Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | yavaşlamak | slow down v. | ||
International trade has slowed down. Uluslararası ticaret yavaşladı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yavaşlamak | slow v. | ||
The reform process has slowed, there has been a loss of momentum and Albania is not in the position to afford this. Reform süreci yavaşlamış, ivme kaybetmiştir ve Arnavutluk bunu kaldırabilecek durumda değildir. More Sentences |
||||
General | yavaşlamak | get slower v. | ||
Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster. Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | yavaşlamak | let up v. | ||
After the rain had let up a bit, we made a dash for the car. Yağmur biraz yavaşladıktan sonra, arabaya doğru koştuk. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | yavaşlamak | slow down v. | ||
Economic activity in Turkey slowed down markedly in the second half of 1998. Türkiye'de ekonomik aktivite, 1998'in ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşladı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yavaşlamak | ease off v. | ||
General | yavaşlamak | slow up v. | ||
General | yavaşlamak | slack up v. | ||
General | yavaşlamak | slacken v. | ||
General | yavaşlamak | decelerate v. | ||
General | yavaşlamak | gear down v. | ||
General | yavaşlamak | seize (up) v. | ||
General | yavaşlamak | slake v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | yavaşlamak | wait up v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | yavaşlamak | grind to a halt v. | ||
Idioms | yavaşlamak | skip a beat v. | ||
Technical | ||||
Technical | yavaşlamak | decelerate v. | ||
Technical | yavaşlamak | slowdown v. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | giderek yavaşlamak | wind down v. | ||
General | frenle yavaşlamak | brake v. | ||
General | frenlemiş gibi yavaşlamak | brake v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | yavaşlamak (makine) | grind down v. | ||
Phrasals | (bilgisayar) yavaşlamak/ağırlaşmak | throttle down v. | ||
Phrasals | yuvarlanıp (durmak, yavaşlamak) | roll to (someone or something) v. | ||
Phrasals | (dönerken) yavaşlamak | spin down v. | ||
Phrasals | dönüşü yavaşlamak | spin down v. | ||
Phrasals | (bir süre) yavaşlamak | stall for (something) v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | duraklamak/yavaşlamak | break one's stride v. | ||
Idioms | duraklamak/yavaşlamak | break stride v. | ||
Automotive | ||||
Automotive | ani hızlanmak/yavaşlamak | surge v. | ||
Sport | ||||
Sport | (kayakçı) kayakların uçlarını içe doğru döndürerek yavaşlamak | snowplow v. |