berbat etmek
wreck v. çorba etmek
wreck v. eline yüzüne bulaştırmak
wreck v. içine etmek
Law
wreck n. gemi enkazının karaya vuran parçaları
Technical
wreck v. yüzeyde biriken sıvıyı boşaltmak
wreck v. yüzeyde biriken sıvıyı tahliye etmek
wreck v. enkazı arayıp bulmak
wreck v. enkazı kaldırmak
wreck v. enkazı yağmalamak
wreck v. yıkıntıyı onarmak
Traffic
wreck n. (kaza sonucu) enkaza dönen araç
Marine
wreck n. geminin kazaya uğramış olması
wreck n. kazaya uğramış geminin enkazı
wreck n. virane
wreck n. gemi ve yükünün enkaz halinde karaya vuran parçaları
wreck v. gemiyi kazaya uğratmak
wreck v. gemiyi karaya oturtmak

Meanings of "wreck" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

English Turkish
General
sunken wreck n. batık enkaz
Now, six months after the disaster, there is still oil coming up from the sunken wreck.
Şimdi, felaketten altı ay sonra, batık enkazdan hala petrol çıkmaya devam ediyor.

More Sentences
train wreck n. tren kazası
A hundred people were hurt in a train wreck.
Tren kazasında yüz kişi yaralandı.

More Sentences
sunken wreck n. batık leş
wreck yard n. hurdalık
wreck hunter n. batık avcısı
wreck yard n. araba hurdalığı
wreck yard n. araba mezarlığı
train wreck n. tren enkazı
have a wreck v. trafik kazası geçirmek
wreck one's affairs v. çarkına etmek
be a physical wreck v. sağlığı bozulmuş olmak
be a nervous wreck v. sinirleri bozulmak
be a nervous wreck v. siniri bozulmak
inherit a wreck v. enkaz devralmak
wreck the hopes v. umutları boşa çıkarmak
wreck people's lives v. insanların hayatlarını alt üst etmek
wk (wreck) abrev. enkaz
Idioms
train wreck n. felaket
slow motion train wreck n. izlenen fakat durdurulamayan felaket
train wreck n. karmaşa
train wreck n. kötü durum
slow motion train wreck n. yavaş yavaş gelen ve durdurulamayan afet
nervous wreck n. sinir küpüne dönmüş kimse
nervous wreck n. sinirleri laçka olmuş kimse
nervous wreck n. sinirleri gerilmiş kimse
nervous wreck n. sinirleri bozulmuş kimse
nervous wreck n. sinirleri haşat olmuş kimse
wreck someone's home for a date v. birinin yuvasını yıkmak
wreck the mood v. havayı bozmak
be a nervous wreck v. sinirleri laçka olmak
Trade/Economic
wreck removal n. enkaz kaldırma
Insurance
removal of wreck n. enkazın kaldırılması
Technical
wreck diving n. batık dalışı/dalıcılığı
card wreck n. kart sıkışması
Computer
card wreck n. kart sıkışması
Automotive
wreck wrap n. hasarlı araç örtüsü
Marine
wreck removal n. enkaz kaldırma
ship wreck n. gemi hurdası
removal of wreck n. gemi enkazının kaldırılması
receiver of wreck n. karaya oturan gemiye bakmakla görevli memur
wreck-master n. kıyıya vuran gemi enkazından sorumlu kimse
Gastronomy
wreck fish n. iskorpit hanisi
wreck fish n. iskorpit hanisi balığı
Marine Biology
wreck buoy n. batık şamandırası
Military
dangerous wreck n. tehlikeli gemi enkazı
dangerous wreck n. tehlikeli batık
Slang
get into a wreck v. başı belaya girmek
get into a wreck v. belaya bulaşmak
check yourself before you wreck yourself expr. ağzından çıkana dikkat et
check yourself before you wreck yourself expr. ağzından çıkanı kulağın duysun
check yourself before you wreck yourself expr. hareketlerine dikkat et
check yourself before you wreck yourself expr. ne dediğine dikkat et
Star Wars
minions wreck and wares n. dalkavuklar enkaz ve eşyaları