yargı yetkisi - Turkish English Dictionary

yargı yetkisi

Meanings of "yargı yetkisi" in English Turkish Dictionary : 13 result(s)

Turkish English
General
yargı yetkisi jurisdiction n.
It offers no legal certainty because no authority with jurisdiction, such as the courts, will accept it.
Hiçbir yasal kesinlik sunmamaktadır çünkü mahkemeler gibi yargı yetkisine sahip hiçbir makam bunu kabul etmeyecektir.

More Sentences
Trade/Economic
yargı yetkisi jurisdiction n.
For example, only in certain countries, Germany, is there specialised jurisdiction.
Örneğin sadece belirli ülkelerde, Almanya'da, uzmanlaşmış yargı yetkisi vardır.

More Sentences
Law
yargı yetkisi jurisdiction n.
That pleads for a centralised Community jurisdiction.
Bu durum, merkezi bir Topluluk yargı yetkisini savunmaktadır.

More Sentences
yargı yetkisi jurisdiction n.
Only in certain countries, Germany, for example is there specialised jurisdiction.
Sadece belirli ülkelerde, örneğin Almanya'da, uzmanlaşmış yargı yetkisi vardır.

More Sentences
Politics
yargı yetkisi jurisdiction n.
Then I should like to mention the jurisdiction.
Daha sonra yargı yetkisinden bahsetmek istiyorum.

More Sentences
General
yargı yetkisi judicial districts n.
yargı yetkisi bail [obsolete] n.
Law
yargı yetkisi juridical power n.
yargı yetkisi cognizance n.
yargı yetkisi judicial power n.
yargı yetkisi cognisance n.
yargı yetkisi judiciary power n.
yargı yetkisi danger n.

Meanings of "yargı yetkisi" with other terms in English Turkish Dictionary : 63 result(s)

Turkish English
Law
zorunlu yargı yetkisi compulsory jurisdiction n.
In January 1990 Turkey recognised the compulsory jurisdiction of the European Court of Human Rights.
Ocak 1990'da Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin zorunlu yargı yetkisini tanıdı.

More Sentences
General
yargı yetkisi tanımı dicealolgy [obsolete] n.
gezici mahkeme ve jürili mahkeme gibi üst yargı yetkisi bulunan bir mahkemeye sahip kasaba shire town [dialect] n.
yargı yetkisi vermek confer jurisdiction v.
yargı yetkisi bulunan komiteye ait veya ilgili syndical adj.
yargı yetkisi anlamında kullanılan son ek -ric suf.
Trade/Economic
yargıtayın yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
Law
yargı yetkisi kapsamındaki bölge territory [scottish] n.
yargı yetkisi olan makam tribunal n.
alt mahkemenin yargı yetkisi original jurisdiction n.
cezai yargı yetkisi criminal jurisdiction n.
çekişmesiz yargı yetkisi non-contentious jurisdiction n.
ceza davaları yargı yetkisi criminal jurisdiction n.
deniz mahkemeleri yargı yetkisi admiralty jurisdiction n.
genel yargı yetkisi general jurisdiction n.
idari yargı yetkisi administrative jurisdiction n.
ihtilaflı yargı yetkisi contentious jurisdiction n.
istinaf mahkemesinin yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
ilk yargı yetkisi original jurisdiction n.
ihtiyari yargı yetkisi optional jurisdiction n.
mahkemelerinin yargı yetkisi equity jurisdiction n.
münhasır yargı yetkisi exclusive jurisdiction n.
münhasır yargı hakkı ve yetkisi exclusive jurisdiction n.
normal yargı yetkisi ordinary jurisdiction n.
nihai yargı yetkisi final jurisdiction n.
sınır aşan yargı yetkisi long arm statute n.
temyiz mahkemesinin yargı yetkisi appellate jurisdiction n.
tartışmasız yargı yetkisi non-contentious jurisdiction n.
uluslararası yargı yetkisi international jurisdiction n.
ülkesel yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
vesayet mahkemesi yargı yetkisi probate jurisdiction n.
yabancı ülke mahkemesi yargı yetkisi foreign jurisdiction n.
ganimet davaları haricinde tüm denizcilik sözleşmeleri ve haksız fiilden doğan zararlar üzerinde yargı yetkisi olan bir deniz mahkemesi kolu instance court n.
(yargı bölgesinde) genel yetkisi bulunan mahkeme district court [us] n.
yargı yetkisi olan kimse dignitary prebend n.
davanın yargı yetkisi olan makamca görülmesi consideration n.
eskiden kral antlaşmasını etkilediği için kraliyetin özel yargı yetkisi istediği davalar pleas of the crown n.
(iskoç hukukunda) kendi yargı yetkisi olan yargıç ordinary n.
(barış zamanında) devletin açık denizde seyahat eden gemileri üzerinde sahip olduğu münhasır yargı yetkisi freedom of the seas n.
(eski ingiliz hukukunda) tımar veya derebeylikte tam yargı yetkisi soc and sac n.
mahkemenin yargı yetkisi dışında extrajudicial adj.
mahkemenin yargı yetkisi dışında extra judicial adj.
yargı yetkisi olan jurisdictive adj.
sınır aşan (yargı yetkisi) long-arm adj.
belirli bir konu veya sorun üzerinde yargı yetkisi bulunan competent adj.
yargı yetkisi olan cognizant adj.
yargı yetkisi olan cognisant [uk] adj.
doğrudan yargı yetkisi oluşturan ordinary adj.
(yasal işlem, yargı yetkisi) uzun yargı prosedürlerinden etkilenmeyen summary adj.
Politics
bölgesel yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
devletin kendi ülkesi üzerindeki yargı yetkisi territorial jurisdiction n.
deniz davaları yargı yetkisi maritime jurisdiction n.
hava yargı yetkisi jurisdiction over air n.
iç yargı yetkisi domestic jurisdiction n.
yargı yetkisi ihtilafı conflict of jurisdiction n.
ingiltere ile galler arasındaki sınır bölgesi üzerinde yargı yetkisi bulan ve kraliyetin özgürlüklerinde faydalanan ingiliz lordu lord marcher n.
özellikle balıkçılık ve denizciliğin düzenlenmesi konusunda yargı yetkisi bulunan kurul conservancy [uk] n.
History
baron veya lordun yargı yetkisi dahilinde olan şey thanedom n.
(kilise hukukuna göre) kendinden alt kademedeki bir rahibin yetkisine bırakılmış meselelere ilişkin yargı yetkisi prevention n.
Religious
(papalık mahkemesinde) yargı yetkisi bulunan makam rota n.
en yüksek piskopos olarak papanın yargı yetkisi primacy n.
ruhani yargı yetkisi bulunan piskopos, rahip, başdiyakoz gibi birinin atadığı bir dini yargıçla ilgili official adj.
Military
genelkurmay başkanının gücü, bölgesi ve yargı yetkisi captaincy general n.