yaralanmak - Turkish English Dictionary

yaralanmak

Meanings of "yaralanmak" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
Common Usage
yaralanmak get injured v.
Tom got injured pretty badly.
Tom çok kötü yaralandı.

More Sentences
yaralanmak get hurt v.
Tom might get hurt if he does that.
Tom bunu yaparsa yaralanabilir.

More Sentences
General
yaralanmak be injured v.
Sami was injured.
Sami yaralandı.

More Sentences
yaralanmak be wounded v.
He was shot and seriously wounded.
O vuruldu ve ciddi olarak yaralandı.

More Sentences
yaralanmak get wounded v.
Tom got wounded in the battle.
Tom savaşta yaralandı.

More Sentences
yaralanmak bruise v.
yaralanmak apair [obsolete] v.
yaralanmak drop v.
yaralanmak scart v.
Idioms
yaralanmak do yourself an injury v.

Meanings of "yaralanmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
ağır yaralanmak be critically injured v.
One person was critically injured.
Bir kişi ağır yaralandı.

More Sentences
ağır yaralanmak be severely wounded v.
Tom has been severely wounded.
Tom ağır yaralandı.

More Sentences
ağır yaralanmak be badly wounded v.
Tom has been badly wounded.
Tom ağır yaralandı.

More Sentences
ağır yaralanmak be seriously wounded v.
Tom has been seriously wounded.
Tom ağır yaralı.

More Sentences
ağır yaralanmak be seriously injured v.
He was seriously injured in a traffic accident.
Trafik kazasında ağır yaralandı.

More Sentences
ağır yaralanmak be badly injured v.
Tom has been badly injured.
Tom ağır yaralandı.

More Sentences
ağır yaralanmak be severely injured v.
Tom was severely injured, too.
Tom da ağır yaralıydı.

More Sentences
hafif yaralanmak be slightly injured v.
He was slightly injured in a traffic accident.
Trafik kazasında hafif yaralandı.

More Sentences
sürtünerek yaralanmak gall v.
kendi kendine düşüp yaralanmak gutser v.
bacağından yaralanmak be shot in the leg v.
kolundan yaralanmak be shot in the arm v.
göğsünden yaralanmak be shot in the chest v.
ağır yaralanmak be grievously injured v.
ağır yaralanmak be gravely wounded v.
ağır yaralanmak be critically wounded v.
ağır yaralanmak be grievously wounded v.
ağır yaralanmak be gravely injured v.
savaşta yaralanmak bleed v.
(belirli bir yerinden) yaralanmak get v.
yürürken yaralanmak overwalk v.
ağır şekilde (yaralanmak vb.) gravely adv.
ciddi biçimde (yaralanmak vb.) gravely adv.
Colloquial
düşüp yaralanmak beef v.
Idioms
(müsabaka dışı kalacak kadar) kötü bir biçimde yaralanmak crash and burn v.
duygusal açıdan yaralanmak get a bloody nose v.
Speaking
oldukça kötü yaralanmak get hurt pretty bad expr.
Medical
(cilt) yaralanmak tear v.
Slang
(savaşta vb) kötü/ağır yaralanmak cop a packet v.